Gazetemiz yazarlarından Zekeriya Say, “Tekin geldi CHP temizlendi mi!” başlıklı bugünkü yazısında Gürsel Tekin’in ipliğini pazara çıkarmış... İşte o yazı:

Gazetemiz yazarlarından Zekeriya Say, “Tekin geldi CHP temizlendi mi!” başlıklı bugünkü yazısında Gürsel Tekin’in ipliğini pazara çıkarmış... İşte o yazı:

Siyasete girmeden önce “çaycılık” yaptığını her fırsatta övünerek söyleyen Gürsel Tekin’in esasında diğer CHP’lilerden pek bir farkı yoktur.

2007’den 2010 yılına kadar “İstanbul İl Başkanı” olarak görev yapan Tekin, her ne kadar “Beyaz Türkler”in partisi olarak bilinen CHP’yi daha geniş kitlelere ulaştırmaya yönelik çalışmalarıyla dikkat çekse de kendisi daha çok birlikte yol yürüdüğü insanlara benzemeye gayret etmiştir.

Bir yandan, CHP’nin geleneksel “elit” imajını kırmak için “işçi”, “köylü” ve “muhafazakâr” kesimlerle bağ kurup, çarşaflı kadınlara rozet takan Tekin…

Diğer yandan, on binlerce lira ödeyerek Tayland’dan getirdiği Pomeranian ırkı köpek ile “lüks evcil hayvan” besleyen CHP’liler arasındaki yerini almaya çalışmıştır.

Güya “CHP’yi varoşlarla buluşturan”, “Musevi, Ermeni ve başörtülü” gibi farklı kesimlerden insanlarla temas kuran Gürsel Tekin hakkında bir dönem, “Fikirtepe’den yükselen bir halk efsanesi” yorumları yapılsa da…

Bazı emekli subayların referansıyla “kıyak askerlik yaptığını” itiraf edecek kadar iltimasa meyilli olan ve sahipsiz erlerin hakkına girdiğini itiraf eden Tekin, tıpkı diğer CHP’liler gibi sık sık akçeli işlerle gündeme geldi.

Kadıköy Belediye Başkan Yardımcılığı yaptığı sırasında, hakkında açılan “evrakta sahtecilik” davası ve kaçak yapılara göz yumarak, “görevi kötüye kullandığı” iddiaları yüzünden o dönem epey zor günler geçirdi.

Kendisi defalarca inkar etse de “petrol istasyonları” efsanesi dillere pelesenk oldu.

Malum kaset sonrası görevinden ayrılan Deniz Baykal’ın yerine Genel Başkanlık koltuğuna oturan Kemal Kılıçdaroğlu’na yakın durması onu ilk kez partide “hedef” haline getirdi.

O dönem Parti Meclisi üzerinden CHP örgütüne hâkim olmaya çalışan ve Kılıçdaroğlu’ndan istediğini alamayan Önder Sav’ın operasyonuyla üstü çizilerek, İstanbul İl Başkanlığı görevini “Minyeli Abdullah”ı canlandıran oyuncu Berhan Şimşek’e kaptırdı.

Çok değil.. Sadece 5 ay sonra, Parti Meclisi’ni toplayarak kurultay kararı alan Önder Sav ve ekibini tasfiye ederek, yeni bir yönetim oluşturan Kılıçdaroğlu sayesinde “günün kazananı” olan Gürsel Tekin, bu kez Sav’ın yerine örgütün başına getirilerek bir anda CHP’de “ikinci adam” oldu.

2011 seçimlerinde CHP İstanbul milletvekili olarak Meclis’e giren, “Genel Başkan Yardımcılığı” ve “CHP Genel Sekreterliği” görevini yürüten Tekin, 2016 yılına kadar partide etkili bir isim olarak dikkat çekti.

Cuma namazında okunan “hutbe”yi “fetva” sanacak kadar İslami literatürden uzak olan Tekin, “İstanbul Rant Planı” yazan bir haritayla adeta “Kentsel Dönüşüm”e savaş açtı.

Gezi Olayları’nda ülkeyi yakıp yıkan provokatörlere açıktan destek verdi.

Partisini eleştiren bir vatandaşa ise hem de kameralar karşısında, “Ağzını yırtarım it herif, O. Çocuğu” şeklinde çirkin ifadelerle saldırmakta sakınca görmedi.

7 Haziran 2015 seçimlerinin arifesinde yaptığı bir açıklamada ise “8-9 Haziran’da ilk işimiz bu kirli gazetelerin tamamına el koymak olacaktır” diyerek, milli medyaya yapacaklarına yönelik zihninden geçenleri açıkça itiraf etti.

Derken… CHP’deki ağırlığını günden güne kaybeden Tekin, 2023 seçimlerinde tekrar milletvekili adayı olmadı.

Kılıçdaroğlu’nun devrildiği CHP’nin 38. Kurultay’ın ardından ise Ekrem İmamoğlu – Özgür Özel ikilisine yanlayarak, tekrar “koltuk” hesabına girdi.

31 Mart yerel seçimleri için aday belirleme sürecinde CHP’nin Kadıköy Belediye Başkanlığı’na aday adayı oldu ancak kendisine Esenyurt Belediye Başkanlığı önerildi. Her ikisi de olmayınca, bu kez seçimlerden yaklaşık bir buçuk ay önce, “Gençlik yıllarımdan beri hayatımı adadığım, ilkelerini kalbime mühürlediğim Cumhuriyet Halk Partisi’nden yine inandığım, uğruna yaşadığım ilkeler bunu emrettiği ve mevcut yapıda çalışma imkanım kalmadığı için büyük bir üzüntüyle istifa ediyorum” açıklamasında bulundu.

Kendisine koltuk vermeyen İmamoğlu ile Özel’in başını çektiği değişimcileri, “Yeni CHP’liler, siyasi menfaat uğruna hiçbir ahlak ve fazilet endişesi taşımayan bir tutum sergiliyor” sözleriyle eleştirerek, “Bunlar değişimci değil çürümüş adamlar” dedi.

İşte bu çürümüşlüğe son vermek için harekete geçen İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, hileli İstanbul Kongresine ilişkin açılan davada ara karar vererek, CHP İstanbul İl Başkanlığı’na “kayyım” olarak Gürsel Tekin’i atadı.

Tekin ilk açıklamasında; Vatandaş nezdinde zaten itibarı kalmayan ve iyice yolsuzluğa bulaşan CHP’yi “CHP’liler yönetecek” diyerek, rezalet üretme merkezi haline gelen partiyi temizleyeceklerini ilan etti.

Oysa kendisinin, daha önce “istifa” açıklaması yaptığı halde kayyım olarak atanmadan sadece bir gün önce parti üyeliğini devam ettirmek için aidatını yatırdığı iddia edildi.

Tekin bu açıklamaları yaparken, CHP yönetimi de yarım kalan işi tamamlayarak kendisini ihraç etti.

Parti tabanı ise iki gündür, 6’lı masadan kalktığı için demediklerini bırakmadıkları Meral Akşener’den arta kalan küfürleri şimdi Gürsel Tekin’e ediyor.

Demem o ki… Gürsel Tekin geldi diye CHP’ye “kutsal parti” muamelesi yapmanın bir anlamı yok.. CHP’de kişiler değişir ama zihniyet değişmez… O yüzden bu tür değişimlerle uğraşmak yerine kalıcı çözümler üretmek lazım…