IX. yüzyılın ortalarından itibaren Türkler, Anadolu'da yerleşmeye başlamışlardı. Asıl yerleşme ise Malazgirt Savaşı ile gerçekleşti. Bu zaferin ardından Türkmenler büyük kitleler halinde Anadolu'ya göç etmeye başladı. Ancak ne kadar Türk'ün geldiği bilinmemektedir. Anadolu'ya Türkmen dalgalarından birisi XIII. yüzyılda Türkistan'ın Moğol istilasına uğramasından sonra gerçekleşti.

Türkmenler Anadolu'ya direkt olarak gelmediler. Bir kısmı Azerbaycan, Irak ve Suriye'ye gidip bir süre buralarda kaldıktan sonra Anadolu'ya geçmişlerdi. Türkmenler'in göçü XVI. yüzyılda Safevi Devleti'nin kurulmasına kadar sürmüştür. Safeviler döneminde Türkistan ile Anadolu arasındaki bu göç kanalı kapandı.

Türkler'in gelmesinden sonra Anadolu'nun yerli halkından bir kısmı zamanla din değiştirerek Türkleşti. Ancak bu rakam çok büyük miktarlarda değildir. Selçuklu tarihçileri hiçbir zaman toplu ihtidalara (din değiştirme) rastlanmadığını belirtiler. Claude Cahen bu konuda, Türkler ile Rumlar'ın iyi ilişkiler içerisinde olduklarını, ancak bir kaynaşmanın olmadığını söylemektedir.

XVI. yüzyılın sonlarındaki Osmanlı kayıtları incelendiğinde, bu dönemde Anadolu'da yerleşik hayata tam olarak geçmemiş 1 milyon Türkmen'in bulunduğu görülür.

Sadece İç Anadolu'daki Ulu Yörük ile Güneydoğu ve Güney Anadolu'da bulunan Dulkadir Türkmenleri'nin nüfusu 300 bin civarındadır. Ayrıca bu yüzyıla gelindiğinde Türkmenler'in önemli bir kısmı yerleşik hayata geçmişti. Bu durumda olanların da nüfusu 1 milyonu geçmektedir. Bütün bunlar Anadolu'nun yerli halkı ile büyük oranda karışmanın olmadığını açıkça gösterir. Oğuzların 24 boyunun tamamı da Anadolu'ya gelmiştir.