• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Osmancık

28 Ağustos 2017
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

“…. Ertuğrul, onlar gidip de yalnız kaldıktan sonra Besmele ile Mushaf’ı almıştır. Kıbleye dönerek okumaya başlamıştır. Ve tan yeri ağarana kadar hep ayakta okumuştur.

Ancak ilk horozlar öterken takati tükenmiş, içi geçmiştir, sedire ilişmiş, oracıkta uyuya kalmıştır.

Ve Ertuğrul, bir saat kadar ya süren ya sürmeyen bu uykuda görüntüleri olmayan, buna karşılık sesleri kulağından hiçbir zaman silinmeyen, beynine yerleşen bir rüya görmüştür:

Konuşan ona öyle gelir ki, Mushaf’tır… İnançtır. Ve ses ona öyle gelir ki, neylerdir, bülbüllerdir; ama kelimeler, hiçbir insanın söyleyemeyeceği kadar açıktır.

Ve bu ses şöyle demiştir:

“Senin ve çocuklarının ve onların da çocuklarının çocuklarının ve bütün soyunun sopunun şerefi ve kudreti ve yücelmesi, Allah kelamına gösterdiğin bu saygıyadır ve bu saygı sayesindedir ve bu saygıya bağlıdır; çünkü hakkı ve hakikati ve doğruyu, adil olanı idrak ediş bu saygıdadır”.

Yukarıdaki ifadeler, Ötüken Yayınları’ndan 71. baskısını yapan ve merhum Tarık Buğra tarafından kaleme alınan “Osmancık” adlı romandan.

Bizim ve orta yaş neslinin milli tarih açlığını bir nebze de olsa gideren bu romanı, rahmetli Yücel Çakmaklı ağabey, TRT’ye dizi olarak çekmişti.

Yine aynı yönetmenimiz tarafından “Kuruluş” ile “Küçük Ağa” dizileri de çekilmiş, o devrin çocukları okullarda okuyamadıkları milli tarihimizi dizilerden öğrenmişlerdi.

TRT’nin yeni genel müdürü İbrahim Eren göreve gelince; “yerli ve milli bir yayıncılık” izleyeceğiz demişti ve sevinmiştik.

Bu sözü üzerine keşke Yücel ağabeyin çektiği bütün dizilerin yeniden ekrana gelmesini sağlasa da kendi klasiklerimizi izlesek. (Örneğin Aliş ile Zeynep’teki Bosna şimdi yok)

Mesela 1973 ve 74 yılında MSP’nin iktidar olduğu dönemlerde, TRT ekranlarına ilk defa milli bir kimliğin yansımasını yine Yücel ağabey yapmıştı.

Rasim Özdenören ağabeyin “Çok Sesli Bir Ölüm” ve “Çözülme” hikâyeleri çekilmişti.

“Kuruluş” ve “Osmancık” dizileri de yine TRT’nin milli olma yolundaki dönemlerine, rahmetli Turgut Özal’ın; “devlet yönetimine sahip olduğu” zamana denk gelir. Geçelim.

“Osmancık” romanının, “Türkçe” yahut “Edebiyat” derslerinde mutlaka okutulması gerekir. “Neden” diyenlerle şu gerçeği paylaşayım.

Çok acı ama yeri gelmişken taze bir hakikate vurgu yapalım.

1071 Malazgirt Zaferi’nin üzerinden 946 yıl geçmiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan da olmasa yine her zamanki gibi “iş olsun” cinsinden birkaç sloganla geçecekti.

Daha da vahimi şu ki, batı tarihine huruç ettirildiğimiz Tanzimat’tan bu yana, kendi tarihimizi batılıların kıytırık geçmişleri kadar bilmiyoruz.

Neyse sözü “Osmancık” romanının müellifi Tarık Buğra’nın ifadesiyle bitirelim:

- “Ben yola, bir görüşü veya yorumu savunmak veya aşılamak için çıkmadım. Osmanlı’nın sırrı nedir” sorusundan yola çıkarak yazdım.

Eser hakkında: 

Ötüken Yayınları; 0212- 251 03 50

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23