• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Av. Yaşar Baş
Av. Yaşar Baş
TÜM YAZILARI

TEOG iyi ki kalktı şu sistem işini de boşverin

22 Eylül 2017
A


Av. Yaşar Baş İletişim: [email protected]

Eğitimci değilim. O bakımdan benden derinlikli bilimsel analizler beklemeyin.

Ömrünün yarısı öğrenci olarak geçmiş biri olarak uzman eğitimcilerin ne demek istediklerini anlayabilmiş de değilim.

Onlar yirmi yıllık sürücüler gibi kendilerinde bir uzmanlık görüyor olabilirler ama bizim de elli yıllık yaya olarak trafik konusunda bir görüşümüz var.

Modern dönemlerin paradigması sınıflandırma kategorize etme ve en nihayetinde tek tipleştirecek üretimin sayısal olarak artırılmasıdır. 

Üretimi hızlandırmak ve artırmak için kalıp ve sistem kullanmak gerekiyor.

Sonrasında da elinizdeki sistem ve kalıp için hammadde eleklerden geçirilip kalibrelerine göre gruplandırılıyor.

Hammadde grupları kalıplara yerleştiriliyor fazlalıkları törpüleniyor eksiklikleri plastik malzemelerle dolgulanıyor üzerine de baskı uygulayıp birbirinin tıpa tıp aynısı çok yüksek sayıda ürün kısa zamanda üretilmiş oluyor. 

Bunun adına endüstrileşme diyoruz.

Bir zaman sonra gördük ki, endüstriyel üretim sağlık problemlerine neden oluyor.

Tamam, endüstrileşme bir dönemin paradigmasıydı ama şunu da görüyoruz ki; insanlık endüstriyel üretimden uzaklaşmaya ve kişiselleşmiş el yapımı ürünlere geri dönmeye başladı.

Eleme ve kategorize etme için yapılan merkezi sınavlar eğitimin endüstrileşmesinin sonucudur.

Bütün çalışkan öğrencileri bir sınıfa, bütün tembel öğrencileri bir başka sınıfa, hatta kapasitelerine göre bir birine benzetilmiş birçok kategori halinde sınıflara yerleştirerek bir endüstrileşme yaratıldı. 

Bizim zamanımızda bu ayırımlar yoktu.

Çalışkan öğrenciler ile tembel öğrenciler aynı sınıflarda mutlu mesuttuk.

İddia ediyorum, bundan kırk yıl önceki eğitimin kalitesi onca yokluğa rağmen bu günden daha iyiydi.

İlkokuldan mezun olup da Türkiye’nin bütün illerinin adını ve haritadaki yerini, dünyanın bütün başkentlerini bilmeyen yoktu. Temel matematik işlemlerinin tamamı kafadan yapılırdı. 

Şimdi üniversite mezunlarına soruyorum, Türkiye›nin bütün illerini isim olarak bile bilmiyorlar.

Çok zeki çocuklar bir tek sınıfa doldurularak hayattan koparıldı ve tek tipleştirildi.

Ayrıca tamamı yüksek kapasitedeki öğrenciler kendi aralarında daha yüksek bir rekabete sokuldu.

Her elemede eleğin delikleri daha büyütüldü. 

En başarılı olanlar son elemede eleğin üstünde kaldılar ama bizim çocuğumuz olmaktan çıktılar.

Elemeyi geçemeyen öğrenciler ayırımcılığa maruz kalarak aşağılandı ve motivasyonları kayboldu.

Bizim zamanımızda derslerini çok iyi çalışanlarla aylaklık yapan tembeller aynı sınıfta asimetrik ama insanca bir aradaydı.

Aklımızda kalan en sempatik sınıf görüntüsü Hababam Sınıfı.

Cıvıl cıvıl çeşit çeşit öğrenciler. 

Toplum hayatı deyince sarıldığımız ilk kavram çeşitlilik değil mi?

Ama büyük eğitimcilerimiz çocuklarımızı defalarca elekten geçirip bi birine benzeterek tek tipleştirmeyi başarı sayıyor.

TEOG türü eleme sınavları çocukları endüstriyel bir ürün haline dönüştürüyor. 

Patatesi endüstriyel işleme tabi tutup cips haline getirince parametrik olarak bakarsanız çok başarılı bir iş yaptığınızı düşünürsünüz ama o patates ne annemin yaptığı patates yemeği kadar lezzetli ne de sağlıklı olur.

Hiç uzun boylu analizlere gerek yok.

Endüstrileşen her şey tek tipleşir ve lezzetini kaybeder.

Eğitimdeki bütün performans sorgulamaları sayısal temele dayanıyor. Bu bakış açısı da endüstrileşmenin bir sonucudur. 

Evet, bütün parametrik verilerde çok büyük başarı var ama lezzet yok lezzet.

Çocukların on sekiz yaşından önce yarışma stresi içinde karakterinin bozulması, eleme sınavları ile kategorize edilip bir kısmının daha da yüksek rekabete zorlanarak plastikleştirilmesi, bir kısmının da aşağılanarak sistem dışına atılması hiç bir suretle doğru bir fikir değil.

Sonra yeni neslin neden farklılıklara tahammülsüz olduğunu anlamaya çalışıyoruz. 

Tek tipleştirilme üzerine kurulu modern eğitim sistemi faşizmi bilinçaltımıza kazıyor da ondan farklılıklara tahammül kalmıyor. 

Çocuklarımız zengini, fakiri, çalışkanı, tembeli bir arada insan gibi yaşamayı öğrensin önce.

İnsan gibi olsunlar yani. 

Başarıyı da başarısızlığı da birlikte yaşasınlar, inişler çıkışlar olsun hayatlarında ama birlikte.

Ard arda elemelere sokulup tek tipleştirilmesinler.

Hazır TEOG kalkmışken hiç kimse yeni sistem demesin yeni  bir sistem de aramasın.

Sisteme falan hiç gerek yok.

Bırakın çocuklar biraz insan gibi yaşasın.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23