Antalya ve Konya arasında uzanan Orta Torosları oluşturan üzerinde bir çok uçurum, obruk ve mağara bulunan Giden Gelmez Dağları ülkenin en esrarengiz dağı olarak bilinirken bölgeyle ilgili araştırmacı yazar Haluk Özdil'den çok konuşulacak iddialar geldi.

Antalya ve Konya arasında uzanan Orta Torosları oluşturan üzerinde bir çok uçurum, obruk ve mağara bulunan Giden Gelmez Dağları ülkenin en esrarengiz dağı olarak bilinirken bölgeyle ilgili araştırmacı yazar Haluk Özdil'den çok konuşulacak iddialar geldi.

Akseki ilçesine bağlı Süleymaniye, Ceceler ve Değirmenlik kırsal mahallelerinin etrafında yükselen Giden Gelmez Dağları, 2 bin metreyi aşan dağ sırasından oluşuyor. Giden Gelmez Dağları, Antalya'yı Konya'ya bağlayan 1825 rakımlı Alacabel Geçidi'ni de çevreliyor.

Avlanmak için 1941 yılında gittiği Giden Gelmez Dağları'nın zirvesinde 102 metre derinliğinde obruğa düşerek ölen İsmail Özen'in torunu Mahmut Girgin (56), AA muhabirine, acı hikayeyi anlatmıştı.

Dağa adını veren olaylardan biri kabul edilen trajedinin geçmişten günümüze aktarıldığını ifade eden Girgin, "Dedem 1941 yılında arkadaşlarıyla avlanmak için bu dağa gitmiş. Vurdukları bir geyiği çıkarmak için iple indiği obruğa düşerek hayatını kaybetmiş. Profesyonel dağcıların 15 yıl sonra bulduğu dedemin kemikleri köyümüzün mezarlığına defnedilmiş." dedi.

Dayısı Ömer Özen'in yıllar sonra dağcılarla birlikte dedesinin düştüğü obruğa giderek kemiklerini bulduğunu ifade eden Girgin, "Dedemin de aralarında olduğu 14 köylümüz avlanmak için dağa gitmiş. Köylülerin vurduğu bir geyik obruğa düşmüş. Bulunduğu yerden çıkarmanın mümkün olmadığını görünce ertesi gün tekrar bölgeye giderek ip yardımıyla geyiği çıkarmak istemişler. Dedem sarkıtılan iple aşağıya inmiş ancak obruğun kaygan ve keskin taşları ipi kesince yukarı çıkmayı başaramamış. Dedem, 102 metre derine düşerek orada kalmış." ifadelerini kullandı.

Giden Gelmez Dağları'nda rehber olmadan dolaşılamayacağına dikkati çeken Girgin, "Geçmiş yıllarda köyden başka 2 avcı da gece dinlenmek için yaktıkları ateşin erittiği kar kütlesi nedeniyle uçuruma düşmüş. Bu da anlatılan başka bir olay." dedi.

Girgin, bu olayda, avcıların yanlarındaki köpeğin yardım istemek için köye geldiği ancak köpeğin hareketlerine anlam verilemediği için yardıma gidilmediği ve cenazelerine ulaşılamadığı halen dağın eteklerindeki kırsal mahallelerde anlatıldığını söyledi.

Araştırmacı yazar Haluk Özdil, Giden Gelmez Dağları ile ilgili çok konuşulacak iddialarda bulundu.

Haluk Özdil yaptığı açıklamada, "Dün bir dağcı arkadaşım Gidengelmez Dağı ile ilgili bana bazı bilgiler verdi. Bana, "Gittiğimiz an dağın eteklerine tırmandığımızda önce elektronik pusulalarımız, telefonlarımız çalışmamaya başladı. Elektronik pusulular jet hızıyla dönmeye başladı, sapıttılar. Gece kameraları koyduğumuzda iki tane büyük levhanın birbirine sürttüğünü duyduk ve bu ses çok yoğun bir sesti.

Bu ses tüm gökyüzünü kapladı. Gece artık tüm riskleri alarak dağda bulunmak yerine aşağı inme kararı aldık. Tedirgin aldık. Daha sonra köylülerle konuşunca bazı detaylara ulaştık." şeklinde konuştu.

. Arkadaşlar burası dağcılar açısından en tehlikeli dağlardan birisi. Peki neden adı böyle? Buraya gidip de geri dönemeyen, cesetleri bulunan çok sayıda insan var. Peki köylüler ne diyor? 'Dağın üzerinde hareket eden iki top zaman zaman görüyoruz. Kameralar kapanıyor, telefonlarımız çalışmıyor' diyorlar.

. Bilim insanları ise bu dağda manyetik bir alan olduğunu belirtiyor. Tıpkı Spil Dağı gibi. Bu dağla ilgili bana gelen ihbarlarda garip olan şu, orada bir yaşam formu olduğuna dair ifadeler var. Burada manyetik sapmalar var tamam ama asıl burada bir perdeleme yapılıyorsa?

Burası insanların girmesinin istenmediği bir bölge mi? Çünkü burada bazı grupların ritüel yaptıklarını biliyoruz. Duyulması istenmiyor bu olay. Köylüler bunu iletiyor. Yine başka köylüler ise 'beş fizikçinin burada boyut kapısı aradığını' belirtiyor. Orada kaybolan insanların olduğu, gidenin dönmediği bir yer olduğu düşünülürse burada araştırma yapılması gerekiyor" dedi.