• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Gülümseyen
Ahmet Gülümseyen
1969 yılında Bayburt’ta doğdu. İlköğretim ve Liseyi Bayburt’ta okudu.1994-1998 Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu / Spor Yönetimini bitirdi. 2004 -2005-Ankara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu (BESYO) / Yüksek Lisans Özel Öğrencisi.2016-2018-Gelişim Üniversitesi BESYO /Spor Yöneticiliği Bölümünde Yüksek Lisansını tamamladı. 2000-2002 Bağcılar Ensar Koleji Beden Eğitimi Öğretmenliği.2002-2005 Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Spor Uzmanı /ANKARA.2005-2008 İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü-Spor Uzmanı.2008-2011 İBB Spor Etkinlikleri A.Ş.- Spor Tesisi Müdürlüğü. 2014-2018 İBB Spor İstanbul Engelliler Koordinatörü. Gazetecilik ve Televizyon tecrübeleri: 1993-1995 Foto-Maç Muhabirlik.1995-1997 Bakırköy Postası Dergisi (Spor Sorumlusu) 1995-1997 Fanatik Gazetesi-Anadolu Ajansı (Fahri Muhabirlik). Akit-Anadolu’da Vakit Gazetelerinde Köşe Yazarlığı 1997- Devam Ediyor. İstanbul Büyükşehir Beledisi WEB TV’de Spor Muhabirliği ve 2012 Avrupa Spor Başkenti Program Yapımcılığı. Akit TV’de ‘Spor Sohbetleri’ Program Yapımcı ve Sunuculuğu. Birçok spor branşında hakemlik ve antrenörlük belgesi sahibidir.
TÜM YAZILARI

Dopingli 100 sporcunun, bilimsel tükenişi!..

28 Nisan 2017
A


Ahmet Gülümseyen İletişim: [email protected]

Her defasında çalışmalarımızı bilimsel temellere dayandırmanın önemine değiniriz. Bilimsel olmayan bir çalışmayı, havada yakıtı biten uçağa benzetiyoruz. Bir çalışmanın yarım-askıda kalmaması için, çalışmalara bilimsellik boyut kazandırmak şart. Peki, her bilimsel araştırma, kafalarda soru işareti bırakmayan ‘bilimsel’ özellik taşır mı? Cevabını ‘Bilim Adamlarına’ bırakalım’. Bırakalım, bırakalım (da!..) 

İşte o bilimsel araştırmalardan, bugün spor gündemi en çok meşgul eden ‘doping’ konulu bir makale. İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Dergisi 6. cilt 3 nolu sayıda yer alan ‘Doping Kullanan Erkek Vücut Geliştirme Sporcularının Yarışma Sonrası Tükenmişlik Durumlarının Ölçülmesi’ başlıklı makale. Doğrusu ilgimizi çekti. Sadece ilgi çekmekle kalmadı, Bilimsel Dergide yayımlanan makalenin içeriği oldukça düşündürücü, bir o kadar kaygı verici...

Makalede yer alan ifadeler aynen şöyle; ‘…Araştırmanın amacı, doping maddeleri kullanarak vücut geliştirme sporcularının yarışma sonrası tükenmişlik durumlarının belirlenmesi… Araştırmanın evrenini Türkiye genelinde 18-35 yaş arası, lisanslı ve son beş yılda en az 3 ulusal vücut geliştirme yarışmasına katılmış ve son beş yılda düzenli doping maddeleri kullanan erkek vücut geliştirme sporcuları oluşturmakta. Araştırmada tesadüfi olmayan 100 kişilik örneklem grubu belirlenmiş…’ Daha da ilginci makale içeriğinde Doping Dünya Anti-Doping Ajansı’nın (WADA) yasaklı madde (doping) kullanma hususuna dikkat çekilmesi… 

Hal böyle, kafalar karışınca, sorular da üst üste geliyor; 1- Doping ülkemizde suç mu? 2- Makale de değinilen ‘Son beş yılda düzenli doping maddesi kullanan sporcular’ kimler? 3- Madem doping bir sporcu için suç, bu makale İstanbul Üniversitesi gibi bir Üniversitenin Bilimsel dergisine nasıl yayımlanır? Derginin Hakemleri (Bilim Adamları), bu makaleye nasıl onay verebilir? 4- Vücut Geliştirme Federasyonu veya Gençlik ve Spor Bakanlığı bu konuda her hangi bir adım atma gereği duydu mu? 5- Doping Dünya Anti-Doping Ajansı (WADA) bu konuyu nasıl değerlendirir, bu olay Türkiye’nin spor prestijini nasıl etkiler? 6- Ve cevap bekleyen diğer sorular... 

BAYAN GÜREŞİ VE 

SPOR KIYAFETLERİ…

Spor yapabilmek için tesis, sporcu ve malzeme gerekli. Eyvallah. Tesisleşme konusunda devlet politikası, daha iyisi için çaba sarf ediliyor. Özellikle profesyonel futbolda bu konuda önemli aşama kaydedildi. Sporu tabana yayma düşüncesiyle özellikle semt sahası-salonu-havuzu düzeyinde daha iyisi şart. Spor yapmak için gerekli insan unsuru ‘Dünyanın en genç nüfusu olmamız’ dolayısıyla bu konu aşıldığına göre, geriye kalıyor kullanılan malzeme. Bu malzemenin en önemlisi de, milli ve manevi değerlerimizi yansıtan kılık kıyafet unsuru. Sporcuların giyim-kuşamı sahip olduğumuz değerlerimizin bir yansıması…

Güreş Federasyonu kendi ifadesiyle iddia ettiği ‘peygamber sporunda bayanları güreştirme rezaletini sürdürmekte. Olimpiyat, Dünya, Avrupa Şampiyonaları, turnuvalarda yıldız-genç-büyükler kategorisinde Müslüman Türk kızlarını spor adı altında mayo giydirip, mindere çıkarıp sözde ‘güreş yapıyorlar’ çirkinliği devam ediyor. Bu rezilliği tüm güreş camiası seyirci, ata sporu dediğimiz sporun mensuplarının tamamına yakını sessiz. Bir kez daha sesleniyorum; ‘Bu rezilliğe dur deyin! Vicdanları daha fazla karartmayın…’ 

Bayanların güreşme rezaleti, bir o kadar bayanların giydikleri kıyafetler. Tüm bunları görüp, şahit oldukça Boks Federasyonunun başörtüsü hamlesini takdir etmemek mümkün değil. Türkiye Boks Federasyonunun yeni hedefi, sporcularının uluslararası müsabakalarda başörtüsü ile ringe çıkabilmeleri. Girişimi takdir etmemek mümkün değil. 

Bu vesile ile cuma günümüz mübarek olsun inşallah…

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23