Trendyol Süper Lig’de ilk 8 haftayı namağlup ve 22 puanla geçen Galatasaray, yalnız Türkiye’de değil Avrupa genelinde de manşetlik bir istatistik yakaladı.

Trendyol Süper Lig’de ilk 8 haftayı namağlup ve 22 puanla geçen Galatasaray, yalnız Türkiye’de değil Avrupa genelinde de manşetlik bir istatistik yakaladı.

Sarı-kırmızılı ekip, Avrupa’nın 10 büyük liginde ekim ayı milli arası öncesi en çok puan toplayan dört takımdan biri olarak Real Madrid, Arsenal, Bayern Münih ve PSG gibi devleri puan hanesinde geride bıraktı. Okan Buruk’un öğrencileri böylece sezon başlangıcını yalnızca skorla değil, kıta ölçeğinde karşılık bulan bir verimlilikle taçlandırdı.

Galatasaray’ın 7 galibiyet ve 1 beraberlikten oluşan 22 puanlık başlangıcı, temposu yüksek bir fikstürde hatasızlığa yakın bir çizgiye işaret ediyor. Skorların arkasında oyun planı, geçiş kalitesi ve geniş kadro rotasyonunun dengeli kullanımı öne çıkıyor. Puan tablosunda liderlik koltuğu, yalnız skor avantajının değil, saha içi kontrol ve reaksiyon hızının da bir sonucu olarak okunuyor.

Avrupa’nın 10 büyük liginin milli ara öncesi karnelerine bakıldığında Galatasaray’ın 22 puanlık toplamı üst segmentte konumlanıyor. Premier Lig’de zirvede yer alan Arsenal 7 maçta 16 puanda kalırken, La Liga’da Real Madrid 8 maçta 21 puan topladı. Bundesliga’da Bayern Münih 6 maçta 18 puan, Serie A’da Napoli aynı maç sayısında 15 puanla liderlik mücadelesini sürdürüyor. Fransa’da PSG 7 haftada 16 puanda. Bu çerçevede sarı-kırmızılılar, “puan/maç” verimliliğinde Avrupa devlerinin önemli bölümünün önüne yerleşmiş durumda.

Portekiz’de Francesco Farioli yönetimindeki Porto ve Hollanda’da Robin van Persie’nin çalıştırdığı Feyenoord, 8 hafta sonunda Galatasaray ile aynı puan toplamına ulaştı. Bu paralellik, üç takımın da sezonu yüksek yoğunluk ve dengeli bir oyun kimliğiyle açtığının göstergesi. Farkı yaratan ise lig dinamikleri ve fikstür sertliği; Galatasaray’ın geniş kadro içi rekabetle bu tempoyu beslemesi, sürdürülebilirlik açısından kritik bir ayrıntı.

Union Saint-Gilloise, Belçika Ligi’nde milli araya 10 maç sonunda 23 puanla girdi ve toplam puanda listedeki ekipleri maç fazlasıyla geçti. Ancak “puan/maç” ölçeğine dönüldüğünde Galatasaray’ın verimliliği Avrupa üst sırasındaki yerini koruyor. Bu nüans, farklı liglerdeki maç sayısı ve yoğunluğun karşılaştırmalarda nasıl bir değişken olduğuna dikkat çekiyor.

Galatasaray’ın tabloyu sürükleyen temel özellikleri orta blokta baskının zamanlaması, topu kazandıktan sonra hücum üçüncü bölgeye hızlı geçiş ve kanat/yarı alan koşularıyla orta saha merkezini besleyen bağlantılar oldu. Bu yapı, skor üretimini çeşitlendirirken savunma dengesini de korudu. İlk 8 haftalık periyotta düşük skor marjlı galibiyetlerin yanında oyunu erken koparan sekanslar da görülmesi, planın farklı senaryolara uyum verdiğini gösteriyor.

Sezon genelinde Avrupa kupalarıyla birlikte artacak maç sayısı, liderlik yarışını kadro yönetimi üzerinden belirleyecek. Galatasaray’ın geniş rotasyonu, yoğun takvimde sakatlık/performans dalgalanmalarını absorbe edebilecek bir esneklik sağlıyor. Teknik ekibin maç içi hamle zamanlamaları, ilk 8 haftada puan tabelasını doğrudan etkileyen unsurlar arasında öne çıktı. Milli ara sonrası hedef, mevcut verimliliği korurken set hücumlarında pas hızı ve üçüncü bölge varyasyonlarını daha da artırmak, duran top üretimini istikrarlaştırmak ve skor üstünlüğünde oyunu boğmadan kontrol etmeye devam etmek olacak. Puan rekabeti kadar “puan/maç” verimliliğini sürdürmek, sezonun kırılma haftalarında fark yaratan temel belirleyiciye dönüşebilir.

Galatasaray, ilk 8 haftalık performansıyla yalnız puan tablosunda değil, Avrupa ölçeğinde verimlilik liginde de ilk dörde yerleşti. Bu, tesadüf değil; plan, tempo ve kadro derinliğinin birleştiği bir hikâye. Devlerin önünde olmak manşet, ama asıl haber; oyunun doğruları aynı kararlılıkla tekrarlandığında bu grafiğin sürdürülebileceği gerçeği. Sarı-kırmızılılar, milli aradan dönüşte tam da bu istikrar testine çıkacak.