Osmanlı İmparatorluğu’nun teşkilat yapısının oluşumunda İlhanlı devlet teşkilatının büyük etkisi olmuştur. Özellikle İlhanlı mali usullerinin Osmanlı’da aynen uygulandığı bilinmektedir. Nitekim İlhanlı mali bürokrasisi usullerine dair eserlerin, erken tarihlerde Bursa’da istinsah edilmiş nüshalarına rastlanılması ve iki devletin malî bürokrasisinde kullanılan defterlerin arasındaki büyük benzerlik bu durumu açıkça göstermektedir. Orhan Gazi devrinden intikal eden vesikaların tahlili, o devirdeki yazışmaların, kitabet usullerini oldukça iyi bilen bir kâtip zümresiyle, bunları örgütleyen merkezî bir dairenin olduğunu göstermektedir.

Devlet idaresini ve bürokratik işlemleri yürüten Divân-ı Hümâyûn’un mevcudiyeti, Orhan Gazi devrine kadar inmektedir. Bu dönemde, Divân-ı Hümâyûn bünyesinde bürokratik bir bölünme bulunmuyor ve nişancının idaresinde bulunan dar bir kâtip kadrosu timar, idarî ve malî işlere ait işlemleri bir arada yürütüyorlardı.

Devletin büyüyüp, işlerin çoğalması ile birlikte, XV. yüzyıl başlarında malî işler için ayrı bir müessese olarak “Defterdarlık” ortaya çıktı. Osmanlı bürokrasisinin üçüncü ayağını teşkil eden “Defterhâne-i Âmire” ise timar sisteminin ve merkezin ağırlığının ön plana çıktığı Fatih devrinde kurulmuştur.

Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk yıllarında, bürokratik işlemler nişancının emri altında belirli bir sahada uzmanlaşmış kâtipler tarafından yürütülüyordu. Bürokrasinin bütün yükü nişancının üzerindeydi. Yıldırım Bayezid devrinden itibaren merkezî devlet yapısının oluşmaya başlaması ve toprakların genişlemesi sebebiyle nişancının uhdesinde olan işlerin artması üzerine Divân-ı Hümâyûn bünyesindeki kâtiplere bir kısım işler devredilmiştir.