Fransız askeri dergisi Forum Militaire, Türkiye’nin füze teknolojisinde Batı’yı geride bıraktığını yazdı. Analizde, Roketsan’ın geliştirdiği Tayfun ve Bora füzelerinin “dünyanın en gelişmiş sistemleriyle yarıştığı” belirtildi. Fransa basını, Türkiye’nin artık küresel savunma pazarında yeni bir güç merkezi olduğunu kabul etti.

Fransız askeri dergisi Forum Militaire, Türkiye’nin füze teknolojisinde Batı’yı geride bıraktığını yazdı. Analizde, Roketsan’ın geliştirdiği Tayfun ve Bora füzelerinin “dünyanın en gelişmiş sistemleriyle yarıştığı” belirtildi. Fransa basını, Türkiye’nin artık küresel savunma pazarında yeni bir güç merkezi olduğunu kabul etti.

Analizde, Roketsan’ın öncülüğünde geliştirilen geniş yelpazedeki yerli füze sistemlerinin sadece Türkiye’nin değil, artık dünyanın da ilgisini çektiği vurgulandı. Dergi, teknolojik üstünlüğün artık sadece büyük güçlerin tekelinde olmadığını, Türkiye’nin “yeni nesil askeri bağımsızlık” modelinin dikkatle izlendiğini belirtti.

Forum Militaire, Türkiye’nin son yıllarda karadan karaya, havadan karaya ve denizden karaya sistemlerde büyük ilerleme kaydettiğini ifade etti. Roketsan’ın, yalnızca iç ihtiyaçlar için üretim yapan bir şirket olmaktan çıkıp küresel savunma pazarında önemli bir oyuncuya dönüştüğü kaydedildi.

Fransız dergisine göre, Türkiye’nin attığı bu adımlar “stratejik özerklik” ilkesinin doğal bir sonucu. Avrupa ülkelerinin hâlâ ABD ve NATO’ya bağımlı kaldığına dikkat çekilirken, Türkiye’nin kendi yolunu çizdiği belirtildi.

Analizde, yerli sistemlerin lazer ve kızılötesi güdüm teknolojileriyle donatıldığı ve bu füzelerin halihazırda birçok ülkeye ihraç edildiği ifade edildi. Türkiye’nin savunma sanayiinde ihracat başarısı elde etmesi, ülkenin uluslararası itibarını da güçlendirdi.

Forum Militaire, Tayfun balistik füzesini Türk savunma sanayiinin “yükselen simgesi” olarak tanımladı. 280 kilometrelik menziliyle Tayfun’un hipersonik hızlarda hedefleri vurabildiği belirtilirken, Bora füzesinin de benzer bir performans sergilediği aktarıldı. Her iki füzenin de mobil platformlardan fırlatılabilmesi, Türk ordusuna önemli bir taktik üstünlük sağlıyor. Bu sistemlerin, cerrahi hassasiyetle hedef imha kabiliyetine sahip olduğu vurgulandı.

Dergi, TRG-300, TRG-230 ve TRG-122 gibi çok namlulu roket sistemlerinin modern savaş doktrinlerine tam uyumlu olduğunu yazdı. TRG-300’ün 120 kilometre, TRG-230’un 70 kilometre menzile ulaşabildiği; 5 dakikadan kısa sürede fırlatılabilen bu sistemlerin cephe hattı saldırıları için ideal olduğu belirtildi. Lazer güdümlü TRLG-122 versiyonunun isabet oranını artırarak “minimum ikincil hasar” ilkesiyle öne çıktığı kaydedildi.

Analizde, CNRA sisteminin 280 kilometre menziliyle düşman lojistiğini ve radar altyapılarını hedef aldığı bildirildi. Ayrıca T-106/122 sistemlerinin zorlu muharebe koşullarında bile bağımsız atış kabiliyetiyle güvenilir performans sunduğu vurgulandı. Forum Militaire, TR-122 roketinin havadan atılan versiyonunda sensör ve sinyal bozucu ekipmanlar taşındığını belirterek, bu yapının füzeleri “çok amaçlı taktik platformlara” dönüştürdüğünü ifade etti.