İstanbul halkı, uzun süre önce ocak ağaları, ardından harem ağaları ve daha sonra da sipahi ağalarının zulmü altında ezildi. Köprülülerin sadrazamlık makamına getirilmesiyle bir nebze olsun nefes alındıysa da bu da kolay ve isyansız sağlanan bir düzen değildi. Köprülü Mehmed Paşa’nın devlet otoritesini yeniden tesis etme çabalarına ilk tepkiyi yine askerler gösterecek ve isyan bayrağı tekrar İstanbul sokaklarında görülecekti.

Sipahilerin ilk kıpırdanmaları, maaşlarının zamanında verilmemesi bahanesiyle oldu. Hazinede sıkıntı olduğu için sipahilerin maaşları verilememiş, bunun üzerine sipahiler de Defterdar Divrikli Mehmed Paşa’nın Süleymaniye Camii yakınlarındaki evini bastılar. Bu arada sipahilerin çok sevdiği Kaptanı-derya Ahmed Paşa’nın azledilmesi yaraya tuz biber ekti. Bunu fırsat bilen sipahiler, Atmeydanı’nda bir toplantı düzenlediler. Her iki olay da sipahilerin Köprülü Mehmed Paşa ile karşı karşıya gelmelerinin çok yakın olduğunun işaretleriydi.

Mehmed Paşa, sipahiler karşısında yalnız kalmamak için ulemayı ve yeniçerileri yanına çekti. Sadrazam, 4 Ocak 1657 akşamı sipahilerin harekete geçeceğine dair gizli bir haber almıştı. 5 Ocak günü sipahiler sabahtan Atmeydanı’nda toplanmaya başladılar. Sipahiler, yeniçeri yardımını alamayınca teker teker meydandan kaçmaya başladılar. Ancak Sadrazam Köprülü Mehmed Paşa, devletin otoritesini dahi gölgeleyen sipahi ağalarının tahakkümüne bir son vermekte kararlıydı. Ertesi gün sipahilerin yoğun olarak yaşadıkları Yeni Camii Hanı ile Elçi Hanı’na baskınlar düzenlenip, ele geçirilen sipahi ağaları Sultanahmet Meydanı’nda idam edildiler.