Yeni Akit Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Alan, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın Mısır'daki Gazze Barış Zirvesi yolculuğunun perde arkasını yazdı. Alan, Erdoğan'ın uçaktaki resti sırasında yaşananları da anlattı. İşte Alan'ın 'Kızıldeniz üstündeki rest' başlıklı o yazısı...

Yeni Akit Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Alan, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın Mısır'daki Gazze Barış Zirvesi yolculuğunun perde arkasını yazdı. Alan, Erdoğan'ın uçaktaki resti sırasında yaşananları da anlattı. İşte Alan'ın 'Kızıldeniz üstündeki rest' başlıklı o yazısı...

Dün, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı taşıyan “TUR” uçağının dar koridorunda, az sayıdaki gazeteci meslektaşımın arasında, elimde not defterimle bekliyordum. Ankara’dan kalktığımız andan beri hava gergin değil, kararlıydı; Gazze’de nihayet varılan ateşkesin kalıcı hale gelmesi için düzenlenecek “Barış Zirvesi”ne gidiyorduk.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve ABD Başkanı Donald Trump’ın eş başkanlığında, Ürdün Kralı Abdullah, Katar Emiri Şeyh Temim, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto gibi isimlerin de katılacağı bir masa. 20’den fazla ülke lideri, Gazze’nin yeniden inşası ve bölgesel barış için toplanacaktı. Erdoğan, bu zirveyi önemsiyordu; zira Türkiye, ateşkes müzakerelerinde kritik bir rol oynamıştı. Trump bile uçakta, “Erdoğan harika, çok güçlü bir ordusu ve milleti var” diye övgüler yağdırmıştı.

Ama her şey, o anda değişti. Uçak Şarm El-Şeyh Uluslararası Havalimanı’na yaklaşırken, sosyal medyada yayılan bir iddia ile donakaldık.

Mısır Cumhurbaşkanlığı, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun da zirveye katılacağını duyurmuştu. Netanyahu! Gazze’de 8 Ekim 2023’ten bu yana süren saldırılarda 67 binden fazla Filistinlinin hayatını kaybettiği, 170 binden fazla kişinin yaralandığı bir katliamın baş mimarı.

Onun adı, zirvenin “barış” ruhunu zehirlerdi. Herkes dona kaldı.. Uçak, piste yaklaşmıştı, öyle ki pistteki kesik çizgileri çok net seçebiliyorduk. Pilot, pisti bir anda pas geçti. Kızıldeniz üzerinde 20 dakika kadar tur attık; o anlar, saatler gibi geldi.

Netanyahu’nun katılımı, zirvenin Filistin davasını sulandırır, İslam ülkelerinin tepkisini çekerdi. Biz havadayken Irak, Ürdün ve Katar gibi müttefiklerimiz de rahatsızlıklarını dile getirmişti. Oh be dedirten bir haber geldi: Netanyahu’nun katılımı iptal edildi!

İsrail Başbakanlık Ofisi, “parlamento oturumları” ve “dini” gerekçeyle gelmeyeceğini açıkladı ama gerçek, Erdoğan’ın net duruşuydu. Uçak ilginç bir şekilde Netanyahu’nun gelmeyeceği şeklindeki haberden sonra tekrar inişe geçti. Her zamanki gibi Hande Fırat duyurdu.. Şaşkınlık ve mutluluk.. Havalimanında bizi Mısır Kültür Bakanı Ahmed Fuad Hanno ve Türkiye’nin Kahire Büyükelçisi Salih Mutlu Şen karşıladı.

Başkan Erdoğan, Uluslararası Konferans Merkezi’ne geçti biz de bir süre sonra devam ettik peşinden. “Together in Peace” afişleri asılıydı, Trump ve Sisi’nin fotoğrafları her yerde. Ama Erdoğan’ın gölgesi, Netanyahu’yu dışarıda tutmuştu. Dışarıdan bakınca, bu bir “one minute” anı gibi görünebilir. Hatırlayın, Erdoğan’ın Netanyahu’ya karşı tutumu hep netti. 2023’te New York’ta son kez el sıkışmışlardı, ama Gazze katliamı başladıktan sonra Erdoğan, “Netanyahu’yu sildik attık, muhatap değil” demişti.

İsrail’e gitme planlarını iptal etmiş, MİT Başkanı İbrahim Kalın’ı Hamas ve Filistin’le görüşmeler için devreye sokmuştu. İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nde bile, “İsrail kendi geleceğini kararttı” diye haykırmıştı. Netanyahu ise, skandal bir şekilde Erdoğan’a “Ahlak dersi veremezsin” diye veryansın etmiş, Türk ordusunu karalamıştı. Bu olay, Başkan Erdoğan’ın liderliğinin zirvesiydi. Netanyahu gibi bir figürün, Gazze’nin acısı üzerine toplanan bir zirveye sızmasına izin vermedi.

Filistin davası için atılan bu adım, Türkiye’nin bölgedeki ağırlığını bir kez daha gösterdi. Zirvede, ateşkesin kalıcı mekanizmaları konuşurken, Gazze’nin yönetimi, yeniden inşası ve ablukaların kalkması yönündeki çıkışlar umut vericiydi. Dönüş yolunda sorularımızı cevaplandırdı Başkan Erdoğan, onu da yarın okuyacaksınız inşallah. Dönerken düşündüm. Bu, sadece bir iniş gecikmesi, pistin pas geçilmesi hadisesi değildi. Bu, mazlumun yanında durmanın, ilkeden taviz vermemenin hikayesiydi. Erdoğan, Netanyahu’ya “Gelirsen inmem” restini çekti ve kazandı.

Dünya lideri böyle olunur. Gurur duyuyorum, çünkü o uçaktaydım. Ve bu hikaye, tarihe “Kızıldeniz Üstündeki Rest” olarak geçecek. Hassas bir denge var.. Tabii ki diplomatik kaynaklar nezaketen bu durumu kabul etmeyecektir! Etmemeli de bir süre.. Ama bu vaka, yakın tarihe ikinci one minute şeklinde geçmiş oldu. Selametle..