Geçtiğimiz haftanın en çok konuşulan konusu İstanbul'daki tarihi zirveydi. Hem Putin'in hem Trump'ın gelme ihtimali konuşulurken görüşme sadece heyetler arasında kaldı. Putin'in İstanbul kararıyla ilgili ise çok konuşulacak bir detay ortaya çıktı.

Geçtiğimiz haftanın en çok konuşulan konusu İstanbul'daki tarihi zirveydi. Hem Putin'in hem Trump'ın gelme ihtimali konuşulurken görüşme sadece heyetler arasında kaldı. Putin'in İstanbul kararıyla ilgili ise çok konuşulacak bir detay ortaya çıktı.

Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay “Putin, üç yıldır sarayından neredeyse hiç çıkmadı; Rusya sınırları içerisinde dahi herhangi bir yere gitmiyor. Alınan bütün üst düzey tedbirlere rağmen suikast korkusu yaşıyor." ifadelerini kullandı.

Hem dünya hem Türkiye son günlerde hareketli günler yaşıyor. 20 günde Türkiye’nin Pakistan-Hindistan geriliminde oynadığı rol, ABD Başkanı Donald Trump’ın Orta Doğu gezisi ve özellikle Suriye, Filistin konusunda üstlendiği inisiyatif, Ukrayna-Rusya barış görüşmelerine ev sahipliği yapması bazı uluslararası odakları rahatsız etti.

Türkiye Gazetesi'ne konuşan Cumhurbaşkanlığı kaynakları, bazı ülkelerin bu görüşmeleri sabote etmek için ciddi mesai sarf ettiğini söyledi. Diplomasi kaynaklarından ulaşılan göre Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İstanbul’a gelmek istedi. Muhtemel provokasyonlara karşı Rus koruma jetleri eşliğinde gelme talebinde bulundu. Ankara ise bütün güvenlik tedbirlerinin alındığını Rus tarafına ileterek uluslararası teamüllere göre gereken hassasiyetin gösterilmesini istedi. Putin’in toplantıya katılmama ve katılım profilini düşük tutma sebeplerinden bir diğeri, Kırım’ın hiçbir biçimde masaya getirilmemesi şartına karşı Ukrayna’nın heyet başkanı olarak Kırım Türkü Rüstem Umarov’u seçmesiydi.

Ukrayna Milletvekili ve Kırım Türklerinin lideri Mustafa Cemil Kırımoğlu, hem Kiev yönetiminin hem de Ankara’nın Kırım işgali konusunda Ruslara net mesajlar verdiğini söyledi. Kırımoğlu “Ruslar açık bir biçimde ‘İstanbul’da Kırım konusu hiç açılmayacak’ şartı koştu. Ayrıca Zaporijya, Donetsk, Lugansk ve Kırım ilhakının uluslararası alanda tanınması şartını koştu. Bu şartları kabul etmedik. Bugün Kırım Türklerinin 81. sürgün yıl dönümü. Rusların hesabı 1944 sürgünün yıl dönümünde kanlı Kırım işgalini dünyaya meşru bir hak olarak kabullendirmekti; olmadı. Üstelik hâlen o korkunç insanlığa karşı işlenen sürgün ve katliam suçunun hesabını verememişken bugün yeni bir sürgün ve işgale imza attılar. Hem de sürgün ve işgallerini dünya ölçeğinde tescil ettirmeye çalışıyorlar. Ankara ve Kiev’in bu konuda tavrı çok net; tıpkı bütün Kırım Türkleri için olduğu gibi, her iki ülke açısından Kırım kırmızı çizgi. Orası Kırım Türklerinin ana vatanı. Hiçbir işgali tanımayacağız. Bu yıl 18 Mayıs’ı Türkiye’de olduğu kadar Kiev’de de güçlü bir biçimde hatırlatacağız. Ne o günü ne de 2014 işgalini unutmayacağız. Vatanımıza dönünceye dek her alanda mücadelemiz sürecek” dedi.

Trump’ın, Rusya konusunda ilk seçildiği dönem durduğu noktadan uzaklaştığını söyleyen Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay “Putin, üç yıldır sarayından neredeyse hiç çıkmadı; Rusya sınırları içerisinde dahi herhangi bir yere gitmiyor. Alınan bütün üst düzey tedbirlere rağmen suikast korkusu yaşıyor. Fransa, İngiltere, Almanya ve Polonya başta olmak üzere AB ülkelerinin ateşkes çağrısını akla ziyan sebeplerle reddetti. İstanbul’da toplantı teklifini kendisi yaptı ancak müzakereye gönderdiği heyet, niyetinin barış olmadığını gösterdi. Gelinen noktada Batı bloku bu iki tavra yönelik bir cevap verecek. Amerikalılar, İstanbul’a gelen Rus heyetini görünce ciddi bir şok yaşadı ve kendi katılımlarını çok daha düşük seviyeye çekti” dedi.