• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Sen Erdoğan’ı, kendin gibi korkak mı sandın amiral?

11 Ekim 2017
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Türkiye’den yana tavır alma yerine, ABD’yi tercih edenler safına bir amiral de katıldı..

FETÖ’nün askeriyeye operasyon yaptığı yıllarda, bu şahıs da Deniz Harp Okulu Komutanı sıfatı ile hedefte idi.

Ancak istifa edince, cezaevine girmedi.

“Cezaevine girmeme” başarısının nasıl gerçekleştiğini kamuoyuna izah da etmedi.

Şimdi ise..

Açıklayamadığı o “gerçek”ler yerine..

Bir Türk subayına da yakışmayacak ifadelerle, ona sorsak Tayyip Erdoğan karşıtlığı, bize sorarsanız Türkiye karşıtlığı yapıyor..

Ne diyor, amiralimiz, birlikte okuyalım..

Önce ABD Büyükelçiliği’nin, o malum vize ile ilgili kararını aktaran açıklamasını alıntılıyor..

Sonra da şu yorumu yapıyor:

“Bu mesajı doğru okumak lazım. Vize hizmetlerinin askıya alınması, ABD Büyükelçiliği’nin güvenlik gerekçesi ile merkezden yetki alarak yaptığı bir tasarruf değildir. Bu, ABD’nin Türkiye’deki iktidara ve halka tabii ki anlayabilenler için çok net bir mesajıdır. Bu hamle, Türk-Amerikan ilişkilerinde çok tehlikeli bir tırmanmaya yol açacak eşiğin geçilmesine neden olabilir. Kontrolden çıkabilecek böyle bir tırmanışın Türkiye’ye hiçbir yararı olmadığı gibi çok büyük zararlara mal olabilir.”

Burda durup soralım..

Bu amiral ile birlikte, yıllardır Tayyip Erdoğan’a saldıran tüm subaylara, generallere soralım..

Özellikle de.. “FETÖ operasyonu, ABD planıdır. TSK’nın tasfiyesi hareketidir.. Bunun esas faili ABD’dir” diyen.. Dindarları da... FETÖ’nün bu operasyonuna karşı uyanık olmamakla suçlayan bu subayların hepsine soralım..

“Affedersiniz..TSK’yı tasfiye eden Amerika’yı adeta göklere çıkartan bu amirale bir cevap vermeyecek misiniz?”

Öyle ya..

“ABD’nin TSK’daki tasfiye harekatında, dindarlar da FETÖ ile işbirliği yaparak, büyük bir yanlışa imza attılar” diyerek, dindarları suçluyorsunuz..

“Balyoz ve Ergenekon davaları, TSK’yı tasfiye operasyonudur” diyorsunuz..

Ama “tasfiye listesi”nde bulunan bu amiralin ABD’ye sahip çıkmasına, hiçbiriniz itiraz etmiyorsunuz!

Atatürkçü bir general çıkıp, “Sen ne dediğinin farkında mısın amiral? Bizi tasfiye eden ABD’ye biz rest çekemedik.. İtiraz bile edemedik. Bizim yapamadığımızı, AK Parti yapıyorsa.. Onlarca generalimizin yapamadığını, Tayyip Erdoğan tek başına yapıyorsa.. Biz ona sadece teşekkür edebiliriz.. Ayağına çelme takmaya kalkışamayız” dese ya..

Atatürkçü generaller suskun kalınca..

Amiralimiz de sazı alıyor eline..

Döktürüyor da döktürüyor..

Hani bazı uluslararası ilişkiler uzmanları, “Operasyon Türkiye ile birlikte aynı zamanda Trump’a da karşı.. ABD hükümetine ve Türk hükümetine karşı bir kumpas var..” yorumu yapıyorlar ya..

Ertürk, kendisine ne faydası var ise, bunu yalanlıyor:

“Vize hizmetlerinin askıya alınması kararı ABD Büyükelçiliği’nin değil, ABD Hükümeti’nin Türkiye’deki iktidara karşı bir misillemesidir.”

Yani?

Ne yapmamız gerekiyor o zaman?

Kendisinin yaptığı gibi, “istifa edip” şahsi olarak işin içinden sıyrılmak mı?

Çözüm bu mu?

Amiralimizin çözümü üç aşağı beş yukarı benzer:

“Devletlerarası ilişkilerde ve diplomaside misillemeye karşılık vermek, misillemeye misli ile mukabelede bulunmak mümkündür. Ama bu, tırmanmanın nerelere varabileceği hesap edilerek yapılır. Eğer gerilimden ve tırmanmadan ülkeniz açısından sağlanacak bir yarar yoksa hatta zarar verebileceği ihtimali varsa; mümkün olduğunca itidalli olunur, frene basmaya çalışılır ve daha diplomatik bir dil kullanılır.”

Demek ki ne yapmalı imişiz?

Frene basmalı imişiz..

Kendisi de öyle yaptı ya..

2010’da baktı ki, pabuç pahalı..

Frene bastı..

İstifa etti..

Cezaevine girmekten kurtuldu..

Şimdi Tayyip Erdoğan’ı da, kendisi sanıyor..

Kendisi istifa etmekle, çok büyük bir başarı kazanmış gibi..

Deniz Harp Okulu’ndaki öğrencilerinin hemen tamamını cezaevine göndermemiş gibi..

Kendi anlatımlarına göre.. 

TSK’nın tasfiyesine seyirci kalmamışlar gibi..

Aynı beceriksizliği.. Aynı korkaklığı.. Aynı cesaretsizliği..

Tayyip Erdoğan’a da tavsiye ediyor..

“Frene bas” diyor..

Hemen devamında da..

Tayyip Erdoğan’ın, kendisi gibi korkak olmadığını, frene basmayacağını bildiğini de, şu sözlerle ifade ediyor:

“Ama gelin görün ki, Türkiye’deki iktidar bu ferasetten çok uzak.”

İyi ki, Tayyip Erdoğan, bu Kemalist amiralin kastettiği ferasetten uzak..

İyi ki, AK Parti, bu ulusalcı amiralin savunduğu ödleklikten fersah fersah uzak..

Aslında TSK mensubu bir subaya, böyle bir çekingen tavır hiç yakışmıyor..

Sonrasındaki, ABD ağzıyla, Türkiye’yi şantajcılıkla suçlaması olmasaydı, yine de “Kör şeytan” deyip, es geçebilirdik..

Ama bakınız, aynı amiral, daha başka neler demiş, aynı konuda: 

“Ayrıca; Türkiye’yi yöneten en yetkili ağızdan Türkiye’de tutuklanan Amerikalılarla Fethullah Gülen ve FETÖ nedeniyle ABD’ye iltica edenlerin takas edileceği yönünde açıklamaları, şantaj olarak görülmektedir. Rusya ve İran’a yaklaşmalar ve beraber operasyon kararı almak da bu kapsamda mütalaa edilmektedir.”

Eeee?

Amerika böyle görüyorsa..

Sana da ABD’nin sözcülüğü görevi mi verdiler, hem adında, hem soyadında Türk olan, amiral Türker Ertürk?

Haydi diyelim, artık amiral emeklisisin..

Adından..

Soyadından da mı utanmazsın?

Birçok konuda uzlaşamadığımız İlker Başbuğ bile, ABD’nin tavrını eleştirirken..

Sen hangi akla hizmet ederek, Türkiye’ye karşı, ABD’yi savunursun?

“Akılcı, dengeli, uzun soluklu ve çok taraflı bir dış politika uygulamak zorundadır” bahaneleri ile, John Bass’a boyun eğmemizi nasıl istersin?

Bu zatın bir ara, orduevlerine girişi yasaktı..

Bu sözlerinden sonra..

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin orduevlerine girişi, tekrar yasaklansa, çok doğru bir iş yapılmış olur..

Kimin orduevine gitmek istiyorsa, gitsin..

Kimlerle itidalli olmak istiyorsa olsun..

Ama lütfen..

Bizim ekmeğimizle, bize saldırmasın!

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23