Balın kullanım biçimine göre farklı etkiler gösterdiğini söyleyen Karaca, “Sıcak suyla bal şerbet yaparsanız kabız yapar, soğuk suyla yaparsanız ishal yapar. Balı yemekten önce yerseniz iştah keser ve zayıflatır, yemekten sonra suyla içerseniz kilo aldırır. Aynı bal ama etkisi tamamen farklı olabilir.” diyerek yanlış kullanımlara karşı uyardı.
Günümüzde vitamin ve gıda takviyelerine yönelimin arttığını hatırlatan Karaca, doğal beslenmenin her zaman öncelikli olması gerektiğini vurguladı: “Biz de vitamin satıyoruz ama gıdadan alacağın kadar faydalı olmaz. Balık yağı içeceğine balık ye, A vitamini istiyorsan havuç ye, D vitamini istiyorsan yumurta ve peynir tüket. Doğal beslendiğinde vücudun zaten ihtiyacını karşılar.”
Organik üretimin önemine değinen Karaca, “Devletin önce ekmeğe el atması lazım. Bir yıl boyunca sadece su ve ekmekle yaşayan bir insan, vücudunun ihtiyaç duyduğu vitaminlerin büyük kısmını karşılar. Ekmek, vücudun temel vitaminlerinden biri olan E vitaminini barındırır. Bu yüzden ekmek ne kadar doğal olursa toplum o kadar sağlıklı olur.” diye konuştu.
Kent yaşamında satılan “diyet ürünleri”nin sağlıklı olmadığı görüşünü dile getiren Karaca, “Şehirde diyet ürünü olmaz. Diyet ürün olabilmesi için hiç ilaç kullanılmayan, doğal köylerde yetişmiş ürünler gerekir. İnsanlar paralarını bu ürünlere harcamasın, kendi üretimini öğrensin. Bahçeli evlere geçsinler, apartmanlardan uzaklaşsınlar.” çağrısında bulundu.
İnsanların hastalanmadan önce bilinçlenmesi gerektiğini ifade eden Karaca, “Devletin, okullarda ‘doğal beslenme ve bitki kullanımı’ dersi koyması gerekiyor. Hangi yemek pişirilir, hangisi çiğ yenir, ne neyle tüketilmemeli, bunlar öğretilirse toplum sağlığı çok daha güçlü hale gelir.” dedi. Karaca, sözlerini “İnsanlar ilaçtan önce doğayı ve beslenmeyi tanımalı. Bitkiler doğru kullanıldığında her hastalığın önüne geçilebilir” diyerek tamamladı.