Genetik yükün fazla olduğu bipolar hastalığın ebeveynlerden birinde olması halinde çocukta görülme oranı yüzde 10'dur. Bipolar bozukluğun toplumda sanatçı hastalığı olarak bilindiğini söyleyen Kesebir, "Birçok ressam ve yazarın da en önemli eserlerini hastalığın ilk evrelerinde depresif dönemde yaptıklarını görüyoruz. Ancak hastalık ilerledikçe yaratıcılık azalıyor" dedi. Bipolarda tedavi, hafif ya da orta şiddetteki kişilerde ayakta tedavi edilebiliyor. Ancak ağır şiddetli hastalarda yatarak tedavi edilmesi gerekiyor.

Bipolar bozukluk, riskli davranışlar nedeniyle ilişkilere ve kariyere zarar veren tedavi edilmediği zaman intihara kadar giden ciddi bir rahatsızlıktır.

30 Mart Dünya Bipolar Günü, tüm dünyada kendisininde bipolar bozukluğu olduğu düşünülen ünlü ressam Vincent Van Gogh'un doğum gününde anılıyor.

Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sermin Kesebir, bipolar bozukluğun duygu bozukluğu olduğunu söyleyerek, "Duygu durum alanına ait bir bozukluktur. Duyguları düzenleyemeden, şiddetini ve hızını kontrol edememek olarak tanımlanabilir" Hastalığın iki dönemi vardır. Mani döneminde çoşku, sinirlilik ya da hareketlilik, düşüncelerde hızlanma amaca yönelik aktivitede artış ve uyku ihtiyacında azalmalar görülür.

Depresyon durumunda yani çökkünlük döneminde üzüntü, moral bozukluğu, karamsarlık daha önce keyif alınan şeylerden zevk almama, isteksizlik, uyku sorunları ve iştahta değişikliktir. Bipolar bozukluk her iki cinste de eşit oranda görülür. Ama hastalığın içindeki depresif dönem kadınlarda daha fazla görülür. Hastalığın mani dönemi ise erkeklerde daha fazla görülür. Bipolar bozukluğun iki kutuplu hastalık olduğunu söyleyen Kesebir, "Mevsimsellik de o anlamda önemli, kadın erkek farkında da kadınlarda adet döngüsünün etkilenmesi, ya da gebelik lohusalık süreçlerinden etkilenme gibi durumlar söz konusu.

Mevsimsellikle şu noktada karışabiliyor; bir yaşam olayı ya da stres faktörü hastalığı tetiklemişse onun yıldönümleri mevsimsellikmiş gibi görülebilir. Mevsimsellik bipolar hastalarının tamamında değil 5'te birinde görülüyor" dedi. Bipolar bozukluğun oluşmasında 3 etken vardır. Prof. Dr. Sermin Kesebir, bunları bireysel etkenler, hastalığın kendisiyle ilgili etkenler ve çevresel etkenler olarak sıraladı.

"Bireysel etkenlerde bireylerin kişilik yapıları hastalığa daha yatkın. Hipertimik mizaç dediğimiz dışa dönük renkli özgüveni yüksek miçaz tipleri. Diğeri de siklotemik mizaç. Bu kişilik tipinde kişi daha melankolik ama güneşli melankolikler yani çoşku ve hemen arkasında yine o mağrur içe dönük tarz" açıklamasını yaptı.

Genetik yükün fazla olduğu bipolar hastalığın ebeveynlerden birinde olması halinde çocukta görülme oranı yüzde 10'dur. Bipolar bozukluğun toplumda sanatçı hastalığı olarak bilindiğini söyleyen Kesebir, "Birçok ressam ve yazarın da en önemli eserlerini hastalığın ilk evrelerinde depresif dönemde yaptıklarını görüyoruz. Ancak hastalık ilerledikçe yaratıcılık azalıyor" dedi. Bipolarda tedavi, hafif ya da orta şiddetteki kişilerde ayakta tedavi edilebiliyor. Ancak ağır şiddetli hastalarda yatarak tedavi edilmesi gerekiyor.

Hastalıkta kişinin kendisine ve başkasına zarar vermesini önlemek için yatarak tedavi önem taşıyor. Bu tedavide hastaya farmako terapi uygulanıyor. Somatik bir sağaltım yapılacaksa da TMU tedavisi ya da Elektrokonvülslf Tedavi (EKT) uygulanıyor.