Saraçhane'yi vandallıklarıyla yakıp yıkan, polise asit atan, molotofkokteylle saldıran, polisleri yaralayan, Şehzadebaşı türbesini talan eden o serserilerin hapse atılmasına itiraz eden Yeşilçam'ın irisi Ediz Hun Beyefendi malum medyaya şirin gözükmek için düğmeye bastı.

Saraçhane'yi vandallıklarıyla yakıp yıkan, polise asit atan, molotofkokteylle saldıran, polisleri yaralayan, Şehzadebaşı türbesini talan eden o serserilerin hapse atılmasına itiraz eden Yeşilçam'ın irisi Ediz Hun Beyefendi malum medyaya şirin gözükmek için düğmeye bastı.

Türkan Şoray'dan sonra Yeşilçam'ın oyuncusu Ediz Hun da sosyal medyada tutuklu bulunan serserilerin, polise saldıranların bırakılmasını istedi.

Türkan Şoray geçtiğimiz gün, sosyal medya hesabından yayımladığı mesajla polise kezzap atanların, onlara destek çıkan oyuncuların paylaşımlarına destek vermişti.

“Sevgi emektir” diyerek başladığı mesajında Şoray, polise kezzap atmanın, hangi sevginin ürünü olduğunu açıklamaksızın, hırsızlığa destek verenlerin gelecek kaygılarına kulak verilmesi gerektiğini belirtti. Halen tutuklu bulunan molotoflu saldırılarla polisle çatışanlara bir paylaşım desteği de Yeşilçam'ın oyuncusu Ediz Hun'dan geldi.

Kezzaptan bahsetmeyen, molotoflu saldırıları görmezden gelen ve "Ülkemizde yaşanan gelişmeleri derin bir hassasiyetle izliyorum. Cumhuriyetimizin aydınlığında, demokratik bir toplumun temel taşlarından biri düşünce ve ifade özgürlüğüdür" diyen Ediz Hun sosyal medyada şu notu yayınladı:

"Gençler bu ülkenin umudu, yarını ve aydınlık geleceğidir. Fikirleriyle yarını inşa eden gençlerin sesini kısmak, geleceğe ket vurmaktır. Gençlerin ifade özgürlüğü korunmalı, tutuklu bulunan gençler serbest bırakılmalıdır..." Ne gariptir ki, hem Türkan Şoray hem de Ediz Hun, Saraçhane'deki vandalizme dair bir kelime bile etmeyerek ikiyüzlülüklerini böylece ispat etmiş oldular.