Hindistan ile Pakistan arasındaki savaş birçok ülkenin savunma alanında güçlenmesi gerekliliğini ortaya koydu. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) Genel Müdürü Mehmet Demiroğlu, Asya kıtasındaki birçok ülkeden Kaan konusunda talep aldıklarını açıkladı.

Hindistan ile Pakistan arasındaki savaş birçok ülkenin savunma alanında güçlenmesi gerekliliğini ortaya koydu. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) Genel Müdürü Mehmet Demiroğlu, Asya kıtasındaki birçok ülkeden Kaan konusunda talep aldıklarını açıkladı.

GDH Defence'ta yer alan habere göre, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) Genel Müdürü Mehmet Demiroğlu, Türkiye’nin beşinci nesil savaş uçağı projesi olan Milli Muharip Uçak KAAN’a ilişkin kritik açıklamalarda bulundu.

Demiroğlu, uçağın Türk Hava Kuvvetleri’ne (THK) tesliminin sadece bir envanter kazandırma süreci olmadığını, aynı zamanda Türkiye’nin teknolojik ve operasyonel seviyesini dünyaya gösteren stratejik bir eşik olacağını vurguladı.

“Milli Muharip Uçak KAAN’ın Türk Hava Kuvvetleri’ne teslimi, uçağın operasyonel seviyeye ulaştığını dünyaya göstermek için mihenk taşı niteliğinde,” diyen Demiroğlu, projenin hâlen geliştirme aşamasında olduğunu ancak uluslararası düzeyde önemli bir ilgiyle karşılaştığını belirtti.

Demiroğlu’na göre, KAAN özellikle Asya-Pasifik bölgesindeki bazı ülkeler tarafından yakından takip ediliyor. Bu durum, Türkiye’nin savunma sanayiindeki ihracat potansiyelini ve teknolojik kabiliyetlerini öne çıkaran bir gösterge olarak değerlendiriliyor.

“Henüz geliştirme aşamasında olmamıza rağmen KAAN, bazı Asya-Pasifik ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkenin ilgisini çekiyor,” diyen Demiroğlu, Türkiye’nin bu ilgiyi stratejik iş birliklerine dönüştürme konusunda kararlı olduğunu ifade etti.

TUSAŞ’ın planlamasına göre, KAAN projesinin ilk operasyonel filosu 2028 yılında Türk Hava Kuvvetleri’ne teslim edilecek. Bu takvim, Türkiye’nin kendi beşinci nesil savaş uçağını kullanıma sunma hedefinde kararlılığını gösteriyor. KAAN’ın yüksek manevra kabiliyeti, düşük radar izi, gelişmiş aviyonik sistemleri ve yapay zekâ tabanlı görev yönetim yetenekleri ile Türkiye’nin hava gücüne yeni bir boyut kazandırması bekleniyor.