• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Zekeriya Say
Zekeriya Say
TÜM YAZILARI

CHP’nin yolu ilk kez Anıtkabir’e çıkmıyor!..

21 Haziran 2017
A


Zekeriya Say İletişim: [email protected]

Bağdat Caddesi'nde, kızı Selin Uras'ı, erkek arkadaşı Erdem Celasun ile birlikte trafik terörüne kurban veren acılı baba Boray Uras; 17 yıl önce yine bu günlerde Trafik Yasası'nın çıkarılması için İstanbul'dan Ankara'ya yürüyüş başlatmış ve 21 günlük yolculuğunu Anıtkabir'de noktalamıştı.

O dönem 52 yaşında ve 55 kilo olan Uras, 450 kilometrelik yolu sırtında; 20 kilo ağırlığında ve içerisinde; çadır, uyku tulumu, tişört, iç çamaşırları ve TBMM'ye giderken giyeceği takım elbise bulunan çantasıyla tamamlamıştı.

21. günün sonunda Ata'sının huzuruna çıkan Uras, gözü yaşlı şekilde imzaladığı Anıtkabir Özel Defteri'ne;

‘‘Bizlere teslim ettiğin kutsal değerlerimizden çocuklarımızı senin razı olacağın ölçüde koruyamadık, bizleri bağışla. Bizlere manevi desteğin ile yardımcı ol. Lütfen...

Sana ve senin önderliğine yine ihtiyacımız var. Çocuklarımızın güvenle yaşamlarını sürdürerek, bizler için, bizlere emanet ettiğin Cumhuriyet için, tüm anneler, babalar ve çocuklar adına sana minnet ve teşekkürlerimi arz ederim. Rahat ol ve huzur içerisinde uyu, Sevgili Önderim.

İzindeyim, izindeyiz” yazmıştı.

Deftere yazılanları Atatürk okudu mu? bilinmez ama;

Boray Uras Ankara’ya vardığında Meclis tatil olmuş, vekillerin tümü izine çıkmıştı.

Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ise yoğun programını bahane ederek acılı baba ile görüşmemişti.

Bin bir ümitle Ankara’ya yürüyen Uras;

“Hızlandırılmış” olmasa da, Demiryol-İş Sendikası'nın tahsis ettiği özel vagon ile eli boş bir şekilde trenle geri dönmüştü.

*

8 Temmuz 2003’te ise bu sefer,

“Seçim barajı düşsün” sloganıyla, İstanbul'dan Ankara'ya doğru yola çıkan; Şişli’nin önceki belediye başkanı Mustafa Sarıgül’ün eski eşi Aylin Kotil olmuştu.

Yürümeye 37 numara ayakkabıyla başlayan Kotil, Ankara’ya 39 numara ayakkabı ile varmıştı..

Ayağının iki numara büyüdüğü yetmezmiş gibi;

uzun süre uzak kaldığı evine hırsızlar girmiş bazı kıymetli eşyalarını yürütmüştü.

Gezi olaylarının ardından kısa bir süre sonra İstanbul Haydarpaşa’dan yola çıkan Aylin Kotil, acılı baba Boray Uras’ın aksine yolculuğunu Kuğulu Park’ta noktalamış,  Anıtkabir’e uğramadan doğruca Meclis’e gitmişti.

AK Parti ve MHP’den randevu alamayan Aylin Hanım, CHP ve PKK’nın o dönem siyasi uzantısı konumunda olan BDP ile “laf olsun” kabilinden görüşüp, gerisin geriye İstanbul’un yolunu tutmuştu.

 ***

CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun “casusluk”tan tutuklanmasını bahane eden Kemal Kılıçdaroğlu, Kemalistlerce geçmişte yapılan mahut yürüyüşlerin aksine, yolculuğuna Ankara Güvenpark'tan başlayarak İstanbul’a doğru aksi istikamette yön çizdi.

Yürüyüşünü Berberoğlu’nun konulduğu Maltepe cezaevinde tamamlayacak olan Kılıçdaroğlu, bu kararı Atatürk’ün;

“Ölülerden medet ummak, medeni bir cemiyet için yüzkarasıdır” sözünden hareketle mi aldı bilinmez ama eskiden tüm yolları Anıtkabir’e çıkan CHP’lilerin,

Atatürk’ün kabrine dahi uğramadan, İstanbul’a doğru harekete geçmesine doğrusu çok şaşırdım.

Üstelik ellerinde ne bir Atatürk portresi var, ne de geçmişte,  koyun, keçi, balık, tavşan gibi canlı hayvan meselelerinin konuşulduğu “Birinci Hayvan Kongresi”nin açılışında dahi okudukları “Onuncu Yıl Marşı”nı okumuyorlar…

Garip!..

Çok garip.

Eskiden olsa böyle mi yürürdü CHP’liler?!..

*

Hele bi hatırlayın;

Anıtpark'tan, Anıtkabir'e doğru yürürken, attıkları;

"Şeriata karşı omuz omuza", "Türkiye İran olmayacak", "Genciz, güçlüyüz, Atatürkçüyüz", "Bütün ulus elele, Atatürk'ün izinde", "Türkiye laiktir, laik kalacak", "Vur vur inlesin, şeriat dinlesin", "Türkiye yobazlara mezar olacak", "Mollalar İran'a", "Kahrolsun yobazlar", "Geliyor geliyor, Kemalistler geliyor" sloganlarını.

*

Kerli ferli rektörlerin; “Ordu Göreve” pankartlarını açarak Anıtkabir’e doğru yürüdüklerini.

*

Ya o,

Anıtkabir Özel Defteri'ne yazılan ve “Laikliğin yılmaz bekçisiyiz”li esip gürlemelere ne demeli peki?

*

Eskiden bir CHP’li, bir Kemalist yürürse yolu muhakkak Anıtkabir’e çıkar, biz de onları pek ciddiye almazdık..

Fakat bu sefer durum alışılmışın dışında..

İlk kez CHP’lilerin yolu Ata’sına çıkmıyor!..

Hatta nerede duracakları dahi net değil…

Hasan Cemal’e kalsa, İstanbul’u aşıp, Edirne’ye kadar yürümeliymiş Kemal Bey.

*

Peki, bu ucu Anıtkabir’e varmayan yolculuk da neyin nesi?

Yoksa bu yürüyüş, daha önce de gündeme gelen;

“Atatürk’süz CHP projesi”nin yeni bir ayağı mı?

Hani şu Meclis’te;

Kendisine tahsis edilen odada bulunan Atatürk posterini çöp kutusuna atıp, “artık yeni şeyler söylemek lazım” diyen CHP’li milletvekilinin temsil ettiği “Yeni CHP projesi”ni kastediyorum.

Evet evet kesinlikle bu yürüyüş, Yeni CHP’nin, Eski CHP karşısındaki ilk organize eylemi.

Kemal Bey’in, CHP Genel Başkanı’ndan ziyade, %49’luk diye tabir edilen ve içinde PKK’nın siyasi uzantısının da aktif rol aldığı “siyasi blok”un lideri gibi davranmasının başka türlü bir izahı mümkün görünmüyor.

En son Hakkâri’de “Türk Bayrağı” kullanmayan Kılıçdaroğlu’nun, bu yürüyüşte de ne bir bayrak ne de bir flama kullanmaması bu tezi doğrular nitelikte.

Bu durumun farkında olan Deniz Baykal, adalet(!) yürüyüşünde fotoğraf vermekten kaçınıp, “kalbim yürüyenlerle birlikte” diyerek vaziyeti idare ediyor olmalı.

*

Dediğim gibi,

CHP ilk kez meçhule yürüyor.

Yürüyüş, şimdilik “Kemal yollarda” tadı verse de, İstanbul’a yaklaştıkça gerilim artacak gibi görünüyor.

Firari casus Can Dündar “Bastille” diyerek fitne ateşini körüklemeye başladı bile.

Kemal Bey’in “adalet”i kimden temin edeceğini kestirmek ise mümkün görünmüyor?

Her ne kadar Kılıçdaroğlu;

“Gelenler asla provokasyona teslim olmayacaklar” dese de..

Öte yandan;

“Bu herkese açık bir yürüyüş” diyerek adeta yeni bir kalkışmaya “gel-gel” yapıyor görüntüsü veriyor.

Atalarımız bu durumlar için;

“Geleceği varsa, göreceği de vardır” sözünü münasip görmüşler.

Temennim o dur ki; gelenler, güzelliklerle karşılaşsın.

Öte yandan;

“Sonu Anıtkabir’e çıkmayan bir CHP yürüyüşü nasıl güzel(!) biter?” sorusu.. Şu sıralar benim cevabını en çok merak ettiğim soru olma özelliğini koruyor..

Bu nedenle herkesin mutedil davranması lazım.

Görelim Mevla neyler… Neylerse güzel eyler…

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23