Erzincan’ın 3 bin 370 rakımlı yaylalarında koyun kırkımı hummalı şekilde sürüyor. Serinletici etkisinin yanı sıra verimi artıran bu geleneksel işlem, hayvancılıkla geçinen vatandaşlar için hem bir zorunluluk hem de önemli bir gelir kapısı haline geldi.

Erzincan’ın 3 bin 370 rakımlı yaylalarında koyun kırkımı hummalı şekilde sürüyor. Serinletici etkisinin yanı sıra verimi artıran bu geleneksel işlem, hayvancılıkla geçinen vatandaşlar için hem bir zorunluluk hem de önemli bir gelir kapısı haline geldi.

Doğal güzellikleri ve yüksek rakımıyla bilinen Erzincan’ın Munzur Dağı eteklerinde yaz sezonunun en zorlu ve vazgeçilmez çalışmalarından biri olan koyun kırkımı için kollar sıvandı. 3 bin 370 metre yükseklikteki yaylalarda sabahın erken saatlerinde başlayan kırkım işlemi, hem hayvan sağlığı hem de yün verimi açısından büyük önem taşıyor. Tercan ilçesine bağlı yaylalarda yapılan kırkım işlemleri, özellikle yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte hız kazandı. Üreticiler, yaz sıcaklarının artmasıyla birlikte koyunları serinletmek ve daha sağlıklı gelişmelerini sağlamak amacıyla bu işlemi titizlikle gerçekleştiriyor. Zorlu arazilerde kilometrelerce yol kat ederek yaylalara ulaşan yetiştiriciler, kırkım işlemini genellikle imece usulü yapıyor. Günlük ortalama 500 koyunun yünü, dikkatli bir şekilde kesilerek toplanıyor. Munzur Dağı’nın eteklerinde faaliyet gösteren üreticiler, gün doğumuyla başladıkları çalışmaları akşam saatlerine kadar sürdürüyor.

Hayvanların yünlerinin kesilmesi, onları sıcak havalardan koruyarak rahatlatıyor. Aynı zamanda tüylerin alınmasıyla birlikte koyunların gelişimi hızlanıyor, süt ve et verimliliği artıyor. Üreticiler, hayvanların kırkım sonrası daha dinç olduğunu ve yaylada otlanmalarının da daha verimli hale geldiğini belirtiyor. Eskiden yün, kıymetli bir ticari ürünken bugün çoğu üretici tarafından evsel ihtiyaçlar için değerlendiriliyor. Kırkım sonrası elde edilen yünler, battaniye ve yastık gibi ev ürünlerinde kullanılmak üzere saklanıyor ya da sınırlı şekilde satılıyor. Küçükbaş hayvan üreticisi Mehmet Ali Demir, her gün yaklaşık 10 kilometre yürüyerek koyunlara ulaştıklarını, kırkımın zahmetli olsa da kendileri için bir yaşam biçimi olduğunu ifade ediyor. Yayla yaşamının zorluklarına rağmen doğayla iç içe geçirilen bu süreç, üreticiler için bir yandan emek, bir yandan da huzur anlamı taşıyor. Yılların tecrübesiyle kırkım yapan üreticiler, kısa sürede hayvanlara zarar vermeden bu işlemi tamamlıyor. Tek hamlede tüyleri alan kırkım ustaları, gün sonunda yüzlerce hayvanı yaza hazırlamış oluyor.