12 Nisan 1961’de Sovyetler Birliği’nden Binbaşı Yuri Alexeyevich Gagarin’in uzaya çıkan ilk insan olarak, dünya çevresindeki yörüngede iki saat kalmasından önce, insanların uzay hakkındaki bilgilerini arttırmaları için birçok hayvan feda edildi.

İnsanlık uzay macerasında hayvanlara çok şey borçludur. Uzaya çeşitli zamanlarda maymunlar, köpekler, kediler, fareler, kurbağalar, örümcekler, meyve sinekleri, çekirgeler, sümüklü böcekler, solucanlar, kaplumbağalar, v.b. gönderildi. Uzay uçuşlarındaki yaşam şartları ve uygulama pratikleri yüzünden yaşamın en düşük formundaki canlılar denek olarak daha çok tercih ediliyor.

Örneğin, balıklar ve sümüklü böcekler üzerinde yapılan testlerin sonuçları insan yaşamına daha iyi uyabiliyor. Özellikle genetikle ilgili deneylerde deneklerin insana bire bir benzemesi gerekli olmuyor. Ne var ki insanlı uzay uçuşundan önceki seyahatlerde amaç insanın uzay uçuşunun mümkün olup olmadığını araştırmak olduğu için, öncelikle insana fiziken ve zeka olarak en yakın olduğu kabul edilen şempanzeler denek olarak kullanıldılar.

Uzaya ilk gönderilen canlı muhtemelen ilk roketle beraber giden bir bakteri veya oraya kazara girmiş bir böcekti. Bilinçli olarak uzaya gönderilen ilk canlılar meyve sinekleriydi. 1946 yılında bir V2 roketiyle 175 kilometre yüksekliğe gönderilen meyve sineklerinin görevleri, yüksek irtifalardaki radyasyonun etkilerinin araştırılmasında deneklik yapmaktı. Sonra maymun astronotların devri başladı. İlk olarak 1948’de Albert-1, daha sonra 1949’da Albert-2 uzaya gönderildiler, ancak ikisi de sağ dönemedi.

Uzaya şempaze göndermekten neden vazgeçildi?

Daha sonra Albert-3’den Albert-6’ya kadar gönderilen tüm maymunlar görevleri sırasında ölünce, Albert hanedanlığının ismi uğursuzluk getiriyor diye 1952’de gönderilen maymunlara Mike ve Patricia isimleri verildi. 74 kilometreye çıkan bu maymunlar da görevlerini sağ salim tamamlayamadı. Bu süre içinde ABD ile uzay yarışı içinde olan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, yani kısaca Sovyetler de uzaya roketler yolluyor, insanlı uçuşa hazırlanıyordu.

ABD’nin uzaya gönderdiği tüm astronot maymunlar telef olunca Sovyet bilimciler test uçuşlarında maymunları kullanmamaya karar verdi. Uzaya göndermeden önce uçuş süresinde rahat durmaları için maymunlara anestezi yapılıyordu. Ancak bu sefer de anestezinin vücuda yaptığı etkilerden dolayı organlardan sinyaller sağlıklı alamıyordu. Zaten ölüm sebepleri içinde paraşüt açılmamasından sonra anestezi ikinci sıradaydı. Yapılan testlere bakıldığında denek olarak maymun kullanılmasının pek gerekli olmadığı da görülüyordu.

Hayvanlar arasında yapılan zeka testlerinde birinciliği hep şempanzeler alır. Zekayı, olayları ve aralarındaki ilişkileri kavrama, yargılama ve çözme yeteneği olarak kabul edersek, şempanzenin çok sıkışık bir ortamda, anormal koşullarda, üstünde bir sürü kablo varken ve anestezi etkisi altındayken uçuş boyunca zekasını kullanabileceği bir durumun olmadığı ortadadır. Yani şempanzenin zekası uzay uçuşları için bir tercih sebebi olmamalıydı.

Uzaya ilk köpek ne zaman gitti?

Köpekler sadece uzay uçuşlarında değil, diğer deneylerde de tercih edilen hayvanlardır. Araştırmacılara göre, köpekler çok uzun süre bir aktivitede bulunmadan, hareketsiz kalmaları gereken ortamlara iyi uyum sağlayabiliyor. Uzay programında özellikle dişi sokak köpeklerinin seçilmelerinin nedeni bir evin içinde yaşamaya alışmış hemcinslerine nazaran aşırı sert ve gerilimli ortamlara daha iyi uyum sağlamaları ve daha yumuşak huylu olmalarıdır. Dişilerin tercih edilmelerinin bir başka nedeni de idrar ve dışkı toplama cihazlarını daha rahat kullanabilmeleridir. 1950’lerin sonuna doğru Sovyetler Birliği dünya yörüngesine köpek göndermeye karar verince dokuz sokak köpeği yetiştirme programına alındı.

Uzay giysileri giydirilerek basınçsız kabinlerde, uzay uçuşları canlandırılarak denenen köpeklerden Albina ve Tsyganka yörünge altı uçuşları test etmek için dünya atmosferinin sınırlarına çıkarıldılar ve sağ olarak geri döndüler. Sonraki uçuşlarda daha yükseklere çıkıldı ve sonunda 3 Kasım 1957’de kozmonotu Laika (Layka) olan Sputnik-2, ilk defa yörüngeye girmek amacıyla uzay üssünden fırlatıldı. Sputnik-2 Komünist Parti lideri Nikita Kruşçev’in emriyle çok kısa sürede Bolşevik Devrimi’nin 40. yıldönümüne yetiştirildiğinden biraz aceleye gelmiş bir uzay aracıydı. Bir söylentiye göre dünyaya dönmesini sağlayacak sistemleri yoktu.

Moskova sokaklarında başıboş dolaşan köpekler arasından toplanan Laika soyu bilinmeyen, ''fox tenier'' özellikleri taşıyan, üç yaşında, dişi bir sokak köpeğiydi. Laika ismi ''havlayan köpek'', diğer ismi Kudryauka ise ''minik kıvırcık'' anlamına geliyordu. Uçuşa çıkmadan önce çocuklarla oynayacak kadar sevecen bir köpek olan Laika’ya Amerikan basını ''Muttnik'' adını takmıştı. Sputnik-2 dünyaya dönemedi, 14 Nisan 1958’de atmosfere düşerek yandı. Sovyetler önce 1600 kilometre yükseklikte yörüngeye oturan kapsülde Laika’nın dört gün yaşadığını ve görevini hakkıyla yerine getirdiğini söylediler ama yıllar sonra, 2002’de, fırlatıştan bir kaç saat sonra ölmüş olduğunu resmen açıklamak zorunda kaldılar.

Ülkelerin uzay projelerinde yer alan, uzaya çıkan hatta aya gidenler arasında isimleri hemen akla gelebilenlerin sayısı oldukça azdır. Bunların arasında yarım asır önce bile bile dönüşü olmayan bir yolculuğa gönderilen Laika en başlarda yer alır. Anısına posta pulları bastırılan, çikolatalar ve çeşitli eşyalar üretilen hatta adı Mars’da bir bölgeye verilen Laika için uzay uçuşuna hazırlandığı Moskova yakınındaki askeri araştırma merkezinde 2008 yılında görkemli bir anıt açıldı.