• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Gazeteci-Yazar Mustafa Kaplan'dan çarpıcı 'paralel yapı' açıklaması

Yeniakit Publisher
2014-12-19 10:10:00 - 2014-12-19 10:11:18

Fetullah Gülen örgütünün kumpası sonucunda Tahşiye davası kapsamında 16 ay hapiste yatan Yazar Mustafa Kaplan, Akit’e konuştu. Kaplan, Gülen grubu tarafından Tahşiye hareketine kumpas kurulduğu gibi kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü’ye de hapishane girmesinde kumpas kurulduğunu söyledi.

HÜSEYİN KULAOĞLU / İSTANBULFetullah Gülen örgütünün kumpası sonucunda Tahşiye davası kapsamında 16 ay hapiste yatan Yazar Mustafa Kaplan, Akit’e konuştu. Kaplan, Tahşiye yayınevi olarak Bediüzzaman Said Nursi’nin yazdığı Risale-i Nur eserlerinin, İslam’ın temel kuralları olan Kur’an, sünnet, icmaa ve kıyasa göre şerhlerini yaptıklarını söyledi.

GÜLEN, RİSALE-İ NUR’U TAHRİF ETTİ

Fetullah Gülen grubunun ise Risale-i Nur’u, Kur’an ve sünnet çizgisinden kopartarak, tahrif ettiğini ifade eden Kaplan; “Bu duruma karşılık diğer Nur gruplardan hiç ses gelmedi. Bu duruma tavır almaları gerekirken, ekseriyeti itibariyle bu harekete destek verildi. Bu desteğin sonunda insanlarımızın inancında kırılma meydana geldi. Bu kırılmaya karşı birilerinin bir şey yapması lazımdı. Müspet hareket şiarı olan biz de, ilimle bunlara karşı mücadele yolunu açtık ve kitaplarımızı neşrettik” dedi.

RİSALE-İ NUR’U TAHRİF ETTİĞİNİ İSPAT ETTİK

Yazdıkları eserlerle Fetullah Gülen grubunun Risale-i Nur’u tahrif ettiğini ve çizgisinden saptığını ispat ettiklerini belirten Kaplan; “Bu ispatımız, hareketin geniş taban bulmasına engel oluyordu. İkincisi ise harekâtın içerisinde Risale-i Nur’a hizmeti benimseyen samimi Müslümanların uyanmasına vesile oluyordu. Bu durum ise bu hareketi kullanarak gizli maksatlarına giden dış güçlerin oyununu bozuyordu. Bu oyuna mani olunmasını istemediler” diye konuştu.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

ÇALIŞMALARIMIZ DIŞ GÜÇLERİN MAŞALIĞINI YAPANLARI RAHATSIZ ETTİ

“Oyunun tutması için Tahşiye hareketinin, kitaplarının engellenmesi lazımdı, itibarsızlaştırılması lazımdı. Bu hareketi yürüten insanların da kamuoyu önünde rezil edilmesi lazımdı.” diyen Kaplan; “Bize karşı bunu yaptılar ve bunu yaparken de devletin mekanizmalarını kullandılar” şeklinde konuştu. Gülen örgütünün dinler arası diyalog çalışmalarına karşı çıktıklarını kaydeden Kaplan sözlerinin devamında şunları söyledi: “Bu hareketin bozulmasının, Kur’an ve sünnet çizgisinden ayrılmasının bir sebebi de dinler arası diyalogdur. Hristiyanlarla, Yahudilerle din üzerinden diyalogu bizim inancımız kabul etmiyor. Yazdığımız Rumuz’ul Kur’an isimli 5 serilik eserle bunu ispat ettik. İkincisi; zekât meselesinde de Kur’an’ın emrettiği tarzın dışına çıktılar. Fakirin, fukaranın hakkını Kur’an’ın emretmediği yerlere verdiler. Biz buna karşı 3 ciltlik zekâtla ilgili kitap çıkardık. Üçüncüsü İslam’ın kâfirlere karşı cihad emrinin güya kalktığını iddia ettiler. Kur’an’ın yüzlerce ayetini inkar edici pozisyona düştüler. Biz buna karşılık 3 ciltlik cihad kitabı yazdık. Tesettüre furut dediler, Allah’ın emri olan tesettürü basite indirdiler. İnsanların inancının sarsılmasına sebep oldular. Biz buna karşı tesettür kitabını yazdık. Bu kadar ilmi eserlerle önlerinin kesilmesi, yanlışlarının ortaya çıkarılması elbette dış güçlerin maşalığını yapan insanları rahatsız etti.”

OPERASYON İLK OLARAK GÜLEN’İN KONUŞMASIYLA BAŞLADI

Kaplan; “Bize yaptıkları operasyon ilk olarak Fetullah Gülen’in 6 Nisan 2009 tarihinde yaptığı konuşma ile başladı. Gülen, Tahşiye hareketinden bahsettikten iki gün sonra 8 Nisan 2009 tarihinde Samanyolu’ndaki Tek Türkiye dizisinde de Tahşiye’den bahsettiler. Bundan sonra Hüseyin Gülerce, Nazlı Ilıcak ve Nuh Gönültaş gibi yazarlar bu konuyu köşesine taşıdı. Gülen’in konuşmasından 18 gün sonra İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer’e bağlı İstanbul Emniyet İstihbarat Şube Müdürlüğü; isimsiz, tarihsiz, imzasız bir sahte ihbar mektubunu bahane ederek, ‘radikal tahşiye grubu’ ismini kullanarak bir operasyonu resmen başlatıyor” dedi.

YURT DIŞINDA BENİ 10 SENEDİR TAHİP EDİYORMUŞ

22 Ocak 2010 tarihinde gece yarısı henüz sabah ezanı okunmadan evimize polis baskını yapıldı ve gözaltına alındık. Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün sorguda beni bizzat 10 senedir takip ettiğini itiraf etti. Oysaki resmiyette 6 Mayıs’ta teknik takibin başladığı belirtiliyordu. İlimle mücadele eden kendi gruplarını terör örgütü olarak gösterebilmek için polisler tarafından yayınevinin ortağı olan Burhan Bozgeyik’in kayınbiraderi Turgut Yıldırım’ın misafirhanesine bomba konulduğunu ifade eden Kaplan, mahkeme bombadaki parmak izlerinin polislere ait olduğunun ortaya çıktığını belirtti.

CÜBBELİ AHMET HOCA’YA DA KUMPAS KURULDU

Fetullah Gülen grubunun Risale-i Nur ile meşgul olarak ortaya çıktığını ama daha sonra istikametini değiştirdiğini belirten Kaplan; “Başka havalara girdiler veya bu ülkeyi kontrol altında tutmak isteyen dış güçlerin maşalığını yapan insanların kontrolüne girdiler” dedi. Kaplan, Gülen grubu tarafından Tahşiye hareketine kumpas kurulduğu gibi kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü’ye de hapishane girmesinde kumpas kurulduğunu söyledi.

14 ARALIK OPERASYONU DOĞRU BİR HAREKETTİR

14 Aralık operasyonunun geç kalmış bir operasyon olduğunu ifade eden Kaplan; “Devlet kendi adamları tarafından aldatılmıştır. Kendi adamlarının tabir-i caizse ihanetine maruz kalmıştır. Bunun hesabını sorması gereken yine devlettir. Geç kalınmış bir harekettir ama doğru bir harekettir” diye konuştu.

EKREM DUMANLI’NIN BUGÜN KONUŞMA HAKKI YOK

Ekrem Dumanlı’nın gözaltına alınırken şov yapmasını değerlendiren Mustafa Kaplan; “Bir basın mensubunun içeri alınması reaksiyona sebep oluyor. Mustafa Kaplan içeri alınırken kimdi? Basın mensubu değil miydi? Cebinde basın kartı yok muydu? Biz içeri alınırken Ekrem Dumanlı niçin aynı reaksiyonu göstermedi ve gazetesinde benim aleyhime iftiraları neşretti. İsmimi de vererek o iftirayı nasıl neşretti Ekrem Dumanlı? Ekrem Dumanlı’nın bugün konuşmaya hakkı yok. Çünkü Ekrem Dumanlı ben içeri alınırken Zaman gazetesinin başındaydı. Benim aleyhime olan yalan ve iftirayı Zaman gazetesi sanki gerçekmiş gibi de lanse etti ve gazetesine taşıdı. Kocaman büyüterek verdi. Ekrem Bey evvela günahlarına tevbe etmelidir” şeklinde konuştu.

 

Yeni Akit Gazetesi

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23