1876 Anayasası sistemli bir düşünce akımının sonucu olarak ve geniş halk kitlelerinin isteğiyle (toplumsal dinamizm) ortaya çıkmadı. II. Mahmud döneminden itibaren başlayan Tanzimat ortamında yetişen Midhat Paşa, Namık Kemal gibi bir grup insanın, yapılan ıslahatları yeterli görmemeleri ve Osmanlı İmparatorluğu’nun kurtuluşu için meşrutî idarenin getirilmesi yönündeki çabalarıyla 1876 Anayasası ilân edilmiştir.

Meşrutiyet’in doğuşundaki en önemli etken, Avrupa’da öğrenim görmüş ve oradaki anayasal hareketleri inceleyen ve imparatorluğun geleceğini parlamenter sistemde gören Genç Osmanlılar hareketinin çabalarıdır. Ancak Meşrutiyet’i hazırlayan başka faktörler de vardır.

1831’den itibaren gazetelerin çıkmasıyla birçok fikir tartışılmaya ve aydın kesim arasında yayılmaya başlamıştı. II. Mahmud devrinde başlayan yeniden yapılanmanın bir sonucu olarak kurulan yeni müesseseler de Meşrutiyet’in oluşmasına tesir
etmiştir.

Örneğin Tanzimat devrinde gayrimüslimlerin de katılımıyla oluşturulan taşra meclisleri, Meşrutiyet dönemi için bir hazırlık safhasını oluşturmuştur. Meşrutiyet’in ilânı Osmanlı ülkesinin her tarafında duyurulmuştu. Bu durumdan memnun olanlar kadar, olmayanlar da vardı. Meşrutiyet’in ilânına karşı çıkarak, aleyhte risaleler yazanlar da oldu. O dönemde halk parlamenter sistemi kavrayabilecek bir düşünce olgunluğuna erişmediğinden ilk anayasa ve ilk meclise sahip çıkmadı.