• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Sedat Yılmaz
Sedat Yılmaz
TÜM YAZILARI

Merkez’in anketi işin püf noktasını gösteriyor

14 Haziran 2017
A


Sedat Yılmaz İletişim:

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haziran ayı beklenti anketini açıkladı. Banka yılsonu büyüme beklentisinde küçücük bir iyileştirme yaptı ve beklentiyi yüzde 3,2’den 3,4’ye yükseltti.

İlk çeyrekteki yüzde 5’lik büyümeye karşılık beklenti anketinden 0,2 puanlık bir beklenti artışı çıkması temkinli yaklaşımın bir sonucu olsa gerek. Bölgesel risklerin yanında dünya ekonomisinin zayıflığından kaynaklandığını tahmin ettiğimiz bu temkinli yaklaşım, aslında kendisini anketteki dolarda da gösteriyor. Dolar yılsonu itibariyle bir önceki beklenti olan 3,80 liradan sadece 3,75 liraya çekilebilmiş...

*** 

Burada en sıkıntılı iki data var... Enflasyon ve faiz... 

Beklenti anketinden bunlarla ilgili hiç iyi rapor çıkmamış…

Özellikle tüketici enflasyonunda (TÜFE) yılsonu oran yüzde 9,53’ten yüzde 9,55’e taşınmış…

Ya faizler… O daha kötü…TCMB anketinde üstü örtülü, yatırımın, istihdamın, üretimin ve ihracatın baş düşmanı faiz konusunda henüz iyimser bir ilerlemenin olmadığı anlatılmak istenmiş…

Yani ne olmuş? Şu olmuş...

Yılsonu gecelik faiz oranı, yani piyasa faizi yüzde 11,86’dan yüzde 11,96’ya yukarı yönlü revize edilmiş… Bu rakam halen yüzde 11’lerde geziniyor…

Tabi ülkenin baş derdi faiz…

Faizi hallettiğinizde zaten ekonomide işler rayına giriyor… Merkez Bankası’nın faizleri yüksek tutmasında elbette bir bildiği var, diyoruz...

Ancak benim de bildiğim, kurdaki yukarı yönlü hareketliliğin faizle zayıflatılmak istenmesi...

***

Açıkçası Merkez Bankası “sıkı para politikasına devam” diyor.  Hatırlarsanız, Ocak ayının ortalarına yakın günlerde dolar/TL 3,95 zirvesini gördüğünde fonlama faizi yüzde 8,30 civarındaydı... Merkez Bankası geçen 4 ayda sıkı para politikası, yok üst bant, yok alt bant, yok likidite penceresi uygulamalarıyla faizi yüzde 11,92 bandına kadar yükseltti. 

Bunun manası aslında efektif fonlama maliyetinin 3,5 puan daha yukarıya çıkması demek… Belki bu durum kısa vadeli TL pozisyonları frenliyor, yatırımları uzun vadeli yatırımlara sevkediyor ama faizlere de yukarı yönlü ciddi baskı yapıyor. Dolayısıyla doları aşağı yönlü baskılayıp TL’nin değerini korumak da tabi başka hastalıkları ortaya çıkarıyor… Bunun sonucunda da faiz ve beraberinde maliyetlerin artmasıyla yüksek enflasyon ortaya çıkıyor.

Yani ilaçlardaki yan etkiler gibi...

***

Fakat bir de şu var: Geçen son 4 ayda 3,5 puanlık faiz artırımına rağmen doların 3,50 liranın altına gelmemesi de kurda doları hâlâ yukarıda tutmak isteyenlerin olduğunu gösteriyor.

Yalnız, aynı dönemde dolardaki gerilemeye yüzde 6’lık bir çekilme sağlayan küresel bazda dolardaki değer kaybının olduğu da unutulmamalı... Yani biz faiz çubuğuyla TL’nin değerini oynatmasaydık, dolar yine 3,70 liralara inecekti. 

Hesap bu!..

Dolayısıyla, doları mı yükseltelim, faizi mi yükseltelim? Ya da hem doları hem de faizi aşağı çekip, enflasyonu düşürecek yeni bir formül mü üretelim!. İşin püf noktası burası!

TCMB’nin son anketi görebilene, aslında işin püf noktasını alenen, açıkça gösteriyor... 

Diğer taraftan ihracatçı ve turizmcinin, ihracatın arttığı, turizmin hareketlendiği bu dönemde doların 3,50 liranın altına gelmesini istemediğini bizzat buradan belirtmiş olayım!.. 

Bu anlattıklarımdan, doların yılsonu seyrinin ne olacağını da çıkarmış olmalısınız!. 

***

Gelelim büyümeye… Bu yıl ilk çeyrekte yüzde 5 büyüdük. Ülke olarak büyümeyi yüzde 3,8 olarak bekleyenleri şaşkına çevirdik. Çok da iyi ettik... Peki nasıl büyüdük? Kısaca anlatalım... 

Çokça ön plana çıkarılmaya çalışılan kamu harcamaları ve destekleri yüzde 9,4 oranında artmasına rağmen bunun büyümeye katkısı sadece yüzde 0,4 oldu. İç talebin büyümeye katkısı yüzde 5,1 olurken net dış talepten büyümeye 2,2 puanlık pozitif bir destek geldi. 

Sanayiden yüzde 1,1 ve hizmetlerden yüzde 1,2 puanlık katkı ile toplam büyümemiz yüzde 5 olarak gerçekleşti.

Son söz, sanayinin sektör bazında tek başına yüzde 5,3 büyümesi Türkiye açısından son derece iyi bir gelişme… Büyümenin motoru sanayi ve bağlantılı ihracat olunca elbette sağlıklı bir büyümeden bahsetmek mümkün oluyor…

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23