• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Reis-i Cumhur Erdoğan görevi devraldı

Yeniakit Publisher
2014-08-28 18:01:00 - 2018-08-31 23:24:17
Reis-i Cumhur Erdoğan görevi devraldı

Reis-i Cumhur Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte Çankaya Köşkü'ne geçti.

12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan eşi Emine Erdoğan ile birlikte Köşk'e geçti. Erdoğan, Köşk'ün giriş kapısında atlı birlikler tarafından karşılandı. Kendisini bekleyen Sancak ve Onur Kıtası'nı selamlayan Erdoğan çiftini Büyük Şeref Kapısı'nda 11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül karşıladı. Karşılamanın ardından halef-selef olan Erdoğan ve Gül baş başa görüşme gerçekleştirdi.

Görüşmenin ardından Erdoğan ve Gül, Büyük Resepsiyon Salonu'nda düzenlenecek devir-teslim töreni için davetlilerin karşısına çıktı. İstiklal Marşı'nın çalınmasının ardından özgeçmişleri okunacak olan Gül ve Erdoğan davetlilere birer konuşma yapacak. Erdoğan, Gül'e Cumhurbaşkanlığı Forsu ve Devlet Şeref Madalyası takdim edecek. Törenin ardından bir resepsiyon düzenlenecek. Resepsiyona katılmaları beklenen Gül çiftini Köşk'ten uğurlayacak olan Erdoğan ve eşi ise Büyük Resepsiyon Salonu'na dönerek, kutlamaları kabul edecek.

Abdullah Gül'ün veda konuşmasından satır başları şöyle:

Sayın Cumhurbaşkanı, değerli hanımefendiler, erksalanslar, 7 yıl süreyle üstlenmiş olduğu Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığgı görevini, bugün Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan'a devretmekten büyük bir şeref duyuyorum. Devir teslim töreni benim için büyük bir mutluluk kaynağı olmuştur.

Görev sürem boyunca, uyum ve eşgüdüm içinde çalıştığım ülkemizin yasama-yürütme ve yargı organı mensuplarına ve sivil toplumumuza birkez dehe teşekkür etmek istiyorum.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Türk halkı tarafından Türkiye'nin 12. Cumhurbaşkanı seçilen Sayın Recep Tayyip Erdoğan'la 40 yılı aşkın dostluğumuz, dava arkadaşlığımız var. Yarım asra yakın bir beraberliğimiz var. Böyle bir arkadaşıma devrediyorum. Sayın Cumhurbaşkanının üstün liderlik ve yöneticilik yeteneklerini, vatan aşkını ve millet sevgisini en yakından bilenlerdenim. Son 14 yıl boyunca, önce partimizi beraber kurduk, sonra da Türkiye'nin yönetiminde değişik pozisyonlarda beraber çalıştık.

Gururla söylemeliyim ki, bu 12 yıl Cumhuriyet tarihimiz en parlık yılları arasında yer aldı. Birlikte ekonomik, sosyal reformklara imza attık. Ülkemizde demokrasinin derinleşmesini ve refahın artmasını, değerli arkadaşlarımızla hep beraber yaptık. Bölge ve dünya barışına el birliğiyle katkıda bulunmaya çalıştık. Sayın Cumhurbaşkanı, değerli kardeşim Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, görevimi devrederken müsterihim. Tıpkı başbakanlık görevimi devrettiğim gibi. Sayın Cumhurbaşkanı'nın liderliğinde güçlü ve istikrarlı bir Türkiye'nin büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. Türkiye'nin her zamankinden daha güçlü olmasına kendi çıkarlarımız bakımından olduğu kadar bölgenin de ihtiyacı vardır.

Bir teşekkür etmek istiyorum. nce anneme babama sağlık sıhhat diliyorum. Çok yükümü çekti, siyasi hayatımın ilk 10 yılında hiç eve uğramadığımız yıllardı çocukları o yetiştirdi. O zaman hiç unutmam ben artık milletin çocuklarını kurtarmak için uğraşacağım, bizim çocukları da sen kurtaracaksın dedim. Devlet hayatımda tabii ki, bizlerin eşlerinin de görevleri oluyor. Devletimizi ve milletimizi temsil söz konusu olduğunda, her türlü gayreti gösterdi. Buna da sizler şahitsiniz. Kendisine, çocuklarıma, kardeşlerime, yakın arkadaşlarıma, hepsine teşekkür etmek istiyorum.

Sayın Cumhurbaşkanı, değerli kardeşim, sizi bir kez daha tebrik ediyorum. Şahsınıza, değerli eşinize, çocuklarınıza, sağlık afiyet diliyorum. Allah yardımcınız olsun. Milletimize hizmet etmek için şereften onur duyacaksınız.

12.Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

Türkiye Cumhuriyeti'nin 11. cumhurbaşkanı, çok değerli Abdullah Gül kardeşim, saygıdeğer devlet başkanları, çok değerli bakanlar, yurt içinden ve yurt dışından bu anlamlı törene iştirak eden saygıdeğer misafirler, Türkiye Cumhuriyeti'nin aziz vatandaşları sizleri, en kalbi duygularımla selamlıyor, bu anlamlı günümüzü, bu heyecanımızı bizimle paylaşan tüm misafirlerimize, hoşgeldiniz diyorum.

Bizi şereflendirdiniz diyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nin 12. cumhurbaşkanı olarak göreve başladığım bu ilk saatlerde, öncelikle ekranları başında bizi izleyen aziz milletime sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. 91 yıllık cumhuriyet tarihimizde, 2 bin yıllık Türk tarihinde, ilk kez devletin başındaki isim milletimizin sandık başına gidip tercih yapmasıyla bir cumhurbaşkanı belirlenmiştir.

Halkın oylarıyla seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olmanın iftiharını yaşıyorum. Bu vesileyle, sorumluluğumun daha fazla arttığının bilinci içindeyim. Gerek 2007'deki anayasa değişikliğine yüzde 69'la evet diyen, gerek 10 Ağustos'ta yüzde 52 oy veren milletime teşekkür ediyorum. Nefes alıp verdiğim sürece, emanetime sıkı sıkı sahip çıkacağıma özellikle vurguluyorum.

Türkiye Cumhuriyeti'nin 11. cumhurbaşkanı, değerli dava arkadaşıma, şahsım, ailem, ülkem ve milletim adına özellikle şükranlarımı sunuyorum. Şahsım Başbakan olarak Sayın Gül de cumhurbaşkanı olarak 7 yıl boyunca uyum ve koordinasyon içinde Türkiye'ye çok büyük hizmetler ve eserler kazandırdık. 40 yılı aşkın bir süre birlikte olmanın sorumluluğu içinde geldiğimiz bu nokta inanıyorum ki, eserlerle bunu taçlandırmanın geldiği bir noktadır. İşte Türkiye'ye çok büyük eserler bu anlayışla kazandırıldı. Kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum.

Çok değerli misafirler, 12 yıl boyunca, Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanı olarak hükümetimiz ve partimizle, siyasetin alanının genişletilmesi, demokrasinin, insan hak ve özgürlüklerinin standartlarının genişletilmesi için çok büyük reformlar gerçekleştirdi. Yaptdığımız her bir değişiklik daha büyük değişimlerin yolunu açtı. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi teknik bir değişikliğin ötesinde aslında bir dönemin kapatılması meselesidir. Bugün kapanan dönem eski Türkiye dönemidir, kapıları ardına kadar açılan yeni dönemse Cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki özü taşıyan yeni Türkiye'dir. Eski Türkiye'de siyasetin üstünde engeller vardı, çeteler vardı, yüphe vardı. Adım adım ve sabırla gerçekleştirdiğimiz her bir reformla bu sorunları hamdolsun geride bıraktık.

Bugünden itibaren Türkiye eski tartışmalarla vakit kaybetmeden, enerjisini heba etmeden, kutuplaşmaya fırsat vermeden, 2023 hedeflerine odaklanacaktır. Seçilmiş cumhurbaşaknı ve seçilmiş hükümet el ele vererek, uyum içinde, ekonomiyi daha hızlı büyüteceklerdir. Toplumsal refah artırılacak, toplumun tüm bireylerinin farklılıklarını birer zenginlik olarak sağlayacaktır. Avrupa Birliği yürüyüşü daha kararlı devam edecektir. Başta çözüm süreci olmak üzere 77 milyonun birliği ve bütünlüğü daha güçlü şekilde tesis edilecektir.

Türkiye'nin dış politikasında ana eksen; barış, dayanışma ve refahtır. Türkiye'nin hiçbir ülkenin topraklarında, içişlerinde planı yoktur, gözü yoktur. Adaletsizliğin ve zulmün karşısında durmayı, dış politikamızın ana ekseni olarak görüyoruz. Filistin davasına çok güçlü şekilde sahip çıkmamızın ana nedeni ölenlerin insan olmasıdır. Suriye meselesinde 1 milyon 200 bin insana kucak açmış olmamasın nedeni onların insan olmasıdır. Şu anda 200 bini aşkın insanın öldürülmüş olduğu Suriye'ye sessiz kalamayız, kalamazdık. Bunu insani, vicdani bir sorun olarak addediyoruz.

Irak'ta Afganistan'da, Somali'de insana ve cana verdiğimiz değerin gereği olarak sesimizi yükseltiyoruz.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23