• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

İlk ve ortaokullardaki kantin ve büfeler aynı tas aynı hamam

Yeniakit Publisher
2014-09-22 16:14:00 -
İlk ve ortaokullardaki kantin ve büfeler aynı tas aynı hamam

Kola ve Gazlı içeceklerin, kızartmaların, Cips ve Kalorisi yüksek yiyeceklerin İlköğretim ve Ortaöğretim kantinlerinde SATIŞININ YASAKLANMASI ile ilgili olarak Milli Eğitim Bakanlığının 2011 yılında yayınladığı GENELGE’ye sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Çağrımız, sadece Bakanlığa değil. Daha çok çocuklarını binbir emekle yetiştirmeye çalışan anne babalara, okul yöneticilerine, öğretmenlerimize ve çocuk, gençlik ve eğitim konuları ile uğraşan sivil toplum kuruluşlarınadır.

MEB’in 2011 yılında yayınladığı Genelgede:

“Eğitim kurumlarımızın, yatılı veya pansiyonlu yemekhaneleri dâhil olmak üzere kantinleri, çay ocakları, büfeleri, v.b. yerlerde, çocukların dengesiz beslenmesine şişmanlığa (Obezite) sebep olabileceğinden, doğal maden suları hariç, enerji yoğunluğu yüksek, besin değeri düşük olan (enerji içecekleri, gazlı içecekler, aromalı içecekler ve kolalı içecekler) ile kızartma ve cipslerin satışları yapılmayacak, otomatik satış yapan makinelerde bulundurulmayacaktır. Bunların yerine Tarım ve Köy İşleri Bakanlığından üretim veya ithalat izni bulunan süt, ayran, yoğurt, meyve suyu, taze sıkılmış meyve suyu ve tane ile satışı yapılabilen meyve bulundurulacaktır. şeklinde değiştirilmiştir” denmektedir.

Ama gel gör ki hala bir çok okul kantinleri aynı tas aynı hamam dedirtecek pervasızlıkta yasakları çiğnemekte bir engel görmüyor. Yarının büyükleri çocuklarımızın, dolayısı ile milletimizin istikbali ile çok tehlikeli bir oyun oynadığımızın farkında değilmiyiz?

Yurdumuzda ilk ve ortaöğretimin yeni bir ders yılına başladığı bugünlerde, istikbalimizin teminatı dediğimiz, gözbebeğimiz çocuklarımızın okul kantinlerinde maruz kalacakları sağlıksız ve geleceklerine dönük tahribatlar yapabilecek tehlikeli beslenme şartlarına dikkat çekmek ve hep beraber toplum olarak bu kötü şartlardan çocuklarımızı korumak için bu konuda dikkatlerinizi çekmek istiyoruz.

GİMDES esasında faaliyete başladığı günden beri bu konuda zaman zaman çeşitli yayınlar ve uyarılar yapa gelmiştir. Bu yayınlarımızdan derlediğimiz belge niteliğindeki bir dökümanı aşağıda dikkatlerinize sunuyoruz.

Beslenmenin şüphesiz ki her insanın hayatında büyük önemi vardır. Ama öyle dönemler vardır ki beslenme bu dönemlerde daha da büyük önem kazanır. İşte bizim konumuz olan okul çağı beslenmesi de beslenme açısından önemli olan bir dönemdir.

Okul çocuklarının özel bir grup olarak kabul edilmesinin nedenleri:

1.Okul çağındaki çocuklar sürekli bir büyüme ve gelişme süreci içindedirler. Bu dönemde alınacak koruyucu önlemler tüm yaşamları boyunca etkili olabilecek yararlar sağlayacaktır. 2.Okul, çocukların evlerinden sonra toplu halde yaşamaya başladıkları ilk yerdir. Çocuk bu süre içinde öğrenme yoluyla kendini yarışmalı ve mücadeleli bir ortamda yaşama hazırlamaktadırlar.

3.Çocukların grup halında birarada bulunmaları kazaların, bulaşıcı hastalıkların artması ve hızla yayılması tehlikesini artırır. Okul çağında koruyucu önlemlerin önemi büyüktür. Bu dönemde çocukların yeterli ve dengeli beslenmelerinin sağlanması ile; çocukların büyüme ve gelişmelerinin tam olması, vücut dirençlerinin artarak bulaşıcı hastalıklardan korunmaları sağlanabilir.

4.Okul yılları boyunca organizmaya büyük bir yük biner; görme, işitme ve sağlıkla ilgili diğer engeller gibi.

5.Okul çağı; hızlı öğrenme, bilgi ve beceri kazanma ve etkilenme dönemidir.

6.Beslenme ile ilgili olumlu davranışların edinildiği ve her zamankinden daha çok akılda kaldığı bir dönemdir.

Okul çocuklarının beslenmesinde aşağıdaki sağlıklı beslenme ilkeleri geçerlidir.

•Besinlerin çeşitliliğinin sağlanması
•Sağlıklı vücut ağırlığının korunması
•Nişastalı karbonhidratlar ile liften zengin besinlerin dengeli tüketilmesi
•Şeker tüketiminin sınırlandırılması
•Margarin türü yağlı gıdalardan uzak tutulması
•Vitamin ve minerallerin yeterli düzeyde alınması

Bilinçsiz beslenme, sağlıksız nesiller yetişmesine neden oluyor. Kalp hastalıkları, bazı kanser türleri, allerjik rahatsızlıklar ve osteoporoz(kemik erimesi) gibi pek çok ciddi hastalığın temeli çocuklukta atılıyor. Bu nedenle çocuklarınız daha küçük yaşlardayken onlara düzenli beslenmeyi öğretin. Beslenme eğitimi ne kadar erken başlarsa çocuğun gelişim, zekâ düzeyi ve bağışıklık sistemi de o denli güçlenir.

Maalesef bütün çocuklar cips, kraker, çikolata ve şekerlemeleri çok seviyor. Zaten bunlar da çocuklar için üretiliyor ama her konuda olduğu gibi bunların da zararlı katkı maddeleri içermesi nedniyle uzak tutulmalarında yarar vardır. Bu tip yiyeceklerin sıkça ve fazla tüketilmesi iştahı kapattığından çocuğun beslenmesini ve dolayısı ile sağlığını da kötü yönde etkiler. Abur cubur yiyecekleri sık, zamansız ve fazla tüketen çocuklar genellikle kilo alamazlar ve vücutları dirençsiz kalır. Bu nedenle de sık hastalanırlar.

Fast-food beslenme kalpten götürüyor!

Daha çok hazır yiyecek satışı yapılan yerlerde ve okul kantinlerinde uygulanan yüksek ısıda pişirme tekniği, doğal yağların içeriğinde kimyasal değişiklikler oluşturuyor.Bu besinler başta Kalp ve damar hastalıkları olmak üzere çeşitli sağlık sorunlarına davetiye çıkarıyor.

Uzmanlar ''fast-food'' olarak adlandırılan beslenme alışkanlığının gençler arasında yaygınlaştığı ve kalp krizi geçirme yaşının da giderek düştüğünü vurguluyor. Kalp krizinin 40 yaşın üzerinde yaygın görüldüğü inanışı ifade edilse de: ''Fakat son yıllarda Türkiye genelindeki istatistikler gözden geçirildiğinde kalp krizinin 20'li yaşlara kadar indiği görülüyor.. Son olarak Konya'da ortaokul öğrencisi, geçirdiği kalp krizi sonucu kaldırıldığı hastanede öldü. Kayseri'de 10 günde 3. öğrenci de kalp krizinden öldü.Yine, Konya'da, 17 yaşındaki lise öğrencisi ile bir süre önce Kars'ta yine aynı yaşlardaki bir genç kızımızın kalp krizinden yaşamını yitirmesi konunun ne ölçüde önemli olduğunun göstergedir.''

Obezite çocukları da tehdit ediyor

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde görev yapan Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz, okul çağındaki 10 çocuktan ikisinin obez olduğunu söyledi, ailelere çocuklarını yüksek kalorili yiyeceklerden uzak tutmasını ve spora yönlendirmesini önerir. Prof. Dr. Büyükgebiz’e göre, "obezite çocukluk çağında başlar ve yeterli önlem alınmazsa bu çocukların büyük bir bölümü özellikle ergenlik çağında obez olur" .

Obezitenin çeşitli sebepleri vardır:

1.Genetik olabilir. 2.Anne ve babası obez olan çocuklarda obezite görülmesi daha fazla. 3.Beslenme alışkanlıkları, 'fast-food' denilen yüksek kalorili gıdaların tüketildiği ülkelerde obezite daha fazla görülüyor. 4.Hareketsizlik, fazla yemek yemek ancak alınan kalorilerin hareketsizlik sebebiyle yakılamaması. Ayrıca, son yıllarda çocukların bilgisayar ve televizyona bağımlı hale gelmesi de obezite vakalarında artışa neden oldu.

Zamanının çoğunu dışarıda oynamak yerine bilgisayar ve televizyon başında geçiren çocuklar, kola ve cips tüketiyor. Bu da onların kilo almasına neden oluyor."

Çocukların hayatına hareket ve sporun sokulmasının önemine de işaret etti. Obezite için çocukluk çağında önlem alınmalı, obezite ile hangi yaşta karşılaşılırsa karşılaşılsın mutlaka tedavi edilmelidir.

Şişman bir çocuk için hedefler sırasıyla,

1.Normal büyüme ve gelişmenin devamını sağlamak. 2.Daha fazla kilo artışını engellemek. 3.Kilo verdirmek

Görüldüğü gibi çocukluk çağı şişmanlığında öncelikle çocuğun büyüme ve gelişmesi gelir, bu yüzden kesinlikle çocuğunuzu kilo verdirme amacıyla aç bırakmayın ya da büyüklerin uyguladıkları düşük kalorili diyetleri çocuklarınıza uygulatmaya kalkışmayın. Bu dönemde yapacağınız hatalı bir yaklaşım çocuğunuzu tüm hayatı boyunca kilo problemiyle uğraşmak zorunda bırakabilir. Beslenmesiyle ilgili neler yapabilirsiniz?

Öncelikle çocuğunuza anne-baba olarak siz iyi örnek olmalısınız. Babası televizyon karşısında cips yiyen ya da annesi sebzeyi görünce yüzünü buruşturan bir çocuktan aksi davranışları beklemek mümkün değildir.

Eve cips-çikolata-kolalı içecekler- hazır meyve suları gibi besinleri almayın. Bu tip gıdalarla ev ortamında karşılaştırmayın. Israr ederse onunla oturup bu tip besinlerin bünyesine nasıl zarar verdiğini uygun bir dille anlatın ama sakın korkutmayın.

Çocukların zihinsel ve bedensel olarak sağlıklı gelişmeleri için düzenli süt tüketmelerine dikkat etmek gerekiyor. Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Perihan Aslan, bir çocuğun günde iki su bardağı süt tüketmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Türkiye’de halen bu miktarın çok altında süt tüketiliyor. Zengin bir vitamin ve benzersiz kalsiyum kaynağı olan süt, çocukların özellikle gelişim çağında mutlaka düzenli ve yeterli miktarda tüketmesi gereken bir besin maddesi. Çocukların sağlıklı beslenmesi ve bunun için yeterince süt içmelerinin sağlanması da, yeni eğitim öğretim dönemi başlarken daha da önem kazanıyor.

Sağlıklı gelişme için bir çocuğun günde iki su bardağı süt tüketmesi gerekiyor. Beslenme çantasına her gün konulacak bir kutu süt çocukların gerek sağlığında, gerekse okuldaki başarısında etkili olacaktır. Yapılan araştırmalar, Türkiye’deki okul çağı çocuklarının beslenme alışkanlıklarına ilişkin kaygı verici bir tablo ortaya koyuyor. Okul çağındaki çocukların yüzde 60 ila 85’i kahvaltı etmiyor. Yüzde 25 ila 43’ü ise sokak satıcılarından alışveriş yapıyor. Süt ve ayran tüketimi ise yüzde 15 ila 25 civarında kalıyor. Bunların yerine, hiçbir besin değeri olmayan kola, renkli/renksiz gazoz türü içeceklerin tüketimi büyük oranlar oluşturuyor

“Sağlıklı gelişim için sütün ihmal edilmemesi gerekir”

“Türkiye’de yetersiz ve yanlış beslenme alışkanlıklarından ötürü, çocuklarımız sağlıksız gelişiyor ve bodur kalıyor. Bu sorunu aşmak için çocuğa erken yaşlarda yeterli süt tüketim alışkanlığını kazandırmak gerekiyor. Çünki, çocuğun sağlıklı beden ve zihin gelişimi açısından son derece önemli bir yere sahip olan kalsiyum hiçbir besinde sütte olduğu kadar yüksek oranda bulunmuyor. Süt, insan organizması için gerekli pek çok besin öğesini (protein, karbonhidrat, yağ vitamin ve mineraller) bileşiminde bulunduran tek besindir. Genç yaşlarda görülecek sağlık sorunları ülkenin sosyal ve ekonomik gelişmesini de etkileyecektir. Sağlıklı nesillerin yetişmesi amacıyla herkesin çocukların sağlıklı beslenmesi ve sağlıklı süt içme alışkanlığı kazanması için çaba göstermesi gerekiyor.”

Okul Sütü Programı titizlikle devam ettirilmelidir.

Okul Sütü programlarını kalıcı olarak Devlet devam ettirmelidir. Anneler ve babalar kadar, okul yönetimleri ve en az sekiz yıl okullara gitmeyi mecbur tutan Devlet de onların sağlıklı gelişmelerinden sorumlu olmalıdır.

Dünyada Bazı Ülkeler Sağlıksız Beslenmeye Karşı Tedbirlerini Artırıyorlar Amerika Birleşik Devletlerinde şişmanlıkla mücadele için okullarda hazır yiyecek ve içecek otomatlarında kola, gazoz gibi asitli ve kilo yapan içecekler satılmayacak.

Ürün dağıtıcıları ve Amerikan Kalp Sağlığı Birliği nin yaptığı anlaşma ile, 35 milyon öğrenci bundan böyle makinelerden yalnızca su ve süt, meyve suyu ve maden sodası alabilecek. Ülkemizde 33 lt civarında kola ve gazlı içecek tüketilirken, süt tüketimi ise sadece 18 litredir. ABD’de ise kişi başına yıllık 197 lt. kola ve gazlı içecek tüketimine karşılık kişi başına yıllık süt tüketimi 200 lt.dir.

Gerçekleri yansıtmayan aşırı abartılı reklâmların yönlendirmesi, bilinçsiz beslenme alışkanlıkları, yeni şeylere karşı hayranlık ve kamu kurumlarının halkı doğru bilgilendirmede gösterdiği acziyet, ister fakir ister zengin muhitlerde olsun kola ve boyalı/boyasız, gazlı/gazsız içeceklere aşırı bir düşkünlüğün oluşmasına sebep olmuştur. Kola ve renkli/renksiz gazozlar artık çoğu ailelerin olmazsa olmaz içeceği haline gelmiştir. Sofraya oturulunca hemen bardaklara su yerine kola, gazoz türü içecekler dolduruluyor.

Peki, bu gelişi güzel ve bilinçsiz alışkanlıklarımızın sağlığımıza ve dinî hayatımıza zarar verebileceğini neden düşünemiyoruz?

Biz bu tür içeceklerde kullanılan katkı maddelerini bir başka yazımızda anlattık.İlgi duyan linklerini tıklayabilir.
(COLA-GAZOZ-ENERJİ İÇECEKLERİ);(COLAYA GAZOZA HAYIR! SÜT İÇMEYE EVET!)

Kantinlerimizi adam edemiyorsak, titizlikle beslenme çantalarımızı üşenmeden her sabah hazırlayalım. Zararlı, tehlikeli ve dinen mahzurlu olabilen çeşitli kimyasal katkı maddeli hazır gıdalar yerine evlerimiz ve okul kantinlerimiz yeni bir gıda diyet formatına döndürülmelidir. Yaş meyve ve bunların taze sıkılmış meyve sularından, yurdumuzda bol miktarda yetişen ceviz, fındık, fıstık gibi kuru yemişlerden, süt, ayran, peynir, zeytin, kepekli, yulaflı unlardan yapılmış ekmeklerden oluşan bir diyet formatının çocuklarımızın “Sağlıklı Beslenme”sine uygun bir format olduğunu düşünüyoruz.

Sizler de bizim gibi düşünüyorsanız, okul yönetimlerinizle, öğretmenlerinizle, okul aile birliklerinizle görüşerek, Milli Eğitim Bakanlığına ve bizzat Bakana ulaşarak bu isteklerinizi bildirerek uygulamaya sokmaya çalışınız.

Unutmayınız! SAĞLAM KAFA, SAĞLAM YÜREK, SAĞLAM VÜCUTTA BULUNUR.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23