Yeni Şafak yazarı Bülent Orakoğlu, "‘’Sahte diploma’’ davasında savcılık İmamoğlu’nun kirli ve karanlık geçmişini gözler önüne serdi?" başlıklı yazısında dikkat çeke ifadeler kullandı. İşte o yazı...

Yeni Şafak yazarı Bülent Orakoğlu, "‘’Sahte diploma’’ davasında savcılık İmamoğlu’nun kirli ve karanlık geçmişini gözler önüne serdi?" başlıklı yazısında dikkat çeke ifadeler kullandı. İşte o yazı...

İBB'ye yönelik yürütülen "yolsuzluk" soruşturması kapsamında gözaltına alındıktan sonra tutuklanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu görevinden alınmıştı. İmamoğlu hakkında yürütülen sahte diploma soruşturması tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Ekrem İmamoğlu hakkında, zincirleme şekilde "resmi belgede sahtecilik" suçundan 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapis cezası ve "siyasi yasak" talebiyle iddianame düzenledi. Savcılığın hazırladığı 20 sayfalık iddianamede olay tarihi olarak İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde yüksek lisansa giriş yaptığı 10 Eylül 2014 tarihi ile 18 Ocak 2024 tarih aralığı belirtildi. Delil olarak ise Yükseköğretim Denetleme Kurulu'nun 17 Şubat 2025 tarihli Araştırma Raporu, İstanbul İl Seçim Kurulu Başkanlığı'nın 21 Şubat 2025 tarihli yazısı ve başvuru belgeleri, Özalp Tozan'ın 17 Mart 2025 tarihli ifadesi, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'nün 05 Mart 2025 tarihli İnceleme Raporu, Doğu Akdeniz Üniversitesi'nin ve Girne Amerikan Üniversitesi'nden dosyaya giren evraklar gösterildi.

İddianamede soruşturmanın başlangıcı 18 Eylül 2024 tarihli bir CİMER şikayetine dayandırıldı. Ayrıca 1 Ekim 2024 tarihinde yapılan şikayet dilekçesinde ise, "Veryansın TV isimli Medya kuruluşunda yayınlanan bir videoda gazeteci Erdem Atay, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun üniversite diplomasının sahte olduğunu iddia etmiştir. İddiaya göre Ekrem İmamoğlu, Kıbrıs'ta okuduğu üniversiteden İstanbul Üniversitesi'ne usulsüz bir şekilde yatay geçiş yapmıştır.

Ayrıca Girne Amerikan Üniversitesi'nin o dönemde YÖK tarafından tanınmadığı ve bu nedenle yatay geçişin mümkün olmadığı belirtilerek İmamoğlu ile ilgili kanuni işlemlerin yapılması için suç duyurusu yapılmıştı. Savcı iddianamede Türk Ceza Kanunu'nda "resmi belgede sahtecilik" suçunu hukuken değerlendirirken, University College of Northern Cyprus'un Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından tanınan üniversitelerden biri olmadığını belirtti. Yükseköğretim Kurulu (YÖK)'e atıf yaparak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde faaliyet gösteren üniversiteler arasında sadece Doğu Akdeniz Üniversitesi'nin tanındığını kaydetti. İddianamede yatay geçiş kontenjanlarının usulsüz olarak arttırıldığı yer aldı.

İddianamede Ekrem İmamoğlu'nun Doğu Akdeniz Üniversitesi'nde öğrenim gördüğü döneme ilişkin bilgi ve belgeler için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adli makamlarından adli yardımlaşma talebinde bulunulduğu kaydedildi. Doğu Akdeniz Üniversitesi'nde öğrenci işleri müdürü olarak görev yapan Yağmur Ergüneş Tümer'in bilgi sahibi sıfatıyla verdiği ifadesine de yer verildi. Tümer, Doğu Akdeniz Üniversitesi'nde 28 yıldır çalıştığını anlatarak, son 4 yıldır öğrenci işleri müdürü olduğunu söyledi. Okula girişlerin sınavla yapıldığını belirten Tümer, sınavı kazanan öğrencilere öğrenci numarası verildiğini, sınavı geçemeyenlerin ise sisteme kaydının yapılmadığını ifade etti. Tümer, 1993 yılından önce sınavla giriş sistemi bulunduğunu söyleyerek, 1986'dan bu yana yasa gereği sınavsız öğrenci alınamadığını ve sınav belgelerinin 10 yıl saklandığını kaydetti. Tümer'in Ekrem İmamoğlu adına okulda herhangi bir kayıt bulunmadığı yönünde beyan verdiği belirtilen iddianamede, "Dolayısıyla bu kişinin bu okula giriş yapmadığını beyan etmiş olup şüpheli hakkında herhangi bir kayıt bulunmadığı" ifadelerine yer verildi.

İddianamede sonuç olarak; İstanbul Üniversitesi'ne Ekrem İmamoğlu tarafından yatay geçiş sırasında ibraz edilen belgelerin University College of Northern Cyprus'a ait bir tanıtım broşürü ve bir adet transkript olduğu belirtildi. Bu nedenle İmamoğlu'nun Doğu Akdeniz Üniversitesi'nin öğrencisi olmadığı anlaşıldığı halde, İstanbul Üniversitesi yetkililerinin yatay geçiş sırasında öğrenci kütük defterine Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak kaydettiği iddia edildi. Bu nedenle iddianamede gerçeğe aykırı resmi belgenin açık bir hile ile düzenlendiği ileri sürüldü. Bu nedenle hukuki öneme sahip beyanları gerçeğe aykırı bir biçimde yansıtarak şeklen doğru ancak içerik bakımından sahte bir belge meydana getirildiği iddia edildi. "Sahteciliğe uğramış belge hiç olmamış kabul edilmekte" ifadeleri kullanıldı.

İmamoğlu'nun İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi ziyaretinde yaptığı konuşmasına atıf yapılan iddianamede "Geçiş yapanları duyduğumda şok oldum" cümlesine yer verilerek İmamoğlu'nun da o dönemde yatay geçiş yapılamayacağını bildiği vurgulandı. İmamoğlu'nun hayat hikayesinde hiçbir aşamada Doğu Akdeniz Üniversitesi'nde eğitim gördüğüne ilişkin bir bilgi, bulgu bulunmadığı yer alan iddianamede, buna rağmen internet sitelerinde, "Kahramanın Yolculuğu" isimli kitapta ve basında İmamoğlu'nun Doğu Akdeniz Üniversitesi'nden yatay geçiş yaptığı yönünde bilgiler olduğu kaydedildi.

Bu durumun temel nedeninin, İstanbul Üniversitesi'ne yatay geçiş kaydı sırasında, İmamoğlu'nun Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisiymiş gibi gösterilmiş olmasından kaynaklandığına değinilen iddianamede, İmamoğlu'nun yatay geçiş işlemleri sırasında ve sonraki süreçlerde University College of Northern Cyprus kurumu ile ilgili durumu açıkça bildiği anlatıldı. Ancak kamuoyunda farklı bir algı oluşturacak şekilde hareket ettiği ve tüm bu hususların ifade sırasında sorulduğu ancak İmamoğlu'nun söz konusu soruları cevapsız bıraktığı kaydedildi.

İddianamede, İmamoğlu'nun "resmi belgede sahtecilik" suçuna iştirak ettiği, hileli bir şekilde aldığı evrakı Yüksek Lisans amacıyla İstanbul Üniversitesi'nde, askerlik hizmeti amacıyla Milli Savunma Bakanlığı’nda ve Yüksek Seçim Kurulu'nda kullanılarak "zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik" suçu işlendiği açıkça yer aldı.