• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Nurettin Veren
Nurettin Veren
TÜM YAZILARI

Her şeyin affı olur, devlete ihanetin affı asla olmaz

05 Eylül 2017
A


Nurettin Veren İletişim: [email protected]

Bir solukta okuyacağınız, ibretlik bir hikâye.

Meşhur 5. Abbasi Halifesi Harun Reşid, Bermekilerden olan veziri Cafer bin Yahya ile birlikte sarayın harika bir şekilde düzenlenmiş bahçesinde gezerken, canı meyve çekiyor, elmayı dalından koparmak için uzanıyor.. Ne var ki orta boylu olduğu için meyveye yetişemiyor. Veziri Yahya’ya diyor ki, “omzuma çık o meyveyi kopar ve bana ver.” Vezir zayıf olduğu için halifenin omzuna çıkıyor ve meyveyi koparıp veriyor.

Meyveyi yiyen halife Harun Reşid, “çok lezzetliymiş. Bana bahçıvanı çağırın, bu güzel bahçeyi ve lezzetli meyveleri yetiştirdiğinden dolayı onu ödüllendireceğim.” diyor. 

Zaten az ileride duran ve olan biteni hayretle seyreden bahçıvan geliyor. Halife ona “sana bir ödül vereceğim dile benden ne dilersen” diyor. 

Bahçıvan diyor ki: “Sultanım sizden bir tek isteğim olacak: Bana, benim Bermeki olmadığıma dair bir belge vermenizi istiyorum.” 

Halife şaşırıyor: “Herkes devlet kademesinde görev almak için Bermeki şeceresi uydururken, herkes Bermeki olmaya can atarken, sen niye Bermeki olmadığına dair belge istiyorsun. Kaldı ki sen bir Bermekisin, bundan niye kaçınıyorsun” diyor. 

Belgeyi almakta ısrar eden bahçıvan diyor ki: “Evet ben bir Bermekiyim ama, madem ki benden mutlaka bir istekte bulunmamı istediniz, ben bu belgeyi istiyorum, başka da bir isteğim yok.”

Halife Harun Reşit de, “madem ısrar ediyorsun istediğin belgeyi vereceğim sana” diyor ve daha sonra da bahçıvana o belgeyi veriyor.

Aradan yıllar geçer, Bermekiler Halife Harun Reşid’in kendilerine beslediği büyük güven ve yakın ilgiyi istismar ederek, sadece saray kademelerini değil, eyaletleri bile kendi yandaşları ile yönetmeye başlarlar.

Devletin her kademesini bir ur gibi sarmışlar, en ücra yerlerine bile kendi adamlarını yerleştirmişlerdir. Bu durumu geç de olsa fark eden Halife, Bermekilerin devlet içinde ikinci bir devlet kurmak için uğraştıklarını, ülkenin her yanını ele geçirdiklerini ve kendisini devre dışı bıraktıklarını fark edince, derhal emir vererek, “bu hain Bermekileri kılıçtan geçirin, yaşlılarını da zindana atın” der. 

Emir yerine getirilir, pek çok hain Bermekiler öldürülür ve bir kısmı da zindana atılır. 

Peki, bahçıvana ne olur?

Halifenin emri üzerine bahçıvanın evine giderler, onu da ya kılıçtan geçirecekler, ya hapse atacaklardır ama, bahçıvan hemen Bermeki olmadığına dair Halifeden aldığı mühürlü belgeyi gösterir, “gördüğünüz gibi ben Bermeki değilim” der ve kellesini kurtarır.

Kılıçtan geçirme ve zindana atma operasyonu sona erince, Harun Reşit son durumu öğrenmek için kurmaylarını çağırır ve sorar: “Emrimi yerine getirdiniz mi?”

Kurmaylar der ki; “Listedeki herkes ya kılıçtan geçirildi, ya zindana atıldı, sadece bir adam kaldı. Ona dokunamadık, çünkü elinde sizin mührünüz olan bir belge vardı.” 

Halife: “Hatırladım, onu bulun ve bana getirin” der.

Bahçıvan huzuruna getirilince, Harun Reşit sorar adama: “O gün Bermeki olmadığına dair benden ısrarla belge istedin, ben de verdim. Peki bu günlere gelineceğini nereden anladın?”

Bahçıvan der ki: “Sultanım hani o elmayı koparmak isterken, vezir sizin omzunuza basmıştı ya.. İşte o an dedim ki, eyvah bizim sonumuz geldi.”

Harun Reşit araya girip, “Ama omzuma basmasını ben söyledim” deyince, bahçıvan der ki, “Fark etmez sultanım, sizin sultan olarak vezirinize omzunuza basmasını istemeniz, bir âli cenaplık, bir büyüklüktür. Siz istemiş olsanız bile, vezirin omzunuza basması, hem şımarıklık, hem had bilmezlik, hem de küstahlıktır. Sizin omzunuza basıp meyveyi koparmak yerine, o beni çağırabilir ve benden isteyebilirdi. Bir adam vezir de olsa sultanının omzuna basacak kadar cüretkâr ve haddini bilmez olduysa, bunun sonu felakettir. Ben işte o gün bu felaketi gördüm ve sizden o belgeyi istedim.”

Evet atalarımız ne demiş, “İslam’ın şartı 5 ise, altıncısı haddini bilmektir.”

Zira unutulmamalıdır ki, haddini aşanlara Allah, eninde sonunda haddini bildiriyor.

Hz. Ali (RA) diyor ki; Unutmamak gerekir ki, her şeyin affı olur, ancak devlete ihanetin asla affı olmaz.

İşte geçmişte yaşanan bu olay gibi, bugün de aynen AK Parti içerisinde olup, Reis adına sağda solda racon kesen ve onun ismini,  onun gücünü kullanmaya çalışan pek çok kişi, Reis’in bilgisi dışında birçok riyakâr var.

Hem AK Parti’nin altını oyanlar, hem Cumhurbaşkanımızın adına sağda solda onun ismi ile iş bitirenler var. Bu hikâyenin, belki bugün için söylenmiş gibi, belki bugün de en açık şekilde idrak edilmesi, ibret alınması gereken bir vakıa olarak, köşemde yer almasını istedim.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23