Taraftar grubu Çarşı ve taklitleri!
Futbolla ilgilenip de Beşiktaş taraftarlar grubu ‘Çarşı’yı bilmeyenimiz yoktur sanırım. 1982 yılında kurulan grup, bugüne kadar oynanan maçlarda birçok ilk ve yeniliğe imza attı. Sıradan bir taraftar grubu olmaktan çıkan ‘hareketin’ belgeseli bile yapıldı. 2006 yılında yapılan belgeselde ‘Bazen sevinç, bazen keder, Beşiktaşlı olmak’ sloganı yer alırken belgeselin ana temasında ‘Bazen sevinç, bazen keder, Beşiktaşlı olmak yeter’ işlenmişti...
*
Kuruluşundan bugüne uzun ve meşakkatli bir yolculuktan geçti Çarşı. Gittiği istikametten geride derin izler bırakan Siyah-Beyazlı taraftar grubu, maçlarda açtığı pankartlarla her defasında gündemin ilk sırasına yerleşti. Açılan pankartlarda verilen mesajlarla takımlarının önüne geçti. Yeri geldi sosyal sorumluluk kapsamında, toplumsal beklentilere cevap vermek için birliktelik oluşturdu. Zamana meydan okurcasına ve hafızalarda yerini alan örnek harekette Van depreminden sonra başlatılan atkı, bere gibi malzeme yardımı ile depremzedelere yardıma koşmaları, örneklerin sadece bir tanesi...
*
Çarşı taraftar grubu sadece skora endeksli bir takım başarısı için destek vermedi. Yeri geldiğinde başkan, teknik adam ve futbolcuların takımdaki rolleri üzerinde belirleyici olmaya çalıştı. Grup, ‘İnadına Tigana’ dediğinde, Beşiktaş’ı takip eden yazarları dahi şaşkınlığa çevirdi. Bakın Turgay Demir o dönem kaleme aldığı ‘Çarşı’ya ne oluyor!’ başlıklı yazısında ne demiş; ‘Herkese karşı olan Çarşı “İnadına Tigana” diyor. Oysa inadına Del Bosque dememişlerdi... Milne’e inadına sarıldıklarını da hatırlamıyorum... Rasim hocaya, Daum’a da öyle... Şimdi “İnadına Tigana” diyorlar... Bu nasıl bir inat (!) acaba? Takım dökülüyor, her maç bir kahır mektubu gibi ama her şeye karşı olan Çarşı, Tigana’ya değil... İlginç...’ Demir yazısının sonunda önemli bir konuya dikkat çekiyor: ‘Geçen sezon Youla’yı, Çağdaş’ı, Adem Dursun’u kim yuhaladı, ben mi? “Ahmet Dursun, Seba gitsin” diyenler Çarşı’ya sızan F.Bahçeliler, G.Saraylılar mıydı yoksa!!!’...
¥
Hafta sonu Olimpiyat Stadı’nda oynanan Beşiktaş-Fenerbahçe maçının atmosferine baktığımızda her iki takım camianın dostluk esintileri futbolda özlemi çekilen havaydı. Bu tür bir tabloyu siz ‘ Takımların ligdeki konumları-sıralanmasına’ bağlarsanız, bizler de ‘varsın olsun’ deriz. Bu tablo yine bizi geçmişe; 2006-2007 sezonuna götürdü... O dönem kamuoyuna yapılan açıklamada ‘F.Bahçe Kulübü yöneticilerinin yaptıkları açıklamalarla uzun süre gündemde kalması, Çarşı grubunu çok rahatsız etmişti. Bu sebeple Grup ilginç bir yöntem bulmuş. Herkesin maça beyaz giyerek gelmesini isteyen Çarşı grubu, maçın başında rakip takım futbolcularına kırmızı güller atacak. Ardından herkes cebindeki emzikleri çıkararak emmeye başlayacak. Daha sonra da bu protesto tezahüratlar eşliğinde emziklerin saha kenarına atılması ile son bulacak.’ ifadeleri yer alıyordu...
*
Ligin 30. haftasında ise Olimpiyat Stadı’nda kötü tezahürat, sahaya giren taraftar, tribünlerin didişmesi yoktu. Kısacası fair-play vardı. E-bilet konusuna yapılan karalayıcı kampanyalara rağmen derbide ilk uygulama olduğu için kombine ve Passolig kartlarla birlikte tribünlerde 30 bin kişi vardı. Kutlu Doğum Haftası dolayısıyla Çarşı Grubu tarafından ‘Sen hâlâ 40 yaşındasın ve ümmetinin başındasın efendilerin efendisi (S.A.V.)’ pankartı dikkat çekiyordu. Peki grubun ‘Gezi’ maskesi altındaki taklitleri/sahteleri neredeydi? Taksim’de... Bu maçın en önemli özelliği, Çarşı Taraftar Grubu’nun Taksim’deki ‘taklitleri-maskeli’, Beşiktaş anlayışını taşıyan tribündeki ‘samimi’ yüzlerini görmemizi sağladı...