Mimar Ece Gürel'in kaybolması, Belgrad Ormanı'nda tek başına bulunması ve kaldırıldığı hastanede vefatının ardından ortaya atılan "ritüel" iddiaları tartışılmaya devam ediyor..

Mimar Ece Gürel'in kaybolması, Belgrad Ormanı'nda tek başına bulunması ve kaldırıldığı hastanede vefatının ardından ortaya atılan "ritüel" iddiaları tartışılmaya devam ediyor..

Çalıştığı işyerinde mobinge uğraması sebebiyle bunalıma girdiği söylenen Ece Gürel'in astroloji ve fal gibi spiritüel inançlarla ilgilenmesi, eşinin sosyal medya hesaplarındaki gizemli sayılar, "cadılık eğitimi" aldığı yönündeki iddialar, rahatlamak için seçtiği mekanın bir çok grup tarafından birtakım ayin ve ritüeller için kullanıldığının ortaya çıkması gibi gelişmeler "ritüel" şüphesini daha da ağırlaştırıyor.

Başlarına en ufak bir sıkıntı gelince, bizi onlarca asırlardan bu günlere sağ salim getiren kendi milli - manevi değerlerimizi beğenmeyip huzuru YOGA tarzı sapkın uzakdoğu inanç ritüelleri veya Şamanist, Paganist, Satanist vahşi şeytani ayinlerde arayan; bununla da kalmayıp bu işin ticaretini ve propagandasını yapan tanınmış kişilerin, Mimar Ece Gürel ve benzeri gençlere örneklik noktasındaki sorumluluklarına da dikkat çekiliyor.

nsanları sıkıntılarından arındırmak, rahatlatmak iddiasıyla sahne olan bu ünlü kişilere örnek olarak Seksenler dizisi ile şöhreti yakalayan Oyuncu Ayşe Tolga gösteriliyor. Babasının vefatından sonra gidip zengin bir işadamıyla evlenen Tolga, Yahudi olan kocasının da katkısıyla merak sardığı YOGA gibi uzakdoğu sapkın inanç ritüelleri ile avunmaya başladı. Tolga, o döneme ilişkin bir röportajında, "Hiçbir şey çok anlamlı gelmiyordu bana. Meditasyon, yoga, şifa gibi konularla ilgilenmeye başladım. Marsel (Eskinazi) de benim gibi kişisel gelişimine çok zaman ayırmış biri. İç dünyanın zenginliğine çok önem veriyor. Beni her anlamda destekliyor. Beraber yoga yapıyoruz. Hindistan’a da gittik" ifadelerine yer vermişti.

Bununla da kalmayan sanatçı, açtığı kurslar kapsamında birçok "mutsuz" bayanı da bu seromonilere dahil etmeyi başardı.

Ece Gürel'in hayatını kaybettiği Belgrad Ormanı'nda "Kahkaha Yogası" gibi programlar düzenleyen Tolga, bir kayıtta yaptıkları "Kahkaha Yogası" adlı ritüelin bilimsel temellere dayandığını öne sürecek kadar da acınası bir profil maalesef.. Masonik literatürde en azından, "Evren'in Ulu Mimarı"ndan bahsedilirken, şeytanın oyuncağı olan bu tarz kadınların "evren"le yetinmesi, "evrenle frekans bağlantısı" kurduklarına inanmaları, dahası "evrene koca siparişi" bile verebilmelerine inanmaları (ki Ayşe Tolga, eski eşi Marsel Eskinazi'yi evrene sipariş ettiğini söylüyor) acıklı bulunuyor.

"Allah" demeyi, sadece Allah'tan istemeyi unutup bunlara özenen genç kızlar da "Cadılar Bayramı", "Kahkaha Yogası" gibi safsatalarla yaşamlarını zindana çeviriyorlar. Gazeteci Batuhan Çolak da sosyal medya hesabında Belgrad Ormanı'nda çekilmiş bir video yayınlayarak özellikle genç kız ve kadınlardaki manevi boşluğa dikkat çekiyor.

Gazeteci Batuhan Çolak şunları kaydetti: "Görüntüler, 2023 yılında Belgrad Ormanı’nda çekilmiş. İlginç kostümler, cadı kıyafetleri giyen grup “Kahkaha yogası” adı altında bir buluşma gerçekleştiriyorlar. Kendi özgür iradeleriyle istediklerini yapabilirler ama son yıllarda artan, aslında manevi boşlukların neticesinde ortaya çıkan bu garipliklerin çok da sağlıklı sonuçlar doğurmadığını düşünüyorum. Son olarak Mimar Ece Gürel’in hayatını kaybettiği olayın öncesinde benzer bir manevi savrulma söz konusu gibi. Modern zamanlar, manevi boşlukları ne yazık ki tamir etmiyor. “Kentli, modern” görünüp, iç dünyasındaki sorunları uydurulmuş yöntemlerle gidermeye çalışmak dolandırıcılara da zemin hazırlıyor. Cadılık eğitimi, büyücülük, falcılık, gelecekten haber getirme, farklı alemlerle temas kurma; bunlar Orta Çağ’a ait hezeyanlar… Gariptir ki her geçen gün daha da yayılıyor ve buradan zenginleşen pek çok insan var"