• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ayhan Demir
Ayhan Demir
TÜM YAZILARI

İmtihandan imkâna: 15 Temmuz...

20 Temmuz 2016
A


Ayhan Demir İletişim: [email protected]

Takvimler 20 Kasım 2013 tarihini gösterdiğinde, şöyle demiştik: “Başbakan Erdoğan’ın sözlerinden anladığım şudur: Mesele, dershane meselesinden çok daha öte, bir ‘milli güvenlik’ meselesidir.”

Ne yazık ki, iki buçuk yıl sonra haklı çıktık. Keramet göstermedik. Sadece Sayın Cumhurbaşkanımıza kulak verdik, ciddiye aldık.

15 Temmuz akşamı Fetullahçı Terör Örgütü, kanlı darbe planını uygulamaya koyuldu. FETÖ’nün silahlı terör örgütü olduğuna inanmayanlar, ancak yüzlerce şehit ve binlerce yaralı ile ikna oldular. En azından ikna olduklarını umuyoruz.

Derler ki: Köpek, ekmek veren kapıyı tanır. 

Fethullah’ın mankurtları Peygamber ocağında, şeytanın imamlığını yaptılar. Suyunu içip, havasını soludukları vatana ihanet ettiler. Bu milletin parasıyla alınan tankların namlusunu, yine bu millete çevirdiler. Kitab’ın ‘esfel-i sâfilîn’ diye tanımladıklarından olduklarını ispatladılar.

Askerlik hizmetini yapmış olanlar, mutlaka hatırlarlar. Yürüyüş kararı ne çok saymışlardır: “Vatan... Sana... Canım... Feda...” 

Neferlerine bunu söyletenler, teyzelerimize, dedelerimize ve gençlerimize kurşun yağdırdılar. Uğruna can vermeye yemin ettikleri bu vatanın canını çıkarmak istediler. Ardından da Yunanistan’a kaçtılar. Bazıları da Amerika’ya iltica başvurusunda bulundular.

Öyle anlaşılıyor ki FETÖ’cüler hiçbir zaman, şüheda fışkıran, bu cennet vatanın evladı olmamışlar. 

Çok şükür... Arslanlar, çakallara mani oldular. 

Farkındayız: “Biz atmadık. Allah attı.”

“Lâ gâlibe illallah.”

İstanbul’dan Saraybosna’ya, Ankara’dan Üsküp’e, Bursa’dan Novi Pazar’a, Erzurum’dan Prizren’e, Konya’dan Tiran’a, İzmir’den Dedeağaç’a kadar... Bir millet tarih yazdı, yazıyor.

Balkanlar’daki tüm Osmanlı Sancaklarında, Evlad-ı Fatihan sokaklara döküldü. Eller, Türkiye ve Sayın Erdoğan için duaya kalktı.

Batı Trakya Türkleri, Yunanistan’ın Dedeağaç şehrine kaçan, darbecilerin Türkiye’ye iadesi için yürüyüş düzenlediler.

Bulgaristan Müslümanları Başmüftülüğü inisiyatifinde ülke genelinde tüm camilerde akşam namazında sela okundu.

Preşova’daki yüzlerce Arnavut, Türkiye ve Sayın Erdoğan’dan talimat beklediklerini açıkladılar.

Kosova’daki eski UÇK savaşçısı Arnavutlar da “Türkiye için savaşmaya ve şehit olmaya hazır olduklarını” duyurdular.

Bosna Hersek, Sırbistan ve Karadağ’daki Boşnakların ve Arnavutluk’taki Arnavutların desteklerini ifade edecek kelime bulamıyorum.

Toparlayalım: Bir kez daha görüldü ki, ‘Türk milleti” içi boş bir laf değilmiş. Bu millet, hakikaten azizmiş!

Şurası kesin: Her imtihan, beraberinde bir imkânı getirir. Rabbim bu büyük imtihanı da, imkâna dönüştürdü. Okunan salalar; kalbimizi ve kardeşliğimizi yeniden inşa ediyor. Bunun hakkını vermeliyiz.

Ve bir uyarı: Tehlike geçmedi, inine çekildi. Teyakkuzu elden bırakmayalım. 

ACİL TEMİZLİK

Bundan sonra gerek kişisel, gerekse kurumsal anlamda hayatımıza gireceklere şunu sormalıyız: 15 Temmuz’da neredeydin ve ne yaptın?..

İşin şakası yoktu. Şimdi hiç kalmadı. Türkiye Cumhuriyeti’nin yurt içinde ya da dışındaki tüm temsilciliklerinde, acil ve toplu bir temizliğe girişilmeli. 

Belediyeler ve bunlara bağlı anonim şirketler, tepeden tırnağa gözden geçirilmeli. Büyükelçilik, Konsolosluk, Yunus Emre Enstitüsü, THY, TİKA, TRT ve Anadolu Ajansı gibi kurumların yurtdışı temsilciliklerindeki FETÖ mensubu, destekçisi, sempatizanı ya da herhangi bir şekilde ilişkisi bulunanlar, derhal uzaklaştırılmalılar. Gerekiyorsa da tutuklanmalılar.

15 Temmuz’da yaşananların ardından rahmetli Aliya’nın partisi SDA Milletvekili Salmir Kaplan ile görüştük. İki yıl önce söylediklerini yeniden hatırlattı. Ve şöyle söyledi: “Ocak 2014’te Kültür ve Spor Bakanı olarak, Bosna Hersek medyasına FETÖ’yü anlattım. Bunun üzerine dönemin Türkiye Cumhuriyeti Bosna Hersek Büyükelçisi beni çağırdı. “Yapma bunu, okulları karalama. Benim çocuğum da oraya gidiyor. Öyle değiller” gibi şeyler söyledi. Ayrıca “Hizmet söylediğim gibiyse, Bosna’dakiler Türkiye Cumhuriyeti kurumlarına söylesinler. Sana ne?...” falan dedi.”

Aslına bakılırsa daha fazlasını da söyledi. Fakat biz şimdilik bu kadarı ile yetinelim. 

Şunu sorabilirsiniz: Bunları, neden iki yıl önce söylemediniz? O zaman cevabımız şu olur: Söylemediğimizi nereden biliyorsunuz? 

Ahmet Yıldız, 1 Temmuz 2014’te, Başbakanlık Dış Politikadan Sorumlu Başdanışmanlığı görevine getirildi. Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra Beştepe’ye geçti. Cumhurbaşkanımızın “Ya kendileri istifa eder giderler, nereye giderlerse gitsinler ama burayı lekeleyemezler!” şeklindeki ifadelerinden kısa bir süre sonra Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak atandı. 

Bu süre zarfında, Salmir Kaplan’ın iddialarını defaten dile getirmiştik. Bugün de kaleme almış olduk. Gazetemiz yazarlarından Merve Kavakçı hanımefendi de bu hususta bir yazı kaleme almıştı. (Ahmet Yıldız’a ne danışılacak!, 10 Haziran 2014.) 

Balkanlar’daki paraleller, yamuklar ve ufolar, başlı başına bir yazı konusu. O yüzden şimdilik bu kadarı ile yetinelim. Nasipse, devam ederiz inşallah.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23