• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ayhan Demir
Ayhan Demir
TÜM YAZILARI

Adaletiniz batsın!

30 Mart 2016
A


Ayhan Demir İletişim: [email protected]

Kırk sayısı, hayatımızda önemli bir yere sahiptir. Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır. Evli çiftlerin, kırk yıl bir yastığa baş koyması istenir. Bir şeyin kırk kere söylenmesi halinde, gerçekleşeceğine inanılır. 

Şimdi bunlara bir de Birleşmiş Milletler Savaş Suçları Mahkemesi-ICYT’nin, Bosna kasabı Radovan Karaciç’e verdiği 40 yıl hapis kararı eklendi. Ne var ki, bu kırkı hiç sevmedik. Kararın adil ve tatmin edici olduğuna inanmıyoruz.

Her şeyden önce, yirmi yıl sonra gelen “adalet”, adalet değildir. Şair ne güzel söylemiş: “Devlete baş bulmak gecikebilir / Adalet gecikmez, tez verilmeli.” 

Madem söz şair ve şiirden açıldı, devam edelim. Karaciç, keşke yeteneksiz bir şair olmakla yetinebilseydi. Fakat o “yetenekli bir katil” olmayı tercih etti. Şiirlerini yazdığı kaleme mürekkep değil, kan ve gözyaşı doldurdu. 

Srebrenitsa, sekiz bin üç yüz yetmiş iki evladını kaybetti. Saraybosna, on bin beş yüz kırk bir evladını kurban verdi. Prijedor, Sanski Most, Vlasenica, Zvornik, Bratunac, Foca ve Kljuc’ta; binlerce insana işkence edildi, on binlerce kadına tecavüz edildi. 

Karaciç, çocuk şiirleri de yazdı ama çocuklara acımadı. Saraybosna’da ölenlerin bin altı yüzden fazlası çocuktu. Srebrenitsa’daki şehitlerin de, beş yüzden fazlası çocuktu. 

İbrahim Tenekeci “rakamlar maddiyati, harfler maneviyatı temsil eder” diyor. Bu yüzden rakamları değil, harfleri tercih ediyoruz. Sadece yazması değil, okuması da çok zor. En azından öyle olmalı...

Neyle karşı karşıya olduğumuzu iyi bilmeliyiz. Radovan Karaciç, psikiyatrist görünümlü bir psikopattır! Karaciç’in nasıl bir zihin dünyasına sahip olduğunu anlamak için sadece iki açıklamasını alt alta anmak yeterlidir.

Karadziç, 2012 yılında, yargılandığı ICYT’deki savunmasına şu sözlerle başlamıştı: “Aslında bana yaptığım tüm iyilikler için ödül verilmeli. Çükü ben tüm gücümle savaşı önlemek ve insanların acılarını azaltmak için her şeyi yaptım.”

Bu sözlerinden dört yıl sonra yargılama bitince yaptığı bir başka açıklama ise şu şekilde: “Avrupa, Brüksel ve Paris’ten sonra, bizim kime karşı savaştığımızı anlamadı mı?” 

Bosnalı Sırpların, 40 yıl hapis cezasını çok fazla buldukları ve ICYT’nin kararından üzüntü duydukları söyleniyor. Fakat bu büyük bir yalandan ibarettir. Aksine, karardan son derece memnunlar. Çünkü bir “toplu mezar cumhuriyeti” olan RS, mahkeme kararında, soykırım ile suçlanmadı.

Bosnalı Sırpların mahkeme kararıyla ilgili gerçek düşüncelerini Rodovan Karaciç’in kızı dile getirdi. Babası soykırım, insanlığa karşı suç işlemek ve savaş kurallarını ihlal etmekten suçlu bulunan ve 40 yıl hapse mahkum edilen Sonja Karaciç şunu söyledi: “En büyük başarı, RS’nin soykırım yaptığının ilan edilmemesidir.”

Bosnalı Sırplar için Radovan Karaciç’in kaç sene hapis yatacağının hiçbir önemi yok. Onlar için önemli olan RS’nin soykırım üzerine inşa edildiğinin, mahkeme kararına yazılmamasıydı. Maalesef istedikleri gibi oldu.

Malcolm X, “İster mermi kullansın, ister oy pusulası, insan iyi nişan almalı. Kuklayı değil, kuklacıyı vurmalı” diyor. Sırpların zulümlerinden bahsederken, mutlaka ABD, Fransa, İngiltere ve Hollanda’yı da anmak zorundayız.

Batı, Karaciç, Miloşevic ve Mladic önderliğindeki Sırp saldırganları seyretmekle yetindi. Geliyorum diyen soykırımı önlemek için hiçbir şey yapmadılar. Bosna Savaşı’nı nihai bir anlaşma ile neticelendirmek için Srebrenitsa’yı kurban ettiler.

Aynı düşüncelere sahip olan Uluslararası Ceza Mahkemesi eski Sözcüsü Florence Hartmann, Srebrenitsa: Reelpolitik’in Kanı isimli kitabında şöyle söylüyor: “ABD, Fransa ve İngiltere’ye göre 100 bin Bosnalı Müslümanın öldüğü savaşın daha fazla devam etmemesi için Srebrenitsa feda edilmeliydi. Srebrenitsa, Batı’nın sık sık söylendiği gibi hatalar zincirinin bir sonucu değil, Bosna Savaşı’nı bitirmek için göze alınması gereken bir soykırımdı.”

Dayton Antlaşması’nın mimarı olarak bilinen ABD Yugoslavya Özel Temsilcisi Richard Holbrooke’un, 2005 yılında Bosna’nın Hayat TV kanalına verdiği röportajda, “barışın sağlanması için Srebrenitsa’yı feda etme emri aldığı” yönündeki ifadesi de bu acı gerçeği doğruluyor.

Ratko Mladic, elini kolunu sallayarak ICYT’de dolaşabiliyor. Fakat Florence Hartmann, kitabında “ABD’nin diplomatik belgelerine ve BM yazışmalarına yer verdiği” gerekçesiyle 7 bin Euro para cezasına çarptırılıyor ve ICYT binası önünde tutuklanıyor. İşte Batı’nın adaleti!.. 

Batı dünyasından adalet beklemenin yersiz olduğu, ICYT’nin Radovan Karaciç kararı ile bir kez daha görüldü. Boşnaklar için Allah’ın adaletinden başka bir adalet yok!

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23