• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mehmet Koçak
Mehmet Koçak
TÜM YAZILARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan milli hamleler…

15 Şubat 2017
A


Mehmet Koçak İletişim: [email protected]

Değişen dünya ve bölge şartları doğrultusunda Türkiye’yi gelecek yüzyıla hazırlamak üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öncülüğünde iç ve dış politikada milli hamleler gerçekleştiriyor.

İç politikada Cumhuriyet tarihinin gelmiş-geçmiş en köklü değişimini gerçekleştirmek için referanduma gidiliyor. 

Bu değişim, Sayın Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde ‘Yeni Türkiye’ projesi kapsamında gerçekleştirilen reformlarla başlatılmıştı. 

Bu yeniden yapılanma ile Türkiye, daha hızlı karar alabilen ve daha dinamik bir yönetim yapısına kavuşturulması hedefleniyor.

‘Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi’ ve ‘yeni anayasa’ sayesinde, siyasi istikrarsızlığın anası olan koalisyon pazarlıkları bitmiş olacak.

Bu değişim ve dönüşün hem ülkenin hem de toplumun her alanında kendini gösterecektir. 

Kısacası, halk nezdinde kabul bulmasıyla referandum sonucu yeni anayasa ve yeni sistemle Türkiye’de bir devrim gerçekleşmiş olacak. 

YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan öncülüğünde, Türkiye’yi yeniden inşa hareketi kapsamında Dış politikada da tarihi değişimler yaşanıyor.

Türk Dış Politikasında (TDP) uluslararası konjonktürün de etkisiyle başlatılan ‘milli hamleler’ gerçekten cesaret örneğidir. 

“Yüzünü batıya dönmüş Türkiye” yerine “yüzünü her yöne çeviren bir Türkiye projesi” yeni dış politikanın temelini oluşturmaktadır.

Bu proje sayesinde Afrika’dan, Avrupa ve Balkanlar’a, Asya ve Kafkaslardan, Körfez ve Uzakdoğu’ya kısacası dünyanın dört bir yanında artık varız. 

Uluslararası Toplum adına faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlar ile dünya siyasetine yön veren başkentlerde, siyasi, ekonomik, askeri ve stratejik alanlarında yeni ilişkiler kuruluyor. 

Ani ve etkili kararlarla Rusya ile bozulan ilişkileri normalleşmeyi başaran Türkiye, hem dünya hem de, bölgesel politikalarda rol alabilen bir ülke olduğunu göstermiştir.

Suriye ve Irak üzerinden devam eden “Ortadoğu’nun geleceği” müzakerelerinde Türkiye’nin de aktif olarak yer alması bunun bir göstergesidir. 

Türkiye’nin Suriye konusunda başından beri savunduğu bir tez olan “Kuzey Suriye’de bir güvenli bölge oluşturulması” ABD’den sonra Rusya tarafından da kabul bulması Türkiye’nin bir başarısıdır. 

TÜRKİYE’SİZ YERİNE TÜRKİYE İLE

ABD ve AB’nin yerelde terör örgütlerinin silahlandırılarak diğer bir terör örgütüne karşı kullanma projeleri çökmüştür. 

Yakın tarihe kadar, dünya ve bölge politikalarında “Türkiye’siz” kararlar alma ve yeni yapılanmalarda Türkiye dışlanmak istenirken, gelinen noktada “Türkiye’siz” olamayacağı gerçeği artık kabul bulmaya başlamıştır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump arasındaki telefon görüşmesinden sonra, iki ülke arasında hızlanan ziyaret trafiğine zaman içinde yenileri ekleniyor. 

Rusya’dan sonra Türkiye ile ABD arasında normalleşme dönemine giriliyor.

ABD ile bu hızlı temaslar devam ederken, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın Afrika sonrası Körfez ülkelerine gerçekleştirdiği ziyaretler, ‘bölgesel politikalar’ çerçevesinde çok önemli ve anlamlıdır.

Mart ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Moskova’ya gerçekleştirmesi planlanan ziyaret, dünya başkentlerinde şimdiden konuşulmaya başlandı bile.

Ziyaretler aynı hızla referandum kampanyaları başlayana kadar devam edecek. 

Sözün özü şu:

Ülke olarak çok zor bir süreçten geçmekte olduğumuz doğrudur. 

Ancak, dış baskılar, ekonomik ve siyasi kuşatmalar devam etse de, ibre yavaş yavaş lehimize doğru eğilmeye başladı. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23