Suriye'ye yakın gazeteci İbrahim Bozan, Türkiye ile İsrail arasındaki gerilimden beslenen ve ortalığın karışması için mekik dokuyan bir ülke olduğunu açıkladı.

Suriye'ye yakın gazeteci İbrahim Bozan, Türkiye ile İsrail arasındaki gerilimden beslenen ve ortalığın karışması için mekik dokuyan bir ülke olduğunu açıkladı.

Son günlerde İsrail ile Türkiye arasında bir gerilim hakim. Bu durum Suriye sahasına sıçradı. Gazeteci İbrahim Bozan, Suriye sahasında çok değişik bir süreçten geçildiğini söyledi.

İbrahim Bozan yaptığı değerlendirmede, "Suriye topraklarında, Türkiye - İsrail gerilimi çıkarılmak isteniyor. Böyle bir senaryonun iki tarafa da olumsuz etkileri olacağı kanaatindeyim.

Hele ki, alacaklı olarak yeni Suriye yönetiminin kapısında bekleyen Ruslar varken. Öncelikle, İsrail'in nasıl bir Suriye istediği ve Türkiye'nin nasıl bir Suriye istediklerine bakmalıyız.

İsrail, Suriye sahasındaki muhtelif güçlerin (SMO - HTŞ - SDG - Dürzi) tek Ordu çatısı altında ve Silahların tek merkez emrinde olduğu bir Suriye istemiyor. Yine, yeni Suriye Devletinin envanterinde hafif ve orta ağırlıklı Silahların dışında bir askeri güce sahip olmalarını istemiyor.

Örneğin, Suveyda'daki Dürzi hareketini destekleyen ve aynı zamanda Rejim kalıntılarının sahil bölgesindeki isyan ayaklanmasını destekleyen ülkelerden biri yine İsrail'dir. Ülke de ne kadar huzursuzluk ve kaos ortamı olursa o kadar İsrail'in işine yarar.

İsrail, Kunaytra, Dera, Suveyda ve Şam kırsalına kadar uzanan Dürziler hakimiyetinde bir Özerk bölge hedefliyor. Suveyda şehrinin Ruhani lider Hikmet el-Hiciri'nin söylemlerine bakmak yerine söyletenlere odaklanıyorum ben.

Türkiye, Silahların tek yönetim elinde ve tek parça toprağı olan bir Suriye istiyor. Türkiye aynı zamanda, DAEŞ ve diğer terör tehlikelerine karşı da gelecek kırılgan dönemlerde bozguna uğrayacak silahsız zayıf bir Suriye Ordusu istemiyor. Ama arada çok fazla adı geçmeyen güçlü bir aktör olan Suudi Arabistan'ın da bazı konular da nispeten Türkiye ile aynı görüşte olduğunu söylebilirim.

Şara - Abdi anlaşmasında rol oynayan ülkelerden biri de Suudi Arabistan'dır. Türkiye'nin sürece destek vermesi, Türkiye & Suudi Arabistan arasında bu hususta bir uzlaşı olduğunu düşünüyorum.

Suudi Arabistan ve Türkiye'nin son yıllarda ikili ilişkilerinin pekte iyi geçtiği söylenemez ama Suriye sahasında Mutabık oldukları konular da var. Suudi Arabistan ve Türkiye her ne kadar Suriye'yi toparlamaya çalışsalarda, Suriye'nin zaafiyetinden istifade eden ve Suriye’deki varlığını devam ettirmek isteyen Rusya'yı göz ardı etmemek gerekir.

Güçlü bir Suriye yönetiminin ilk gür sesli talebi, yüzbinlerce insanını katleden Rusların Suriye'den çıkmasını istemek olacaktır. Ama zayıf bir Suriye yönetimi, çok fazla zorlanırsa Ruslara da taviz vermek zorunda kalır.

İsrail'in sadece Türkiye ile sorun yaşadığını söyleyemeyiz, Suudiler de sorun yaşıyor. Dün Gazze'ye düzenlediği hava saldırılarında, Kral Selman İnsani yardım vakfına ait tıbbi malzemelerin bulunduğu bir depoyu vurdu.

Suriye sahasındaki bazı kesimler, ısrarla İsrail saldırılarını Türkiye'ye mal etmeye çalışıyorlar. Gerekçe olarakta, Türk basını ve sosyal medyada Suriye ile ilgili yayılan haberleri gösteriyorlar.

İsrail gibi güçlü bir işgal gücüne karşı çok zayıf ve güçsüz bir kesimin, böyle dönemlerde başkalarını suçlayarak İsrail saldırılarına mazeret araması normal. Suudi Arabistan ise, normalde böyle bir rol üstlendiği ülkelerde ciddi bir medya propagandası yapar. Ama buradaki karşıt tarafın İsrail olması nedeniyle sessizce hareket ediyor. Ve bu yüzden, eleştiri odağında basında çok fazla adı geçen Türkiye oluyor.

Özellikle askeri üsler konusunda, medya üzerinden direkt İsrail hedef gösterildi. Bu yanlış bilgileri yayanların amacını halen anlamış değilim. Son olarak, Suriye iç aktörlerindeki tüm ittifaklar kırılgandır. Hiçbir ittifakı ve hiçbir düşmanlığın kalıcı olacağını kimse kestiremez" dedi.