Doğu Akdeniz'de Rumlar tarafından kendi çıkarlarına göre belirlenen sözde münhasır bölgede yapılan doğalgaz ve petrol arama çalışmalarına Türkiye ısrarla karşı çıkıyor. Yunan basını ise Türkiye'yi bypass etmenin yolunu açıkladı.

Doğu Akdeniz'de Rumlar tarafından kendi çıkarlarına göre belirlenen sözde münhasır bölgede yapılan doğalgaz ve petrol arama çalışmalarına Türkiye ısrarla karşı çıkıyor. Yunan basını ise Türkiye'yi bypass etmenin yolunu açıkladı.

X'ten Tarih ve Politika'nın Greek City Times'tan aktardığı haberin detayları şu şekilde...

Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) üyeliği, Doğu Akdeniz bölgesindeki enerji dinamiklerini kökten değiştirebilir. Uzmanlara göre, bu durum hem yeni fırsatları hem de jeopolitik zorlukları beraberinde getirecek.

Türkiye, halihazırda Kıbrıs RY ile Doğu Akdeniz’deki doğal gaz ve petrol yatakları konusunda ciddi uyuşmazlıklar yaşıyor. Ankara, Kıbrıs’ın sözde münhasır ekonomik bölgesindeki (MEB) iddialarına karşı çıkarak tek taraflı eylemlerde bulunmuş, bu da bölgede gerilimleri tırmandırmıştı.

Ancak, Türkiye’nin AB’ye katılması durumunda, AB’nin Kıbrıs RY gibi üye devletlerin egemenlik haklarını koruma politikalarına uyum sağlaması zorunlu olacak. Bu, Türkiye’nin tek taraflı yaklaşımlarından vazgeçerek Kıbrıs RY ve diğer bölgesel aktörlerle ortak geliştirme projelerine yönelmesini gerektirebilir.

Uzmanlar, Türkiye’nin AB üyeliğinin, Doğu Akdeniz’de enerji kaynaklarının daha koordineli ve yapılandırılmış bir şekilde kullanılmasına yol açabileceğini belirtiyor. AB, bölgedeki enerji kaynaklarını Avrupa pazarına ulaştıracak altyapı projelerine yatırım yapabilir ve enerji güvenliğini artırabilir.

Bir analizde, “AB, bölgedeki üye devletler arasındaki iş birliğini güçlendirebilir ve Doğu Akdeniz’de doğal gaz ve petrolün daha verimli bir şekilde ihraç edilmesini sağlayabilir” ifadelerine yer verildi. Bu yaklaşım, enerji yatırımı için daha istikrarlı bir ortam yaratabilir.

Türkiye’nin AB’ye katılımı, beraberinde yeni zorlukları da getirebilir. Bölge enerji politikasında önemli oyuncular olan İsrail ve Mısır gibi ülkelerle gerginlikler artabilir. Uzmanlar, AB’nin bu jeopolitik karmaşayı aşmak için diplomatik çabalarını artırması gerektiğini vurguluyor.

Türkiye’nin AB üyeliği, Doğu Akdeniz enerji kaynaklarının daha işbirlikçi bir yaklaşımla geliştirilmesine kapı aralayabilir. Bu, bölge ülkeleri arasındaki uzun süreli anlaşmazlıkları çözüm yoluna sokabilir ve Türkiye’nin AB enerji stratejisinde merkezi bir rol oynamasını sağlayabilir.

Sonuç olarak, Türkiye’nin AB’ye katılmasının Doğu Akdeniz’deki enerji denkleminde köklü bir dönüşüm yaratma potansiyeli bulunuyor.