III. Selim, devleti kurtaracak bir çare olarak Nizâm-ı Cedid reformlarını uygulamaya koymuştu. Ancak Nizâm-ı Cedid’in finansmanı için yeni vergilerin ihdas edilmesi, padişaha karşı olumsuz bir havanın oluşmasına zemin hazırladı. Başta yeniçeriler olmak üzere eski sistemden nemalanan ve Nizâm-ı Cedid’in başarısını kendi sonları olarak gören çeşitli gruplar, halkın hoşnutsuzluğunu padişah aleyhtarı bir kampanyaya dönüştürdüler.

Nizâm-ı Cedid ordusu Sadrazam İbrahim Hilmi Paşa komutasında Ruslar’la savaşmak için Rumeli’ye hareket etmiş; hatta Ruslar’la yapılan ilk çatışmalarda başarılı da olunmuştu. Ancak ordunun İstanbul’dan ayrılması ile meydan muhaliflere kalmıştı. III. Selim de büyük hatalar yapmaktaydı.

Nizâm-ı Cedid aleyhtarı olan Ataullah Efendi’yi şeyhülislâm yaptığı gibi, el altından Şehzâde Mustafa ile anlaşan Köse Mustafa Paşa’yı da sadâret kaymakamlığına getirmişti. Bu iki kişiden cesaret alan Nizâm-ı Cedid aleyhtarları her yerde padişahın aleyhine propaganda yapıyorlardı.

Camilerde bazı vaizler ''Askere pantolon ve ceket giydiren padişaha Allah’ın yardım etmeyeceğini'' söylerken, dönemin önde gelen devlet adamlarından Tayyar Paşa da ''Askerin kâfir elbisesi giydiğini, bunu emreden padişahın dine ve halka ihanet ettiğini'' belirterek askeri ve halkı padişaha karşı tahrik ediyordu. Hatta Fransız Elçisi Sebastiyani de, yeniçerilere, ''Nizâm-ı Cedid’den maksadın yeniçeri ocağını kaldırıp, maaşlarına konmak'' olduğunu belirterek, onları kışkırtıyordu.

Sadaret kaymakamı ve şeyhülislam ordunun İstanbul’da bulunmamasından istifade ederek Nizâm-ı Cedid’i ortadan kaldırmak için son hamleyi tasarlamaya başlamışlardı. Trabzon’dan getirilen 2.000 asker Karadeniz Boğazı’nda bulunan kalelerdeki muhafız yamaklarına ilave olunmuş ve burada bulunan Nizam-ı Cedid askeri ile kaynaştırılmak istenmişti. Sadaret Kaymakamı Musa Paşa bunları, ''Sizler de yeniçeri sayılırsınız. Frenk kılığına girmiş askerle niye konuşuyorsunuz. Size de Nizâm-ı Cedid elbisesi giydirecekler, giymezseniz kovulacaksınız'' diye haberler göndererek, onları tahrik edince Nizâm-ı Cedid askeri ile yamaklar arasında kavgalar başladı.

Köse Mustafa Paşa hadiselerin daha da büyümesi için Boğaz Nazırı Mahmud Raif’e yamaklara da Nizâm-ı Cedid elbisesi giydirilmesini emretti. Bunu haber alan yamaklar isyan ederek, Mahmud Raif ve bazı komutanları öldürdüler. Köse Mustafa Paşa, hadisenin önemli olmadığını belirterek padişahı oyaladı. Ertesi gün, Kabakçı Mustafa’yı kendilerine reis seçen yamaklar İstanbul’a doğru hareket ettiler. Ancak Nizâm-ı Cedid askerinden çekiniyorlardı. Köse Mustafa Paşa, Nizâm-ı Cedid askerine kışlalarından çıkmama emrini vererek yamakların hareket sahasını genişletti.

Padişaha da yamakların hareketlerinden pişman olduklarını, ancak Nizâm-ı Cedid askeri Boğaz’da bulundukça kendilerini emniyette hissetmediklerini söyledi. Musa Paşa’nın bu sözlerine inanarak büyük bir hata işleyen III. Selim askerlerin Levent ve Selimiye’deki kışlalarına çekilmeleri emrini verdi. Bu sırada yamakların içerisine karışan emrini verdi. Bu sırada yamakların içerisine karışan Şehzâde Mustafa taraftarları, onları kışkırtmaya devam ediyorlardı. Diğer askerî grupların ve ahalinin de katılımıyla asilerin sayısı arttı.