Gündem
TÜSİAD'ın söyleyemediği esas derdi ne?
Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkan Yardımcısı Alper Tan, "TÜSİAD'ın söyleyemediği esas derdi ne?" sorusuna yanıt verdi.
Gündem
Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkan Yardımcısı Alper Tan, "TÜSİAD'ın söyleyemediği esas derdi ne?" sorusuna yanıt verdi.
Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkan Yardımcısı Alper Tan, "TÜSİAD'ın söyleyemediği esas derdi ne?" sorusuna yanıt verdi.
Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkan Yardımcısı Alper Tan, TÜSİAD'ın hükümeti hedeef alan çıkışı sonrası yaptığı açıklamda, "TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras, TÜSİAD Genel Kurulunda yaptıkları konuşmalarda Türkiye'nin hukuk sistemine ve siyasete ağır eleştiriler yönelttiler. Her ikisi de; Zafer Parti'li Ümit Özdağ, Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş, karanlık menajer Ayşe Barım’ın tutuklanması, Ekrem İmamoğlu’na açılan soruşturma, belediyelere atanan kayyımlar ve ordudan ihraç edilen teğmenlere yönelik yargılamaları eleştirdiler.
Eğer bu TüSİAD’lı işadamlarında, yönetim kurulunda, yüksek istişare üyelerinde ve kurumlarının görüşlerini sunan Orhan Turan ve Ömer Aras’ta zerre kadar vicdan, merhamet veya Allah inancı (hangi dinden olursa olsun) varsa önce şu konulara bir cevap vermelidirler.
1980 öncesi, sağ-sol gruplar kurulup bunlar, tek elden besleyip, silah/cephaneler verilerek birbirine kırdırılırken, üniversitede okuyan Anadolu çocuklarının on binlercesinin oluk oluk kanları akıtılırken, zindanlarda çürütülürken, sürgün edilirken neden hiç sesiniz çıkmadı
İşbirlikçi generaller, ABD hesabına darbe yapıp ülkenin umudu Anadolu gençliğini terörist diye yaftalayıp zindanlarda çürütürken ve devletten uzaklaştırılırken neredeydiniz? Hukuku niçin hiç hatırlamadınız?
Devletin katı statükosu daha da güçlensin diye, güzel ülkemiz Kürt-Türk, Alevi- Sünni diye kamplara bölüp çatıştırılırken, millet düşmanı yönetimin daha da güçlenmesi için her yol mübah hale geldiğinde bu TÜSİAD neredeydi? Hukuku, insan haklarını o zaman niçin hatırlamadınız?
1990’larda Derin Odakların himayesindeki hükümetler döneminde her gün kaç değerli insan teröre kurban verilirken, cinayetler almış başını giderken, bütün bankalar ve hazine boşaltılırken, ülke ekonomik ve siyasi krizlere, cinayetlere esir edilirken bu TÜSİAD neredeydi. 28 Şubat sürecinde inançlı insanlara her türlü zulüm yapılırken, başörtülü kızların eğitim hakkı ve inandığı gibi yaşama hakkı elinden alınırken neden onların hakkı için tek söz etmediniz? Tıpkı Gazze’de on binlerce masum öldürülürken ağzınızı açmadığınız gibi.
On yıllar boyu Afganistan’da, Irak’ta, Libya’da, Suriye’de, Filistin’de ve dünyanın birçok yerinde milyonlarca Müslüman katledilirken hiçbir eleştirinize tanık olmadık. Bütün bunlar olurken siz neredeydiniz, hiç duymadınız mı? O zaman hukuk yok muydu? Son bir buçuk seneden bu yana burnunuzun dibinde Gazze'de UCM tesciliyle Filistinli masumlara soykırım uygulanırken on binlerce bebek katledilirken neredeydiniz? Neden tek kelime eleştiri yapmadınız? Onlar insan değil miydi? Hiç utanmadan susarak İsrail'i desteklediniz. Şimdi çıkmış, hukuksuzluktan, yolsuzluktan, cinayetlerden, yangınlardan, depremlerden söz ediyorsunuz. İnanalım mı size..
Ey vatandaş, acaba TÜSİAD, dünyanın her yerinde dışlanmaya başlayan soykırım suçlusu İsrail ve Siyonizm'in ülkemizde de lanetlenip, sorgulanması karşısında zulme en net tavır koyan bu devlete, hükümete bu kadar kızgın ve düşmanca bir tavra girmiş olabilirler mi? Ne dersiniz?! Ey TÜSİAD’çı vesayetçiler, bu devlet, bu millet sizi çoktan tanıdı beyler. Artık şu yüzünüzdeki maskeyi çıkartın sizi bütün dünya da daha net tanısın. Zaten tanıyacak…..!" dedi.