Vücudumuz otomatik olarak ürik asit oluşturur. Pürin denilen ayrıştırma maddeleri ile oluşur. Pürin içeren bazı besinler: alkol, soda, deniz ürünleri, fasulye, karaciğer ve diğerleri. Kural olarak vücudumuz bu asidi yönetebilir ve vücudun dışına çıkarabilir, bu nedenle yukarıda belirtilen yiyecekleri yemeyi bırakmamalısınız. Bazı vitaminler ürik asiti yükseltirken Uzmanlar, gereksiz vitamin ve mineral takviyelerinin sağlık açısından ciddi riskler barındırdığını vurguluyor.

Vücudumuz otomatik olarak ürik asit oluşturur. Pürin denilen ayrıştırma maddeleri ile oluşur. Pürin içeren bazı besinler: alkol, soda, deniz ürünleri, fasulye, karaciğer ve diğerleri. Kural olarak vücudumuz bu asidi yönetebilir ve vücudun dışına çıkarabilir, bu nedenle yukarıda belirtilen yiyecekleri yemeyi bırakmamalısınız. Bazı vitaminler ürik asiti yükseltirken Uzmanlar, gereksiz vitamin ve mineral takviyelerinin sağlık açısından ciddi riskler barındırdığını vurguluyor.

Ancak, ürik asidi yok edemediğimiz durumlar vardır. Vücudumuz gereğinden fazla asit ürettiğinde olur. Bu, tehlikeli olabilecek çeşitli sağlık koşullarına neden olabilir: böbrek taşları ve ayak parmaklarında ve parmaklarda ağrı. Bildiğiniz gibi sağlıklı beslenmenin her zaman iyi bir etkisi vardır. İşte vücudunuzdaki ürik asidi azaltan 8 besin.

1. Enginar! Bu besin diüretik özelliklere sahiptir. Bu yüzden ürik asitle ilgili problemi olan insanlar için harika. Enginar ayrıca lif, protein, vitamin ve diğer faydalı elementler bakımından da zengindir. Bu yiyecek yalnızca ürik asit sorununuzu çözmeyecek, aynı zamanda sağlığınız için de faydalı olacaktır. 2-Soğan, çok faydalı özelliklere sahiptir. Ürik asitle ilgili sorunlarınız varsa, soğan tüketebilirsiniz. 2 soğanı soyup ikiye bölün. Kaynatın ve pişene kadar bekleyin. Suyu bir kavanoza alın ve üzerine taze sıkılmış 1 limonun suyunu ekleyin. Bu karışımı gün içerisinde için. 3-Kabak! Bu yiyecek asidi vücudunuzdan atmanıza yardımcı olur. Fırında kış balkabağı pişirebilirsiniz. Tüm aile için faydalı ve besleyici bir aperatif olacak ve probleminizi çözmenize yardımcı olacaktır. Dilerseniz haşlanmış balkabağını da tüketebilirsiniz.

4. Elma! Bu meyvenin sağlığımız için çok şaşırtıcı özellikleri var. Ürik asit ile olan probleminizi gidermek için de tüketebilirsiniz. Elma yiyerek vücudunuzun tüm toksinlerini doğal yoldan atacaksınız. Elmayı en çok sevdiğiniz şekilde tüketebilirsiniz. 5. Kereviz! Bu sebze, faydalı özellikleri yüksek olan bir besindir. Kereviz yiyerek kanınızdaki ürik asit seviyelerini normalleştirebileceksiniz ve vücudunuz daha iyi olacak. Hem çiğ hem pişmiş olarak yiyebilirsiniz. 6- Tavuk! Kilo kaybı olan insanlar için harika bir besindir. Bununla birlikte, vücutta aşırı ürik asitle ilgili problemleri olanlar için de yararlı olabilir. Fırında veya haşlanmış tavuk göğsü bu durumda harika olacaktır. Yumurtalar aynı özelliklere sahiptir. 7. Havuç Havuç, ürik asit probleminizi gerçekten etkili bir şekilde çözecektir. Bu yüzden bu besini günlük yemek planınıza dahil etmelisiniz. Havuç suyu, pişmiş havuç veya sadece çiğ sebzeler olabilir. Havuç yemek ortak sağlığınız için faydalı olacaktır. 8. Sıvı Alımı Hepimiz biliyoruz ki, bol su içmek sağlığınız için şarttır. Su, vücudunuzun daha fazla idrar üretmesini sağlar ve bu şekilde toksinleri dışarı çıkarır. Günde en az 10 bardak su içmeyi unutmayın.

Uzmanlar, gereksiz vitamin ve mineral takviyelerinin sağlık açısından ciddi riskler barındırdığını vurguluyor. Bilinçsiz kullanım, hastalıkların teşhisinin gecikmesine yol açabiliyor ve toksik etkilere neden olabiliyor.ENDOKRİNOLOJİ ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Alper Sönmez, "Bilinçsiz ve gereksiz vitamin kullanımı sağlık açısından risk içermektedir. Gereksiz takviyeler, vücuttaki belirtileri gizleyerek tanının gecikmesine yol açabilir" dedi.

Günümüzde birçok kişi bağışıklığını güçlendirmek veya kendini daha enerjik hissetmek amacıyla düzenli olarak vitamin ve mineral takviyeleri kullanıyor. Ancak uzmanlar, bilinçsiz ve gereksiz vitamin kullanımının sağlık açısından riskler barındırdığını vurguluyor. Güven Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü'nden Prof. Dr. Alper Sönmez, rastgele vitamin ve mineral kullanımının sanıldığı kadar masum olmadığını belirterek, bilinçsiz kullanılan takviyelerin bazı hastalıkların teşhisini geciktirebileceğini ve hatta ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini söyledi. Her gün rastgele vitamin kullanmanın sağlık için her zaman faydalı olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Alper Sönmez, "Gereksiz takviyeler, vücuttaki belirtileri gizleyerek tanının gecikmesine yol açabilir. Örneğin, nedeni araştırılmadan demir eksikliği tedavi edildiğinde, eksikliğe yol açan bir barsak kanserinin teşhisi gecikebilir. Bazı takviyelerse vücutta bazı testlerin sonuçlarını olumsuz etkiler ve tanı koymayı güçleştirir. Örneğin, yüksek dozda biyotin takviyesi kullanan kişilerde, test sonuçları normalden yüksek veya düşük çıkabilir. Bu durum, doktorların doğru teşhis koymasını zorlaştırabilir ve gereksiz yere ilaç kullanımına veya yanlış tedaviye yol açabilir" diye konuştu.

Bilinçsiz vitamin kullanımının yalnızca teşhisi geciktirmekle kalmayıp aynı zamanda bazı durumlarda toksik etkilere de neden olabileceğini belirten Sönmez, "Fazla miktarda alınan yağda çözünen vitaminler (A, D, E, K) vücutta birikerek toksisiteye sebep olabilir. Örneğin, aşırı D vitamini kullanımı kalsiyum yüksekliğine ve böbrek hasarına neden olabilir. Aşırı A vitamini kullanımı saç dökülmesi, tırnak ve cilt lezyonlarına ve karaciğer hasarına neden olabilir. Vitamin ve mineral takviyeleri belli bazı hastalıklar ve klinik durumlarda kullanılabilir ancak yaygın olarak kullanılması ve önerilmesi yanlıştır. Sağlıklı kişiler genellikle dengeli bir beslenme ile günlük vitamin ihtiyacını karşılayabilir. Eğer bir eksiklik şüphesi varsa mutlaka doktor kontrolünde gerekli testler yapılmalı ve eksikliği tespit edilen vitamin ve mineral öngörülen miktar ve sürede alınmalıdır. Bilinçsiz kullanılan vitamin ve mineraller yarardan çok zarar getirebilir" dedi.