• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mehmet Koçak
Mehmet Koçak
TÜM YAZILARI

Türkiye-ABD restleşmesi

11 Ekim 2017
A


Mehmet Koçak İletişim: [email protected]

Türkiye ile ABD arasında var olan gerilim karşılıklı restleşmeye dönüştü.  

ABD’nin Türkiye’deki tüm diplomatik misyonlarında vize başvurularını askıya aldığını duyurdu.

ABD Büyükelçiliği’nin Türkiye’ye vizeleri askıya aldıklarını duyurmasının ardından, Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği benzer bir açıklama yaptı ve Türkiye’nin ABD vatandaşlarına uyguladığı vize ve e-vize uygulamalarının askıya alındığını açıkladı.

Türkiye’nin aynı sertlikte ABD ile restleşmesi şer güçlere teslim olmayacağını ve karşı direnişini sürdürmekteki kararlılığını göstermiştir.

Bazı kesimler görev süresini tamamlayan ABD Ankara Büyükelçisi John Bass’ı suçluyor.  

Ancak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Sırbistan’daki gerçekleştirdiği resmi görüşmesinde düzenlenen ortak basın toplantısında “Eğer elçi kendi başına bu kararı almış ise, bu bir suçtur. Türkiye ile ABD arasındaki ilişkileri bozmuş olan bu elçi benim elçim olsa onu bir saat görevde tutmam” açıklamasında haklıdır. 

Ancak burada Sayın Cumhurbaşkanımızın “Eğer elçi bu kararı almış ise” şeklindeki uyarısı önem taşımaktadır.

Ben inanıyorum ki, bu karar Büyükelçinin kararı değildir. Büyükelçinin tek başına alacağı bir karar da olamaz. 

O, asla iyi niyetli değildir, fakat bu iş Büyükelçiyi aşar kanaatindeyim. 

Karara ABD’nin ajan olarak kullandığı Metin Topuz’un  FETÖ’den tutuklanması gösteriliyor. Söz konusu kişi ABD vatandaşı olmadığı gibi diplomatik dokunulmazlığına da sahip değildir. 

Metin Topuz, Türk vatandaşı olduğu halde ABD hesabına ajanlık yapan bir FETÖ mensubu olduğunu, FETÖ ihanetinin ABD bağlantılarını ifadesinde itiraf etmiştir. 

ABD’nin bu kararı, İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz’un FETÖ’den tutuklanması sonrasında alması dikkatleri çekse de asıl sebep o değildir.

Bu kararın alınmasında birden fazla sebep var.

Türkiye hükümetinin İslam dünyasını sahiplenen girişimleri ve söylemleri ile emperyalist devletlerin sömürü politikalarını ifşa etmesi sebepler arasındadır. 

İran başta olmak üzere İslam ülkelerinin yanında Rusya ile başlattığı ilişkilerini geliştirip bu ilişkileri kalıcı ve güçlü hale geldirmesi de ABD ile müttefiklerini rahatsız eden diğer bir sebeptir.

Türkiye, ABD ve AB hesabına çalışan ajanları tutukluyor. Tutuklu ajanlarını “bize ver” diyorlar Türkiye vermiyor. BM yapısını eleştiriyor ve dünya 5’ten büyük diyor, Suriye’de emperyalistlerin oyunlarını bozan girişimlerde bulunuyor ve Al Bab’a hatta İdlib’e giriyor . Rusya’dan S-400 füzesi alıyor, milli silahlar üretmeye yöneliyor. Bütün bunların yanında ambargolar, vizeler ve siyasi baskılar gibi korkutma politikalarına aldırmıyor.

Evet bütün bunlar sebeplerdendir ancak en önemli ve asıl sebep;  Türkiye Cumhurbaşkanı ve TSK’nın başkomutanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD’nin Suriye’deki ‘Kürdis-rail’ diğer bir ifadeyle Kürtler üzerinden Kuzey Irak ve Suriye’nin Kuzeyinden Akdeniz’e ulaşacak ‘Terör koridoru projesi”ne balta vurmasıdır. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23