• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Göynük Gazi Süleyman Paşa Hamamı

28 Haziran 2017
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Ramazan’ın son günlerinde birkaç gün Göynük’ten yazmış ve Orhan Gazi oğlu Şehzade Süleyman Paşa Camii ile hamamından da kısaca söz etmiştim.

Lakin sonra gördüm ki, biraz daha üzerinde durulması gereken mesele imiş.

Bir milletin tarih şuuru zayıflar veya yok edilirse, o toplumun birlik ve beraberliği de o oranda bozulur ve kaybolur.

Bu nedenle tarihine ve coğrafyasına sahip çıkmayan milletler, başkalarının tarihi ve coğrafyasıyla övünür ve kendilerine olan aidiyet duygularını kaybederler.

Göynük’te bulunan ve bir başka örneği de olmayan Gazi Süleyman Paşa Hamamı, yedi yüz yıl yaşamış ve şimdi kaderine terk edilmiş durumdadır.

Vakıflar Genel Müdürlüğü daha önce bir restorasyon yapmış ama sanki çalışamaz duruma getirilerek restore edilmiş.

Geçmişi irdeleyerek, vah tüh demek yerine, yeniden Vakıflar Genel Müdürlüğünün meseleye el atması bekleniyor.

Sözü burada Evliya Çelebi’ye bırakalım ve hamamın hikâyesini ondan okuyalım.

¥

“Bu güzel hamam, Şehzâde Süleyman Paşa tarafından yaptırılmıştır. Çifte hamam olup, bir tarafı erkeklere, bir tarafı kadınlara aittir.

İstanbul’un hamamlarına rekabet edecek derecede güzel, belki onlardan üstündür. O kadar sağlam yapılmıştır ki, şimdi öyle bir bina yapmak mümkün değildir.

Adı geçen şehzâde hazretleri bir câmi yaptırmağa başlar. Usta ve ameleleri toplar. Câmiin temeli atılıp duvarları birkaç zirâ’ yükselir.

Şehzâde bir gün görmek için, bulunduğu evin penceresine gelir. Bakar ki, ameleden biri bir taş almış duvara doğru götürüyor, sonra yine geri getiriyor.

Velhasıl saatlerce bunun böyle devam ettiğini ve o taşı elinden bırakmadığını görüyorlar. Bunun üzerine şehzâde o ameleyi çağırıp:

-“Ey oğul, niçin bu taşı elinden bırakmadan çocuk oyuncağı gibi götürüp getiriyorsun, ne sebepten işin ileri gitmesine gayret etmiyorsun? Akşam olacak, aldığın ücret haram olmaz mı?” Deyince amele:

-“Sultanım, af buyurunuz. Kulunuza su icabetti. Sabahtan kalktım. Havalar soğuk olduğundan, soğuk su ile yıkanmağa vücudumun tahammülü yok.

Sıcak suyu da tedarik edemediğimden cünüp kaldım. Muhtaç olduğum için yevmiyemi kazanmağa da mecburum.

Fakat abdestsiz olarak getirdiğim taşın böyle mübarek bir ibadethane binasına konmasını doğru bulmadığımdan, böyle çalışır gibi görünmeğe karar verdim”.

Bu cevap üzerine Süleyman Paşa:

-“Hemen bütün mimar ve ameleyi tatil edip evvelâ bir hamam yapınız. İnşallah, sonra camii tamamlarız”. Buyurmuşlar.

Hamam yapıldıktan sonra, camii dahi tamamlamaya gayret ederler. Bu mübarek cami ‘Büyük câmi’ adıyla anılır. Çok güzel bir ibadethanedir”. (Evliya Çelebi Seyahatnamesi C.1-2) Üçdal Neşriyat.

¥

Umarız ki Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak ve Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, çatılarında ot biten tarihi eserin kaybolmasına müsaade etmezler.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23