Güney Kıbrıs ve Yunanistan’ın provokatif adımlarına tepki gösteren UBP Milletvekili Sunat Atun, “Rumların zihniyeti değişmedi, Kıbrıslı Türklere hayat hakkı tanımıyorlar” dedi.

Güney Kıbrıs ve Yunanistan’ın provokatif adımlarına tepki gösteren UBP Milletvekili Sunat Atun, “Rumların zihniyeti değişmedi, Kıbrıslı Türklere hayat hakkı tanımıyorlar” dedi.

Sebahattin Ayan-Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Yunanistan ile birlikte hareket ederek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) yönelik provokatif eylemlerini artırıyor. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, sözde "bağımsızlık günü" nedeniyle askerî geçit töreninde törene katılan bazı askerlerin "Karpaz'a gireceğiz" sloganları atmasının ve Yunanistan'a ait F-16 savaş uçakları KKTC üzerinde alçak uçuş yapmasının ardından şimdi de Yunanistan, tatbikat bahanesiyle Türkiye sınırındaki Sisam Adası'na çıkartma yaptı. Doğu Akdeniz’de gerilimi tırmandıran bu girişimler, bölgedeki barış ve istikrarı tehdit ederken, bölgenin tansiyonunu yükseltiyor.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi askerlerinin sloganlarını gazetemize değerlendiren Ulusal Birlik Partisi Milletvekili Sunat Atun, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş yıldönümünde atılan sloganlar son derece düşmanca bir açıklamadır. Bu, Rumların Kıbrıs adasında Kıbrıslı Türklere hiçbir zaman hayat hakkı tanımadıklarının en resmi ifadesidir. Rum Milli Muhafız Ordusu askerlerinin bu sloganları kullanması da bunun en açık göstergesidir. 1 Ekim sabahı, saat dokuz – dokuz buçuk civarında Meclis’teydim. O sırada Lefkoşa’nın güneydoğusundan uçan iki jeti gördüm. Bu da açıkça bir tahriktir. Rum zihniyeti hiçbir zaman değişmemiştir. Tarih boyunca da değişmemiş, yüz yıldır da en ufak bir sapma göstermemiştir” dedi.

Ada’da Türklerin kardeşlik, huzur ve refah istediğini belirten Atun, “Biz Türk tarafı olarak, uluslararası dünyanın baskıları nedeniyle zaman zaman diplomatik dilimizi farklılaştırdık. Ancak çözümü istemeyen tarafın Rumlar olduğunu her seferinde ortaya koyduk. Türk tarafı, adadaki barışın ve huzurun teminatıdır. Devletiyle, askeriyle, siviliyle, vatandaşıyla bu barışın garantisidir. Kıbrıs Türk halkı, devletiyle, ordusuyla ve vicdanıyla adada barışın teminatıdır. Fakat aynı şeyi Güney Kıbrıs Rum Yönetimi için söylemek mümkün değildir. Onların kurumsal siyasetleri, Kıbrıs Türklerine ada üzerinde hak ve yaşam hakkı tanımamak üzerine kuruludur” şeklinde konuştu.

Yunanistan’ın tahriklerinin kendine zararı olacağını aktaran Sunat Atun, “Topraklarımızdan F-16 uçaklarının uçurulması ve askeri tatbikatların tamamı birer tahriktir. Bunları geniş bir perspektifte, şu anda Gazze Şeridi’nde devam eden katliamların ışığında değerlendirmek gerekir. Ayrıca Güney Kıbrıs’ta süren müzakereler de devam etmektedir. Yunanistan da garantör ülkedir, Türkiye de garantör ülkedir. Ben açıkçası Yunanistan’ın bu tür tavırlar içerisinde olmasını yadırgadım. Çünkü bana göre Yunanistan’ın güvenlik açısından Türkiye’ye çok büyük bir ihtiyacı vardır.

Bu ihtiyaç hem askeri güvenlik hem de iktisadi açıdan söz konusudur. Bu durum benim için sürpriz oldu; ancak Ortadoğu öyle bir yerdir ki denklemler çok sık güncellenmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bugün küresel ölçekte belirleyici liderlerden biri haline gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti de özellikle savunma ve hava savunma sanayisinde dünyanın öncü devletlerinden biri konumuna ulaşmıştır. Bunlar elbette büyük avantajlardır.

Bu nedenle komşu devletlerin, Türkiye ile iş birliği içinde olmaya öncelik vermeleri gerektiğini düşünüyorum. Eğer Yunanistan bu şekilde bir tavır sergilemişse, demek ki bölgesel denklem içinde daha büyük bir aktörün mesajını vermeye çalışıyor olabilir” ifadelerini kullandı.

Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili de açıklamalarda bulunan Atun, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın halkla yakın ilişkilerine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: “Biz Ersin Bey’le halkın içindeyiz. Halkımızı ziyaret ediyor, geziyor ve konuşuyoruz. Halkın kendisine gerçekten büyük bir sevgisi olduğunu görüyorum. Birebir ilişkilerinde de Ersin Bey’in insanları çok yakından tanıdığını biliyorum.

Gerek beş yıldır bu görevde olması, gerekse sürekli halkın içinde bulunması önemli avantajlardır. Ulusal Birlik Partisi olarak biz de Sayın Cumhurbaşkanı’yla birlikte hareket ediyoruz. Bu unsurlar, seçimleri kazanması için kendisine büyük bir güç veriyor. Bu şartların seçimi kazanması için yeterli olacağını öngörüyorum.”