• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ayhan Demir
Ayhan Demir
TÜM YAZILARI

Düşmanlar ve hainler

18 Ocak 2017
A


Ayhan Demir İletişim: [email protected]

Bugüne kadar pek çok kez duymuşsunuzdur: “Türkiye’nin üç tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanlarla çevrilidir” derler. Bu cümlenin ‘abartılı’ ya da ‘paranoyak bir ezber’ olduğunu, kim söyleyebilir?

Yüz yıl sonra tekrar aynı düşmanlar karşımızda duruyorlar. Bin yıldır var olduğumuz bu topraklarda, bizi bir gün daha fazla barındırmak istemiyorlar.

İsimleri ‘dost’ kelimesi ile birlikte anılan bazı ülkeler, milletimize ve memleketimize karşı düşmanlıkta sınır tanımıyorlar. “Dost ateşi ile vurulmak” diye bir şey var. Acı ama tam olarak böyle.

Karşı karşıya olduğumuz tehdit ve tehlike, sadece dışardan gelmiyor. Bir de içimizdeki dış güçler var. 

Hain kadrosu yüksek bir coğrafyada yaşıyoruz. Bugüne kadar bir araya gelmeyenler, olmadık ittifakların içine giriyorlar. Birbirleriyle çatışanlar, Türkiye düşmanlığında birleşiyorlar. Millet ve memleket düşmanlarıyla, birlikte hareket ediyorlar. 

Sadi Şirazi şöyle söylüyor: “Düşmanlarınızla oturup kalkan sizin dostunuz olamaz.” 

Bölücü terör örgütünü biliyorduk. 15 Temmuz’da, onunla paralel gidenleri de gördük.

Bir şeyi vaktinde halledemediysek, “geç olsun ama güç olmasın” deriz. Bu sefer hem geç oldu, hem de güç. 

Devletimizin kılcal damarlarına kadar sızan, bu ihanet şebekesinin işgal girişimine şahit olduk. Vatana ihanet eden ve hâlâ etmeye devam eden bu kravatlı ve üniformalı teröristlerin, neredeyse her yeri ele geçirdiğini öğrendik. 

Bölücü ve yıkıcı unsurları sınırımızda toplayanlar, ihanet girişiminde başarısız olunca, düşmanın koynuna saklandılar.

Hainlerin ve düşmanların, yol arkadaşı oldukları, birlikte çalıştıkları açık bir şekilde görülüyor. Düşmanlar dışardan, hainler içerden saldırıyor. 

Bu kadar düşmanı, bu kadar haini olan başka bir devlet var mıdır yeryüzünde?

Her şeyi gördük. Buna rağmen içimiz rahat değil. Kim bilir daha neler göreceğiz, duyacağız?

Şöyle derler: “Beterin beteri vardır.” Biz de böyle diyelim: “Allah beterinden saklasın.”

Unutmayalım: Hainlerle iş tutanlar, onları savunanlar ve onlara destek verenler de haindir. Birçok şey unutulur. İhanet asla. 

Nisa Suresi, yüz beşinci ayet ikaz ediyor: “Sakın hainlerin savunucusu olma!” 

Bu yasal uyarıyı dikkate almayanlara merhamet, felaket olur.

İşbirlikçilerle işimiz olmaz, olmamalı. Geleceğini hainlerde görenler, hainlerle birlikte hesap vermeliler.

Oscar Wilde şöyle söylüyor: “Gerçek dostlar yıldızlar gibidir, karanlık çökünce ortaya çıkarlar.” Biz de ilave edelim: Dostluk, zor zaman sanatıdır.

17/25 Aralık süreci ve sonrasında; dostça konuşup, düşmanca iş tutanlar oldu. Bunun Boşnaklar, Arnavutlar ve Balkan Türkleri arasında, birçok örneği var.

Görmeyenin gördüğü, anlamayanın anladığı ve bilmeyenin bildiği günlerdi. Buna rağmen paralel ihanet çetesinin eteğinden ayrılmadılar. Bosna, Bulgaristan ve Makedonya’daki yayın organlarında kalem oynatmaya devam ettiler. Evlerinin çatısını dert edenler, ümmetin çatısı Türkiye’yi görmezden geldiler.

Sonra ne oldu?

Hayırsızların hayâsız akınları püskürtülünce, ellerine verilen kalemi sakladılar. Devlet kurumlarımızın kürsülerinden, yüksek sözler etmeye başladılar. 

Türkiye’yi hainlerin haram parasına değişenler, yaptıklarının neye karşılık geldiğini çok iyi biliyorlar. Peki ya milletimizin imkânlarını bu işbirlikçilere sunmaya devam edenler, ne yaptıklarını biliyorlar mı?

Müslim Coşkun meseleyi çözmüş: “Kalbimizi yoranlar değil, onaranlar dostumuzdur.”

Şu saatten sonra: Şahsi menfaatlerini milletin ve devletin üstünde görenler, mutlaka günlerini görmeliler. Kavganın neticesine göre duruş belirleyenler, gün yüzü görmemeliler.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23