• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mehmet Koçak
Mehmet Koçak
TÜM YAZILARI

Güvenlik konferansında yeni hedef İran

22 Şubat 2017
A


Mehmet Koçak İletişim: [email protected]

Dünya politikasında son dönemde büyük bir hareketlilik yaşanıyor. 

Üç gün devam eden ‘Uluslararası Münih Güvenlik Konferansı’ son derece kargaşalı bir döneme rastlaması bakımından ayrı bir önem taşıyordu.

Önemli kılan, uluslararası olması ve dünya siyasetini şekillendiren üst düzeyde ilgili ve yetkililerin katılımlarıdır.

Bu yıl 53’üncüsü düzenlenen Münih Uluslararası Güvenlik Konferansı’na ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, Almanya Başbakanı Angela Merkel, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu katılımcılardan sadece bazıları. 

Toplam 16 devlet başkanı, 15 başbakan, 47 dışişleri bakanı, 30 savunma bakanı, 90 dolayında milletvekillinin yanı sıra uluslararası kuruluşlardan 59 temsilci katıldı.

Donald Trump’ın ABD Başkanı seçilmesi, İngiltere’nin AB’den ayrılması, NATO ittifakı içindeki anlaşmazlıklar, olası ticaret savaşları, mülteci sorunu, Suriye’deki iç savaş, Çin ve Kuzey Kore odaklı Asya-Pasifik bölgesindeki gelişmeler, siber güvenlik, Ortadoğu barış süreci, Avrupa ve dünyada yükselişe geçen ırkçı akımlar, Ukrayna krizi ve dünya genelinde artan terör tehlikesi, konu başlıkları üzerinde sunumlar yapıldı. 

Ancak, bu kadar yüksek katılımlı olması ve önemli konu başlıkları altında yapılan sunumlara rağmen insanlığın barışı, huzur ve güvenliğine katkı sağlayacak hiçbir karar alınmadığı gibi maalesef gelecek adına ümit verici bir gelişme de yaşanmadı.

Dünya üzerindeki saldırılar, işgaller ve insan hakları ihlalleri ile mülteciler sorunu sadece dile getirildi. Toplu katliamlar gerçekleştirip şehir ve kasabaları yakıp yıkanlar ile onları kışkırtan, perde arkasından yöneten ve yönlendirenlerin cezalandırılması ise hiç mi hiç konu olmadı.

Filistin’deki İsrail’in yayılmacı politikası, işgal ve saldırıları ile Irak ve Suriye’de yaşanan insanlık faciasına çözüm bulmak amacıyla ne bir tebliğ yapıldı ne de bir plan üzerinde duruldu.  

Konferans, “Dünya barışı ve yaşanılabilir daha güvenlikli bir gelecek” sloganıyla toplanmış olsa da barışı ve güvenilir bir gelecek yerine daha çok emperyalist devletlerin, dünya hakimiyeti ile sömürü politikalarına zemin hazırlayacak projeleri tartışıldı.

Devlet ve hükümet başkanları ve siyasi lider ile uzmanların yaptığı sunumlarda, dünyayı kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirebilme adına yeni ilişkiler ve yeni ittifaklar araştırıldı. 

Kısacası konferansta, Rusya, Çin ve ABD’nin başını çektiği Batılı emperyalist ülkeler birbirlerine karşı güç gösterisinde bulunmaları dikkat çekti.

Ayrıca üstü kapalı yeni işgallerin sinyalleri verildi ve tehditler savruldu.

İRAN, POLİTİKALARINI DEĞİŞTİRMEZ İSE…

Trump’ın İran’a dönük sert tutumu, Münih Güvenlik Konferansı’nın gündeminde kendini gösterdi.  

İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, bölgede yalnız kalma endişesi sebebiyle tarihî düşmanları olan Körfez ülkelerine “bir forum oluşturma ve bölgede güvenliği birlikte kuralım” çağrısı yaptı. 

Ancak çağrıya itibar edilmedi.

Çünkü İran, Yemen ve Suriye’de yürütülen vekâlet savaşlarını yöneten ve yönlendiren ülkedir.  

İranhâlâ, emperyalist ülkeler gibi, terör destekçisi ülke olmaya devam ediyor. 

Maalesef İran, bugün İslam maskesi altında Fars milliyetçiliğine dönüşmüş, yayılmacı bir dış politika izlemektedir.  

Bu politikalarıyla İran, sadece Körfez ülkelerini değil, tüm bölgeyi tehdit etmekte ve bir mezhep savaşına doğru sürüklemektedir.  

Dostça bir uyarı yapmak isterim ki:

Eğer, bu yanlış politikalarından vazgeçmez ise, İran, yeni bir hedef olmaktan kendini kurtaramayacaktır.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23