• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

İstiklalimizin Tapuları Camilerimiz

19 Ocak 2018
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Ehli dünya kimseler için yerkürenin her noktası, “barınmak, çalışmak, yemek vesair” ihtiyaçlar adına yeterli imkânlardır.

Ehli dünya kimselerin kayda değer kutsalları yoktur. Nefsi ve cüzdanı dışında uğruna mücadele edecekleri bir kıymete de sahip değillerdir.

“Vatan, bayrak, millet, devlet, din” gibi “olmazsa olmaz” duyguları çok zayıf yahut hiç bulunmadığı için bu değerlere karşı insani bir yükümlülük de hissetmezler.

Oysa sadece İslam âleminde değil, Hıristiyan âleminde de bu “beş kutlu değer”, o ülkelerin varlıklarına ve varlıklarının devamına dair “devlet temelli” vazgeçilmezlerdir.

Bizim ülkemizde de “devlet temelli değerlerimizden birisi camilerimizdir”. İstiklalimizin yegâne timsali ve sahibidirler.

………………

Devlet-i Aliye’den bugüne kadar, dışarıda ve içeride yapılan İstiklal mücadelelerimize baktığımızda, zaferlerimizin başlaması ve sonlanması cami merkezlidir.

Bu sebeple; ezanlarımız, salalarımız ve camilerimiz, ülkemizin tapularıdır. Tapuların en güzelleri de elbette selatin camilerimizle birlikte, yurdumuzun en ücra köşesindeki irili ufaklı tüm ibadethanelerimizdir.

Şahsımın sevdiği camilerin başında ise Bursa camileri gelir.

Mesela Çekirge semtinde, şehre hâkim bir noktada duran büyük tapulardan birisi, Balkanlar’ın Fatihi I. Murad Hüdavendigâr’ın ikinci türbesinin bulunduğu ve adını taşıdığı camidir.

Eğer “şu namazı kılayım” diyerek (hakikaten “şu namaz” ifadesi çok garip) üzerimizden bir yükü indirmek istercesine ve namazdan önce neler yaptığımızı, sonrasında neler yapacağımızı hesap ederek içeri girersek, ne camiden ne ibadetten zevk alamayız.

Tekrar edelim:

Camilerimiz ülkemizin tapularıdır, özgürlüğümüzün mekânlarıdır, atalarımızın kıyamete dek bıraktığı kutlu miraslardır, İstiklalimizin sembolleri ve sahipleridir.

Yalnız ve elbette, temiz bir ibadet ve temiz bir iman arzusuyla camilerimiz sevilir ve bu inançla sahiplenilirse mirasa sahip çıkılmış olur.

Tarihi camilerimizin bir özelliği de; mimarisiyle birlikte, içerisinde elle tutulmayan, gözle görülmeyen, kulakla duyulmayan ve ancak ruhun ve aklın ortak idrak edebildiği büyük bir huzur, sükûn ve edep tattırmasıdır.

……………..

Bir diğer “İstiklal Devleti” tapusu camimiz ise adıyla müsemma Ulu Camii’dir. Daha avlusuna girildiğinde insanı adeta kucaklarcasına; “Hele gel kalma dışarıda” diyerek heyecanlı davetine icabet etmemek mümkün değildir.

Ülkemizin her yöresindeki Ulu Camilerimizin hepsinde aynı duyguyu hissetmek mümkündür. Selçuklu ve ilk Osmanlı mimarisi Ulu Camilerin böyle bir özelliği vardır.

Bursa Ulu Cami’de ilk Osmanlı mimarisiyle yapılmıştır ve Sultanahmet Camii’nden sonra hakkında en çok yazı yazılan, belgeseli çekilen camidir.

İbadet yahut görmek için camiye giren herkesi kucaklar, sarar, sarmalar ve kundaktaki masum bir çocuk gibi hayran hayran ister seyreder ister ibadet edersiniz.

……………..

Ezcümle:

Malum Bursa camilerinin çokluğu kadar, manevi bekçileri de çoktur. Fırsat buldukça onlardan da söz ederiz inşallah.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23