• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Devletin Malı Denizdir

24 Ağustos 2017
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Haramilerin ünlendirdikleri, “Devletin malı deniz, yemeyen domuzdur” sözünü bilmeyen yoktur.

Oysa devletin malı milletin malıdır. Millet olmadan devlet olmayacağına göre, devlet millete ait malı korumak ve kollamakla yükümlüdür.

Deniz olan devletin malı, özde milletindir. Milletin malını gasp eden, çarçur eden, devletin emanet ettiği milletin malına ihanet eden elbette domuzdur.

Bunları söylerken nereye varmak istiyorum. Esasında belirli bir yere varmak istemiyorum.

Belki de “Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla tarzı da olabilir. Yahut Nasrettin Hoca’nın fıkrasına varalım ve bilmeyenler için hatırlatalım.

…………….

Hoca Nasrettin, çocuğun eline testiyi verir ve suya gönderirken;

-“Testiyi kırmadan getir ha” diyerek tembihleyip, yumuşakça yanağına dokunur. Bu ikazı görenler;

-“Hocam çocuk daha suya gitmedi ve testiyi de kırmadı, neden böyle uyarıda bulundunuz” derler.

Hoca her zamanki sevecenliğiyle verir cevabını:

-“Haklısınız! Ancak testiyi kırdıktan sonra vah-tüh demenin ne faydası vardır?”

………………………

Devlet-millet malı hor görüldükten, heba edildikten, sahip çıkılmayıp, mesaisi çalındıktan, tasarruf edilecek meseleler harman gibi savrulduktan, emanet bilinciyle çalışıp, korunup kollanmadıktan sonra ikaz etseniz neye yarar, ceza verseniz ne çıkar?

“Ahlakın olmadığı yerde devletin masrafı hep artar” derler. Devlet, milletimizin devleti yöneten ve çalışanlara bir emanetidir. Bu inançla çalışan insanlara ihtiyaç vardır.

Bu vatan, sahip çıkıldığı müddetçe milletindir. Devletin dört ayağını oluşturan; “Tek Devlet, Tek Vatan, Tek Bayrak, Tek Millet” ülküsü, devletin devamının sigortasıdır.

Aksi halde ülkemiz ya darbecilerin ya mafyanın yahut da CHP gibi zulüm ve istibdat partisinin tekeline geçer ki, geçmişte olduğu gibi halkımız büyük bedeller öder.

Böylesine büyük bir kayıp, millet tarafından inanılan ve güvenilen insanlara emanet edilen devlete, sahip çıkmamanın sonucu doğar.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde CHP-HDP dışındaki, AK Parti ve MHP’li vekiller, devletin devamını sağlayan dört ana unsurun sahibi, takipçisi ve savunucularıdır.

Peki, yeterli midir? Asla! Esas sahip çıkacak olanlar; hizmetlisinden, devletin zirvesindeki yöneticilerine kadar, “devlet kasasındaki millet hesabından” rızkını temin tüm çalışanlardır.

……………………

İşte devlet-millet halkası burada kopar. Devlet işleri ehil kişilere emanet edilmek yerine, vassallara (korunanlara) verilirse, kırık testiyle suya gidilmiş olunur.

Devletin bütün kurumlarındaki her kademede çalışanlar için, milletimizin nezdinde geçmişten gelen ve halen süren şöyle bir intiba vardır.

“Devlet işlerinde memur edilenler, milletin bir parçası olduklarını, içinden çıktıklarını genellikle unuturlar. Onların gözünde millet, devlet için vardır”.

Malum bürokrasiden Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Başbakan ve bakanlar da şikâyetçidir. Şikâyetçi olunan bürokratlar garip bir hastalığa müpteladırlar.

Devlet adına millete hizmet etmeyi vazife olarak değil, külfet olarak görmektedirler. Fotoğraf bu! 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23