• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
İlhan Oral
İlhan Oral
TÜM YAZILARI

Büyük ideal büyük düşünce  

14 Ocak 2018
A


İlhan Oral İletişim: [email protected]

Hesap makinasında yeterli rakam hanesi olmayan büyük hesap yapamaz. Günümüzde müslümanlar bu sıkıntıyı yaşıyorlar. Beldeler, bölgeler, fetheden, asırlarca üç kıtada at oynatan bir davanın inanmışları küçük hesaplara kapılıp çer çöp durumuna düşemezlerdi düşmediler. Önce; “de ki hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” hikmetine tabi oldular.

Büyük düşüncede ilim var, irfan var, fikir, zikir, adalet, ideal, dava bilinci, hamle ruhu, medeniyet üstünlüğü, merhamet enginliği ve nihayet i’la-i kelimetullah hedefi vardır. Bin yetmiş birde Malazgirt karşılaşmasında kefenini giyip kelime-i şehadetle düşman birliklerinin arasına dalan ve askerleri ile ölümüne savaşan büyük lider, büyük komutan Alpaslan’da bu büyük düşünce ve büyük ruh vardı. Bu büyük düşünce, ona Rumeli kapılarını açtı. Daha sonra “ya Kostantiniyyeyi ben ya beni Kostantiniyye…” deyip şahlanan yirmi bir yaşındaki Sultan Mehmed Kostantiniyyeyi “İslambol” yaptı. Büyük idealini gerçekleştirdi.

Nihayet Osmanlının çöktüğünü gören Batı, bizi Anadolu’dan silmeye kalkıştı. Fakat hesaplarında olmayan büyük bir olayla karşılaştı ve karşısında Anadolu’nun şahlanışı ile karşılaştı. Yetmedi sonunda on beş temmuzda baştanbaşa Anadolu insanının kıyamı ile dış şer güçler yeniden kara kara düşünmeye başladı. “Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez” diyen Mehmed Akif haklı idi. Çünkü o da büyük düşünen büyük ruhlu bir değerdi.

  Her şeye rağmen bin dört yüz otuz dokuz yıl süresince nice badire yaşamasına rağmen Rumeli’yi müslümanlaştıran, Kostantiniyyeyi fetheden, Yemen’den Viyana’ya, İran’dan İspanya’ya, Etiyopya’dan Kırım’a kadar büyük bir coğrafyayı asırlarca yöneten iradenin elbet bir kaynağı vardı. Bu dava ruhunun şahlanışının elbette bir enerjisi vardı. Elbette evrensel çapta mübarek ve muhteşem bir yorumu vardı. Bu öylesine bir yorumdu ki, “Kızılelma” diye bir mefkûre oluşturdu. Atalarımız bu davaya bir kılıf hazırladı ve adına Kızılelma dedi. Biliyor musunuz Kızılelma ne idi ve neresi idi?

Osmanlı’nın son dönemlerinde halk sokaklara dökülüp “Kızılelma Kızılelma” diye bağrışıyordu. Padişah duydu, soruşturdu. Nedir bu Kızılelma diye. Bilen çıkmadı. Bağrışan halkı huzura kabul etti. Kime sordu ise hiç bilen çıkmadı. Amma millet yine bağrışıyordu. Kızılelma Kızılelma… Padişah, sadrazama, git ahali arasından rastgele üç kişiyi al getir, diye emretti. Onları ayrı ayrı huzura kabul etti. İlk huzura alınana; nedir Kızılelma diye sordu. Bilmiyorum Sultanım. Onu bilmiyorum Sultanım amma benim bildiğim, Sultanımın atı nereye giderse işte orası Kızılelma’dır. Sultanımın gidebildiği ve ulaştığı ve bizi de götürdüğü yerdir, Sultanım! Dedi. İkinciyi aldılar huzura. Ondanda benzeri cevapları aldı. Üçüncü kişiden de aynı cevapları alınca, padişah bunları bırakın gitsinler dedi.

İşte bu Kızılelma’nın aslında temel dayanağı, Kâinat mülkünün egemeni Allah Teâlâ’nın Kitabındaki buyruğudur. Fitneden eser kalmayıncaya ve din de yalnız Allah’ın oluncaya kadar o müşriklerle, kâfirlerle savaşın. Eğer onlar vazgeçerlerse, artık düşmanlık ancak zâlimlere karşıdır. (Bakara:2/193) Tabii ki, Mekke semasına doğan nur dünyanın büyük kısmını aydınlattı. Allah adına cenk eden cengâverlerin kaynağı Kur’an idi ve baş lideri Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in sünneti seniyyesi idi.

İslam sisteminin egemen olması gerekirken sosyopolitik, ekonomik, teknolojik ve askeri alanlarda dünyanın dengelerinin bozulması doğru değildir. Bütün bunların karşısında müslümanların büyük düşünmeleri gerekmez mi? Bu yüce dava kime zarar verdi de herkes hesap rakamlarını küçültmeye yöneldi. İslam büyük idealdir. Müslümanların büyük mütefekkirleri vardı, büyük düşünürlerdi. Büyük komutanları büyük zaferler için koşuşur ve fetihleri gerçekleştirirlerdi. Büyük hizmet projeleri üretirlerdi. İlimde ve fikirde büyük değerler yetiştirirlerdi. Kim ne derse desin, gerçekler yok sayılamaz. “Dünya dönüyor.”

Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, sıkıntılarını iletenlere; “Ne oluyor da sizi bu kadar sabırsız görüyorum? Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, gelecek günlerde bir çoban koyun sürüsünü Yemen’den Şam’a götürecek, sürüsüne kurt saldırmasından başka hiçbir şeyden korkmayacak” buyurmuştu! Esselamu aleykum.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23