Elektrik tellerine konan kuşlara hiç dikkat ettiniz mi? Sakin, rüzgarsız bir günde gelişigüzel bir şekilde farklı yönlere bakarak dururken rüzgar esmeye başlayınca hepsi yüzlerini rüzgarın estiği yöne doğru çevirir. Deniz kenarında grup halinde aynı yöne bakarak duran martıların yönleri de rüzgara doğrudur. Hatta hava esintisi olan bir yerde duran sinekler de hep aynı tarafa, esintinin geldiği yöne bakarlar.

Kuşların, sineklerin, daha doğrusu uçan varlıkların topluca aynı yöne bakarak durmalarının sebebi rüzgardır. Rüzgarı karşıdan almayı sevmelerinin sebeplerinden birisi de vücut dengesini sağlamlaştırmaktır.

Uçabilen canlıların genellikle ön tarafı ağır, kanatların uzandığı kuyruk tarafı hafiftir. Rüzgar karşıdan geldiğinde tüylerini kabartmaz ve kanatlarının üzerinden akar gider. Arkadan ve yandan gelen rüzgar ise tüyleri kabartarak, hafif ve rüzgar direnci az olan bu kısmın dengesini bozar ve yere sağlam basmayı zorlaştırır. Özetle uçan canlılar ağır olan ön taraflarını rüzgar yönüne döndüklerinde rüzgara karşı daha dirençli ve sağlam durabilirler.

Kuşların yerdeyken rüzgara karşı durmayı tercih etmesinin ikinci ve belki de daha önemli sebebi ise tehlike anında yerden kalkmalarının daha kolay ve kontrollü olmasıdır. Rüzgarı karşıdan almak hızı keser, havalanmayı güçleştirir ve geciktirir diye düşünülebilir ama aslında öyle değildir. Uçaklar da rüzgarı karşılarına alıp kalkar ve inerler.

Karşıdan gelen rüzgar pistte ilerleyen uçağın hızım keser gibi görünür ama kanatlardan geçen hava akımının hızını arttırır ki, asıl gerekli olan budur. Kanatların altından ve üstünden geçen hava akımı hızlandıkça oluşturduğu gücün yukarı doğru olan bileşkesi, yani kanadı yukan doğru iten kuvvet de artar. Karşıdan gelen rüzgar kalkışını kolaylaştırdığı için, inişte ise pistte hızını kestiği için uçağın kalkış ve iniş mesafeleri kısalır.

Rüzgar hızının uçmaya etkisi uçağın yerde ve havada ilerleme durumuna göre farklıdır. Havada önden gelen rüzgar uçağın hızını keserken arkadan gelen rüzgar da hızını önemli ölçüde arttırır. Bu nedenle batıdan doğuya doğru esen hava akımlarından etkilenen yolcu uçakları New York’tan İstanbul’a aksi istikamete göre daha kısa sürede uçarlar.

Yerde ise arkadan gelen rüzgar, uçağın kalkışı için gerekli olan kanatlardan geçen hava akımını azalttığı, dolayısıyla kalkışı geciktirdiği için pistte daha fazla yol almasına neden olur. Havacılıkta karşıdan esen rüzgârın hızının her 10 km/saat artışında yerden kesilmeden önce pistte yerde gitme mesafesini yüzde 10 kısalttığı, arkadan esen rüzgârda ise rüzgar hızının her 10 km/saat’inin pistte ilerleme mesafesini yüzde 2,5 arttırdığı kabul edilir. Sonuç olarak uçabilen her şey rüzgarı yerdeyken karşıdan, havadayken arkadan almayı sever.