1875 yılında dış borçlar ödenemediğinden Osmanlı İmparatorluğu mali açıdan iflas etti. Balkanlar’da Osmanlı aleyhtarı hareketler artmaktaydı. Bütün bunlar Sultan Abdülaziz’in hükümdarlığını sarstı. Midhat ve Hüseyin Avni paşalar, Abdülaziz’i kendileri ve devlet için tehlikeli görüp, padişahı tahttan indirmek için faaliyete geçtiler. İstanbul medreselerindeki talebeler kışkırtılarak, 10 Mayıs 1876’da dersleri boykot edip, gösteriler yapmaları sağlandı.

Ulemanın ileri gelenleri da göstericilere katıldı. Göstericiler şeyhülislam ile sadrazamın azlini istediler. Bu durum karşısında Sultan Abdülaziz, sadrazamlığa Mütercim Rüşdü Paşa’yı, seraskerliğe Hüseyin Avni Paşa’yı, şeyhülislâmlığa da Hasan Hayrullah Efendi’yi atadı. Midhat Paşa’yı da Meclis-i Vükela üyeliğine tayin etti. Bu tayinler üzerine talebenin gösterisi son buldu. Sultan Abdülaziz, olayların yatıştığını zannetti. Ancak yönetime yeni gelen bu grup, padişahı tahttan indirmek için faaliyetlerini sürdürdüler.

Fetva Emini Halil Efendi’den padişahın halli için fetva alındıktan sonra, 30 Mayıs’ta Sultan Abdülaziz bir darbeyle tahttan indirilerek, Topkapı Sarayı’na getirildi. Tahta Veliaht V. Murad çıkarıldı. Sultan Abdülaziz, Topkapı Sarayı’nda yaklaşık yarım asır önce katledilen III. Selim’i hatırlayınca naklini istedi. Nakledildiği Feriye Sarayı’nda, 1 Haziran günü bilek damarları kesilmiş olarak ölü bulundu. Onun ölümünün intihar mı yoksa bir tertip sonucu mu olduğu hala tartışılır. Ancak eldeki delillere göre Sultan Abdülaziz öldürülmüştür.