Kültür Sanat
İlk matbaada basılan esere yalnızca o dokunabiliyor!
800-900 sene önce yazıldığı tahmin edilen kitabın olduğu kozmik odaya yalnızca Mutasarrıf Ömer Ali Bey Yazma Eser Kütüphanesi müdürü Şahin Gergin girebiliyor.
Kültür Sanat
800-900 sene önce yazıldığı tahmin edilen kitabın olduğu kozmik odaya yalnızca Mutasarrıf Ömer Ali Bey Yazma Eser Kütüphanesi müdürü Şahin Gergin girebiliyor.
Balıkesir'de Mutasarrıf Ömer Ali Bey Yazma Eser Kütüphanesi'nde, Osmanlı zamanında yetişen fıkıh ve lügat alimi Vankulu Mehmet Efendi'nin yazdığı ve ilk Türk matbaacısı İbrahim Müteferrika'nın 1729 senesinde matbaasında bastığı Vankulu Lügatı titizlikle korunuyor.
800-900 sene önce yazıldığı tahmin edilen kitabın olduğu kozmik odaya yalnızca Mutasarrıf Ömer Ali Bey Yazma Eser Kütüphanesi müdürü Şahin Gergin girebiliyor.
Parmak izi, çift kilitli çelik kapı, sensör, kamera ve özel yangın söndürme sistemi ile korunan odaya eldiven ve maske kullanılmadan ise girilmiyor.
Mutasarrıf Ömer Ali Bey Yazma Eser Kütüphanesi Müdürü Şahin Gergin, İbrahim Müteferrika'nın matbaasında ilk bastığı eserin önemine dikkat çekerek, "Bizim depolarımızda el yazması tarihi eserler olduğu gibi matbu eserler de var.
Bu matbu eserlerin içerisinde en önemlisi ise Osmanlı'ya ilk matbaayı getiren İbrahim Müteferrika'nın matbaasında basılan Vankulu Lügatı'dır.
Bu eser Cevheri'nin kaleme aldığı ve es-Sıhâh adlı meşhur Arapça sözlüğün Vankulu Mehmed Efendi tarafından el yazmasıyla ile yapılmış tercümesidir.
Daha sonra da İbrahim Müteferrika'nın basmış olduğu eserdir. 1729 tarihinde basılan ilk matbu Türkçe eser olarak tarihte geçmektedir" dedi.
Kitabın kozmik odada, son teknoloji sistemler ile korunduğunu söyleyen Gergin, "Eserlerimizin korunması için gerekli tüm tedbirleri alıyoruz. Bu kapsamda depolarımızda nem alma, nem verme, nem ölçme ve iklim cihazları mevcut.
Ayrıca eserlerimizin yangın gibi durumlara karşı da ana binanın yangın sistemine ek olarak depolarda argon gazlı söndürme sistemlerimiz mevcut.
Bu sistemde su kullanılmıyor. Ortamdaki oksijeni çekilip içeri karbondioksit veriliyor ve bu sayede söndürme sağlanıyor" şeklinde konuştu.
Tarihi eserlerin bulunduğu odaya parmak izi tanıma sistemiyle girildiğini kaydeden Gergin, "Oda çift kilitli çelik kapı ile korunuyor.
Buna ek olarak depolarda harekete duyarlı alarm ve kamera sistemi mevcut. 24 saat boyunca içerisi gözetleniyor.
Depolara eser girişi çıkışı söz konusu olduğunda ise eserlere çıplak elle dokunulmaması ve zarar görülmemesi için maske ve eldiven kullanmak zorundayız" dedi.