Osmanlı İmparatorluğu ilk dönemlerinden itibaren Venedik ile ticari ilişkilerde bulunmuştur. Çelebi Mehmed zamanında yapılan ticaret antlaşmasıyla Türkler, Venedik’te ticaret yapma hakkını kazanmışlardı. İki devlet arasında siyasî çıkar çekişmeleri sebebiyle meydana gelen savaşlar, Türk tüccarlarının Venedik’te düzenli bir ticaret yapmalarına engel oldu. Ancak Kıbrıs’ın fethi ve İnebahtı Savaşı’nın ardından 1573’te Osmanlılar’la, Venedikliler arasında imzalanan antlaşma ile güvenlik sağlanınca Venedik, Türk tüccarlarının istilasına uğradı.

Türk tüccarların faaliyetleri daha sonraki tarihlerde artarak devam etti. Venedik’te bulunan Türk tüccarları ile şehir halkı arasında zaman zaman kavgalar meydana geliyordu. Kavgalarda Türk tarafından ölenin olması durumunda iki devlet arasında diplomatik kriz oluyordu. Osmanlı yönetiminden “Türk tüccarlarına iyi davranılması” yönünde sık sık ihtar alan Venedikliler, şehirlerinde bulunan Türk tüccarlarını bir merkezde toplamak istediler. Böylece Türkler’in şehir halkı ile münasebetleri azalacak ve Osmanlı tüccarları da kontrol altında tutulacaktı.

11 Mart 1621 tarihli Venedik Senatosu kararıyla, Canal Grande kıyısında bulunan saray, Venedik’e ticaret için gelen Türk tüccarları ile Venedik’te devamlı surette kalarak ticaret yapan Osmanlılar’a tahsis edildi. XIII. yüzyılda tüccar Palmieri tarafından yaptırılan bu saray “Fondaco dei Turchi”, yani “Türk Ticaret Merkezi” diye anıldı.

Venedikli idareciler, 120 kişinin ikametine elverişli olan bu sarayda, abdest alınması için çeşmeler yaparak ve sarayın bir odasını mescide dönüştürerek Müslüman yaşantısına uygun düzenlemeler yapmışlardı.

Daha önceleri Venedik’e gelen Avrupalı devlet adamlarının kalması için kullanılan bu saray, sadece Osmanlı tebaası olan Müslüman tüccarlara tahsis edilmişti.
Türk tüccarları, Fondaco dei Turchi’de 1838’e kadar, 217 yıl kaldılar. Ancak burası zamanla yıprandı ve Venedik’in maddî imkânsızlıklarından dolayı da bir türlü tamir ettirilemedi. XIX. yüzyılın başlarında sarayda sadece bir Türk tüccarı kalıyordu ve Venedik Cumhuriyeti 1797’de tarihe karıştığı için daha önce yapılan antlaşmalar da geçersiz hale gelmişti.

Binanın yeni sahibi olan Busetto Petich sarayda kalan son tüccar Sadreddin Efendi’ye Fondaco dei Turchi’yi tütün deposu yapacağını, bu yüzden boşaltması gerektiğini söylediyse de, Sadreddin Efendi saraydan çıkmayı kabul etmedi ve durum mahkemeye intikal etti. Sadreddin Efendi direnmesinin bir sonuç vermeyeceğini görünce mahkeme sonuçlanmadan Venedik’i terketti. Fondaco dei Turchi de tütün deposu oldu. Bir süre sonra bu tarihi sarayın tütün deposu olarak kullanılmasını istemeyen Venedik Belediyesi, sarayı satın alarak bir müzeye dönüştürdü.