Osmanlılar’ın ilk dönemlerinde gayrimüslimlerin kılık kıyafetlerine karışılmazdı. Yavuz Ercan bu konuda şöyle bir örnek verir: ''XV. yüzyılın ortalarında Türkiye’ye yerleşen

Yahudi İsak Zarfati, “Burada en iyi elbiseleri giyebilirsiniz. Hristiyan egemenliğinde çocuklarınızı mosmor veya kıpkızıl dövülme tehlikesiyle karşı karşıya bırakmadan asla mavi ve kırmızı renkli elbiseler giydiremezsiniz” diyerek Avrupa’daki Yahudileri Osmanlı topraklarına çağırıyordu.

Osmanlı İmparatorluğu’nda XV. yüzyılın ikinci yarısına kadar istedikleri gibi giyinebilen gayrimüslimler, devletin baskısıyla Fatih döneminden itibaren yavaş yavaş istedikleri gibi giyinme özgürlüklerini kaybettiler. Ahmed Refik’in yayınladığı belgeler ve Yavuz Ercan’ın incelemelerine göre gayrimüslimlerin giyimleriyle ilgili gelişmeler şu şekilde cereyan etti:

II. Selim devrinde, ekonomik sıkıntılardan dolayı giyim konusunda gayrimüslimler üzerindeki baskı arttı. 1 Ağustos 1568’de yayınlanan fermanda hiçbir Hristiyan ve Yahudi’nin gösterişli ve kaliteli elbiseler giymemesi emredildi. 15 Ağustos 1568’de yayınlanan başka bir fermanda da gayrimüslimlerin Müslümanlar gibi giyindikleri için kumaş ve ayakkabı fiyatlarının arttığı, bu yüzden de Hristiyan ve Yahudilerin daha kalitesiz ürünleri kullanmaları emri vardı. XVI. yüzyılın sonlarında, Kanunî’nin torunu III. Murad devrinde giyim konusunda gayrimüslimlere devletin baskısı iyice arttı.

Gayrimüslimler, devletin emriyle kendi kimliklerini belli edecek şekilde giyinmeye başladılar. 4 Eylül 1577 tarihli fermanla Müslüman olmayanların ipek elbise giymesi, hatta elbiselerine ipek işlemeler yaptırmaları bile yasaklandı.

Gayrimüslimler, Müslümanlar gibi sarıkla dolaşırlardı. Yahudiler sarı renkli sarık, Ermeniler alaca renkli tülbent, Hristiyanlar mavi sarık takarlardı. Osmanlı İmparatorluğu’na gelen Frenkler, yani Avrupalı Hristiyanlar da siyah renkli şapka kullanırlardı. Ancak 1592’de III. Murad’ın hocası Vakurzâde, gayrimüslimlerin kıyafetlerinin Allah’ın emrettiği ölçülere uymadığını ileri sürerek, yeni bir düzenleme yaptı.

Vakurzâde, Sultan III. Murad’a “Kâfirlerin renk renk sarık giymelerinin tülbendin değerini artırdığını ve Müslümanlar’ı zarara soktuğunu” söyleyerek, durumun düzeltilmesi için padişahtan izin aldı. Kıyafet düzenlemesindeki ilk işi Yahudi ve Hristiyanlar’ın sarık giymelerini yasaklamak oldu.

Gayrimüslimler devletin emirleri doğrultusunda sarıklarını çıkartarak, Avrupalı Hristiyanlar gibi renk renk şapka giymeye başladılar. III. Murad devrinde gayrimüslimlere uygulanan kıyafet yasaklarının denetimi de sıkılaştırıldı. Daha önceki padişahlar döneminde gayrimüslimlerin giyim kuşamlarını muhtesib denetlerken, III. Murad’dan itibaren kıyafet kontrolünü yeniçeri ağası yapmaya başladı.